Buna karşı su hakkının alınıp satılabilen bir meta değil temel bir insan hakkı olduğunu savunan ve toplumsal muhalefeti örgütlemek amacıyla kurulan Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, düzenlediği etkinliklerle toplumu, suyuna sahip çıkmaya çağırıyor.
Yaşam kaynağı satılamaz
Dünya Su Forumu'nun yapıldığı tüm ülkelerde yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının özelleştirilerek bir meta haline getirildiğini ifade eden platform üyelerinden Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Yıldırım Derya, Türkiye'de ise suyun kaynağında satılacak olması nedeniyle bu sürecin daha katmerli yaşanacağını söyledi. Suyun tüm canlıların yaşam kaynağı olduğuna vurgu yapan Derya, bu nedenle suyun ticarileştirilemeyeceğini, satılamayacağını ve ona bir fiyat konamayacağının altını çizdi. Suyun ticarileştirilmesinin tarımla uğraşan çiftçiye büyük bir darbe vuracağını söyleyen Derya, bunun ilk adımı olarak çiftçinin tarlasını suladığı kanallara kontörlü su sayaçları takılacağını kaydetti. Çiftçinin yanı başından akan suyu kullanmak için daha kullanmadan para ödeyeceğini belirten Derya, bunun yaratacağı olumsuz sonuçlara dikkat çekti.
Kâr hırsı kaynakları tüketti
Büyük toprak sahipleri daha çok kazansın diye sürekli yeraltından su çektik diyen Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Tahir Öngür, sermayenin kâr hırsı nedeniyle Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının yok edildiğini vurguladı.
Türkiye'de baraj yapılan her yerde sulak alanların yarıya indiğini ve ovaların beslenemez hale geldiğini anlatan Öngür, buna dayanak olarak da ‘çiftçi bilinçsiz, suyu yanlış kullanıyor. Küresel ısınma yağışları azalttı' gibi iddialarda bulunulduğunu belirtti. Türkiye'ye dayatılmaya çalışılan yeni politikaların suyun yetmezliğinden, küresel ısınmadan ya da toprağını sulamayı bilmeyen çiftçiden kaynaklanmadığına vurgu yapan Öngür, yaşananların sorumlularının Türkiye'nin bütün kaynaklarını kapitalist pazara açanlar olduğunu söyledi.
Su üzerinden ticaret olmaz
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Eylem Tuncaelli ise suyun en doğal insan hakkı olduğunu ve bu nedenle suyun üzerinden ticaret yapılamayacağını dile getirdi. Dünya nüfusunun sadece yüzde 5'inin suyunu özel firmalardan aldığını kaydeden Tuncaelli, buna rağmen su tekellerinin elde ettikleri kârların petrol şirketlerinin yarısı kadar olduğuna dikkat çekti. İstanbul'da suya 1 yıl içerisinde yüzde 130'lara varan zamlar yapıldığını ifade eden Tuncaelli, bunun yoksul insanları sudan mahrum etmek anlamına geldiğini söyledi. Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü kaynakları ‘sahibinden satılık değildir' diyen Tuncaelli, "Bunun mücadelesini yürüten Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu olarak, suyun ticarileştirilmesine karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz ve buna izin vermeyeceğiz" dedi.