
Linz 2009 Avrupa Kültür Başkenti'nin bir ay içinde resmi olarak açılması planlandığı için oldukça heyecanlı olduklarını belirten Berg, "Öncelikle sözü, aynı heyecanı yaşamak için önünde 2 yıla yakın bir süre bulunan Nuri Bey'e vermek istiyorum," dedi.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın, çalışmalarını Linz gibi 4 - 5 yıl boyunca netleştirilmiş bir programla yürütmediğini vurgulayarak konuşmasına başlayan Çolakoğlu, "Bu nedenle, biz her an bir ayımız kalmış gibi çalışıyoruz. Şu ana kadar 2008 programını netleştirebildik, 2010 için ise sadece fikirlerimiz var. Bu nedenle Linz'den üç kat hızlı çalışmalıyız," dedi. Ajansın, bir yıl öncesine kadar henüz bir sivil toplum kuruluşu olduğunu da ekleyen Çolakoğlu, 2006 yılında Patras'la, 2008'de ise Liverpool ile sürdürdükleri ilişkileri 2009 yılında da Linz'le devam ettireceklerini açıkladı. Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan Türkiye, İsviçre ve Norveç'i kapsayan Extraeurope programının, bu ilişkilerin önemli bir parçası olduğunu söyleyen Çolakoğlu, "Şu anda 2010 hakkında kesin olarak bildiğimiz tek şey, Viyana Filarmoni Orkestrası'nın İstanbul'da çok güzel bir konser vereceği," paylaşımının ardından sözü tekrar Airan Berg'e bıraktı.
Fotoğraf: Arkitera Mimarlık Merkezi
Bir sunumla desteklediği anlatımına 2009 Avrupa Kültür Başkenti Linz ve onun ortak kenti Vilnius'u harita üzerinde göstererek başlayan Berg, nüfusu 200.000'den az olan Linz kenti ile neredeyse 20 milyonluk nüfusa sahip İstanbul arasında bir karşılaştırma yapmanın çok zor olduğunu, bu nedenle de iki kentte yapılacak kültür başkenti hazırlıklarının birbirinden farklı özellikler taşımasının bekleneceğini söyledi.
Lentos Sanat Müzesi
Kaynak: KOMM
Geçmişten bugüne ağır endüstri yapıları tarafından şekillendirilen Linz'in, 2009 Avrupa Kültür Başkenti olarak ülke genelindeki yerinin yeniden tanımlanmasını amaçladıklarını belirten Berg, bu amaç doğrultusunda yeni bir kültürel bilinç oluşturma çalışmalarına başladıklarını söyledi. Kültür, doğa ve endüstriyi kentin vazgeçilmez bileşenleri olarak ele aldıklarını vurgulayan Berg, ekledi: "Linz, tüm endüstriyel faaliyetlere rağmen oldukça temiz bir kent. Zaten biz de, sanayi kenti denince akla gelen ‘kirli kent' olgusunu yıkmaya çalışıyoruz."
"Linz'in Avrupa Kültür Başkenti olma sürecinde geçirdiği değişimi algılamanın en iyi yolu, yapılan inşaatlara bakmak," diyen Berg, özellikle son birkaç yıldır yoğun olan inşaat faaliyetlerinin 2013 yılına kadar süreceğini belirtti ve kente kazandırılan önemli yapılardan örnekleri basın mensuplarıyla paylaştı.
Ars Electronica Center
Kaynak: Linz.at
Özellikle gece, cephesindeki değişimlerle kente renk katması amacıyla inşa edilen ve birkaç yıl önce açılan Lentos Sanat Müzesi, bunlardan biri. Tuna Nehri kıyısında yer alan bina, kentin en önemli kültür yapılarından biri olarak gösteriliyor. İçinde bir halk kütüphanesi ve eğitim merkezi bulunan Bilgi Kulesi (Wissensturm), OK Çağdaş Sanat Merkezi ve festivallerin düzenlenmesi için ideal bir mekan olarak tanımlanan Ars Electronica Center da diğer önemli yapılar arasında. Bunların dışında, Saray Müzesi'ne yapılan ek bina (Schlossmuseum Extension), uluslararası sanatçıları ağırlaması hedeflenen Salzstadl ve 2013'te tamamlanacak olan Opera Binası da, Berg'in sunumunda yer verdiği kültür yapılarından.
Salzstadl
Fotoğraf: Paul Fischnaller
"Linz, geçmişten bu yana bir işçi kenti olduğu için, çalışmalarımızı ‘herkes için kültür' ana başlığı altında gerçekleştirmeyi uygun gördük," diyen Berg, bu doğrultuda iki yıla yayılan bir sanat üçlemesi düzenlediklerini söyledi. Kamuya açık alanlarda herkesin katılabileceği sanat projelerinin üçüncüsü ise 2009 yılında gerçekleşecek.
![]() Wissensturm Kaynak: Linz.at |
Açılışın nasıl organize edilmesi gerektiğini uzun bir süre boyunca tartıştıklarını belirten Berg, Linz Avrupa'nın ev sahipliğini yapacağı için yurtdışından gelen konukları otellerde değil, Linzli ailelerin evlerinde ağırlamaya karar verdiklerini vurguladı. Açılışın yeni yıl gecesi, tam gece yarısında başlayacağını söyleyen Berg, bunun nedenini ise şu şekilde açıkladı: "Kültür o kadar önemli ki, ‘Bir dakika bile kaybetmemeliyiz, yeni yıla kültürle girmeliyiz' diye düşündük."
2009 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında yapılacak olan sanat çalışmalarından bahseden Berg, nasyonal sosyalizm döneminin etkilerini yoğun olarak yaşamış bir kent olan Linz'de, bu dönemin etkilerini incelemek amacıyla da bazı çalışmalarda bulunduklarını anlattı. Berg, "Führer'in Kültür Başkenti" başlıklı bu etkinlikler için "Tarihimizdeki bu kötü dönemlerden korkmadığımızı ve onları cesurca ele alabildiğimizi göstermek istiyoruz," açıklamasını yaptı.
AB'ye dahil olmayan Türkiye, İsviçre ve Norveç'i tanıtan Extraeurope programında ise, "Avrupa'nın ekstrası AB mi, yoksa AB üyesi olmayan bu 3 ülke mi?" sloganıyla yola çıkıldığını vurgulayan Berg, projeleri hayata geçirirken üzerine yoğunlaştıkları bir noktayı daha dinleyicilerle paylaştı: "Cevabını bulmaya çalıştığımız en önemli sorulardan biri, bir sanat başkenti ve bir kültür başkenti arasındaki farkın nasıl vurgulanabileceğiydi. Bir kültür başkentinin en önemli özelliğinin herkese yayılan sanat aktiviteleri olduğuna karar verdik ve tüm projelerimizin yoğun katılımlı olmasını hedefledik."
2015 yılında Linz'i Avrupa'nın en ilginç kenti haline getirmeyi amaçladıklarını ekleyen Berg, bağımsız bir firma olarak Linz 2009 Avrupa Kültür Başkenti projesi için toplam 68 milyon Euro'luk bir bütçeye sahip olduklarını, bunun 20 milyonunun Linz Belediyesi'nden, 20 milyonunun bölge yönetiminden, 20 milyonunun Avusturya genel bütçesinden, 1,5 milyonunun AB fonundan, geri kalanının ise sponsorlar tarafından ve bilet satışlarından elde edilen gelirle karşılandığını açıkladı. Yaklaşık 280 milyon Euro bütçesi olan altyapı çalışmalarının ise ajansları tarafından değil, devlet tarafından yürütüldüğünü ekledi.
"Süreç sırasında karşılaştığınız en büyük sorun neydi?" sorusuna ise Berg, kendisinin ve ekibinden birçok kişinin Linzli olmadığının, dolayısıyla kentlileri, onlar için iyi bir şey yapacaklarına ikna etmekte oldukça zorlandıklarının altını çizerek cevap verdi ve ekledi: "Ayrıca kenti detaylı olarak tanımak, güçlü ve zayıf noktalarını algılamak da projenin başarılı olması için çok önemli."

