Haberler

Türkiye’nin en güzel şehri

Tarih: 27 Ekim 2008 Kaynak: Radikal Yazan: Haluk Şahin
Bundan 20-25 yıl önce biri bana “Eskişehir, Türkiye’nin en güzel şehri olacak!” dese gülüp geçerdim. Çünkü, Anadolu bozkırının başladığı düzlükte yer alan bu şehrin herhangi bir güzellik potansiyeli olabileceğini tahmin edebilmek aşırı gelişmiş bir düşgücü gerektirirdi. Dağ yok, deniz yok, doğru dürüst nehir yok, ağaç yok, tarihi bina yok, iklim yok. Ne kadar güzelleşebilirdi ki bu şehir?

Bu sorunun yanıtını merak edenlere hemen bir bahane uydurup Eskişehir’in yolunu tutmalarını tavsiye ederim. Gördüklerine inanamayacaklar. Caddeleri, meydanları, binaları, heykelleri, kanalları, köprüleri, tramvayları, tiyatroları, senfoni orkestrası, operası, üniversiteleri, kafeleri ve parklarıyla tam bir Avrupa kenti çıkacak karşılarına. Bir zamanlar adı Porsuk Çayı olan bozbulanık akıntının yerini alan kanallarda gondol ya da botla gezerken kendilerini, örneğin Amsterdam’da sanacaklar...

Kıraç Eskişehir nire, sular kenti Amsterdam nire diyeceksiniz. Emin olun hiç abartmıyorum. Görmeyen inanamaz. Yalnızca fiziksel değişimden söz etmiyorum. Şehrin insani dokusu ve atmosferi de tılsımlı bir değnek dokunmuşcasına değişmiş. Ortaçağ ile zamanımız arasına sıkışmış kocaman bir kasabanın yerinde şimdi uygar ve modern bir şehir var.

Bu tılsımlı değneğin adının Yılmaz Büyükerşen olduğunu biliyorsunuz. Eskişehir çocuğu Prof. Dr. Büyükerşen doğduğu şehri, sekiz yıl içinde bir tek kişi bir yeri ne kadar değiştirebilirse o kadar değiştirmiş. Bir mucize gerçekleştirmiş!

Hem de AKP’li Belediye Meclisi üyelerinin tüm engelleme ve baltalama çabalarına rağmen! Eskişehir’i hayranlık içinde dolaşırken merak ettim: Bu müthiş değişime sırf siyasal nedenlerle çelme takmaya çalışanlar hiç aynaya bakmadılar mı?

En ufak bir utanma duygusu hissetmediler mi? İlerde çocukları ve torunları şehirlerini tepeden tırnağa güzelleştiren ‘Yılmaz hocayı’ övgüyle anarken, ona çelme takan dedeleri ve babalarını nasıl anacaklar? Partizanlığın bu boyutu, insanın kendi türüne olan güvenini sarsıyor.

Hafta başında bir gün, halen inşaatı devam eden Kent Parkı’nı, Bilim Sanat ve Kültür Parkı’nı gezdim. Minik parkçıklardan söz etmiyorum, biri 300 öteki 400 dönüm olan dev parklardan söz ediyorum. Bir zamanlar politikacılar, denizi olmayan Konya’ya liman vaat ettikleri için alay konusu olurlardı. Başkan Büyükerşen denizi olmayan Eskişehir’e kocaman bir pilaj yapmış. Bilim, Sanat ve Kültür Parkı’nın ortasında, binbir çeşit oyuncağın yanı sıra, kocaman bir gemi ve şato yer almakta. İlerideki Bilim Müzesi’nde çocuklar bilimsel deneyler yapacaklarmış.

Şu hurafelerin ve şarlatanlıkların baş tacı edildiği karanlık anlamlar taşıdığını bilmem anlatabiliyor muyum? Büyükerşen hiç kuşkusuz Türkiye’nin en başarılı yerel yöneticisi. Büyükşehir’e DSP’den seçilmiş, aydın bir sosyal demokrat. Başarısıyla, iyi yerel yöneticilerin yalnızca İslamcı kesimden çıktığı mitosuna da son veriyor. Tam tersine, çıtaya iyice yükseltiyor. Türkiye’de başka başarılı yerel yöneticiler de var ama onunla boy ölçüşebilecek kimse yok.

İnanmayanlar Eskişehir’e gitsinler görsünler. Merkezi iktidarın hiç eksilmeyen husumeti ve Meclis üyelerinin ısrarlı çelmelerine rağmen neler yapılabilmiş görsünler. Ondan sonra düşünsünler: “Acaba Türkiye de böyle yönetilemez mi?”
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.