Haberler

Ulaşımdaki koordinasyonsuzluk..

Tarih: 4 Aralık 2008 Kaynak: Dünya Yazan: Burhan Özfatura
Kent içi ulaşım, temelde mahalli bir problemdir. Ancak, aynen "toplu konutta" olduğu gibi, bu sahada da ulusal düzeyde yönlendirmeye ihtiyaç bulunmaktadır.

Ülkemizdeki kent-içi toplu taşımacılığa, ulusal düzeyde sahip çıkacak, güçlü/etkin bir kurum, bir an önce kurulmalıdır. Aksi halde, bu sahipsizlik/israf/plansızlık ve koordinasyonsuzluk, sürüp gidecektir.

Bugün için; yerel yönetimlerin hazırladığı ulaşım planlarının; yeterli verilere ve teknik analiz yönetimlerine dayandığı, ulusal hedeflere uygun olduğu, harcamaların yerinde yapıldığı ve geriye dönüş hızının standart normlara uygun olduğu, söylenemez. Harcamaların, mahalli idarelere ve hazineye yüklediği külfetin verimlilik analizlerinin yapıldığı, sağlıklı biçimde yolcu taşıma çalışmalarının bulunduğu hiç söylenemez.

Raylı sistem yatırımları, bir gösteriş ve yarış haline dönmüştür. Ülkenin milyarlarca doları, (başta Güney Kore, İspanya, Baltık ülkeleri olmak üzere) yabancılara akıtılmaktadır. Rüşvet ve İsraf söylentileri ise had safhadadır. Orta ölçekli il ve ilçelerde bile, raylı sistem hastalığı hakim olmuştur. Çok daha ucuz çözümlere rağbet edilmemektedir. Türkiye'nin ekonomik şartlarını ve sıkıntılarını umursayan yoktur. Hızlı ve ekonomik çözümler iltifat görmemektedir.

Neticede; çok ciddi proje hataları, yüksek maliyet artışları, verimsizlik, hakim olmaktadır. Halbuki, "Ulaşım Koordinasyon Kurulu" olsaydı;

- Toplu taşımada rasyonel politikalar üretilebilirdi.

- Ekonomik sıkıntı çeken, kaynak bulamayan Türkiye'nin, milyarlarca doları israf edilmez, dışarıya aktarılmazdı. Milli sanayimiz ön plana çıkartılırdı. Çok daha ekonomik çözümler üretilirdi.

Mesela, karar verirken, metro/hafif raylı sistem ve otobüs uygulamalarını, mukayeseli olarak analiz etmek şarttır. Böylece, zaman/maliyet/verimlilik/milli çıkarlar/esneklik vb. faktörler ön plana çıkacaktır.

Yeni ve pahalı yatırımlara gerek kalmadan, ek servis ve güzergah imkanlarına kavuşulacaktır. (Metro ve raylı sistem, otobüs alternatifine kıyasla 10 ila 25 misli pahalıdır.)

- İstanbul'daki "metrobüs" uygulaması, başarılı bir örnektir. Diğer alternatiflere kıyasla, çok daha ucuzdur.

- Bazıları, otobüs tercihini çağ dışı bulmaktadır. Halbuki, dünyanın en eski ve en yaygın metro ağına sahip Londra'da; metro ile taşınan yolcu sayısı, 2004'te 940 milyon kişi iken, (%6 artışla) 2009 başında 1 milyara ulaşmıştır. Otobüsle taşınan yolcu sayısı ise 1,6 milyardan, (%20 artışla) 2 milyara ulaşmıştır. Yani, metro yolcusunun iki katıdır.

- Türkiye, gelişmekte olan bir ülkedir. İsraftan kaçınmak zorundadır. Nitekim, 8. beş yıllık kalkınma planında da; toplu taşımada öncelikli olarak otobüsün kullanılacağı kararlaştırılmıştır. Raylı sistem için, en az bir milyon nüfus öngörülmüştür. Problemin otobüs sistemi ile hallinin mümkün olamaması şartı konmuştur. (Halbuki politik baskıyı yapan, gerekli izni alabilmektedir. Gerekli kriterlere önem verilmemektedir.) (200-300 bin nüfuslu şehirler bile bu gösteriş yarışına katılmaktadır. Buna, "dur" deme zamanı gelmiştir.)

- Kaldı ki; Türkiye Avrupa'nın en büyük otobüs üreticisidir. Toplu taşımın bu yolla çözümü, dışa bağımlı değildir. Yurtdışı kredilere gerek olmamaktadır. Dış borçları artırmamaktadır. (Şu an, yerel yönetimlerin elinde, ekonomik ömrünü doldurmuş 4 bin civarında otobüs vardır. Devlet, biraz destek ve teşvik verse, otomotiv sanayii hem canlanacaktır. Toplu taşıma problemi çözülecektir. Ayrıca; çevre kirliliği azalacak (hava ve gürültü kirliliği), yakıt tüketimi ve tamir giderlerinden de tasarruf sağlanacaktır.)

- Otobüs sanayiinde; bir kişi, işini kaybederse, yan sanayide 5 kişi işsiz kalmaktadır. Ve bu sektörün desteklenmesi hayati bir önem arz etmektedir. (2003-4 yıllarındaki "hurda indirimi" uygulaması, başlangıçta çok başarılı oldu. 20 yaş ve üzeri araçlardan on binlercesi gitti. Ne yazık ki, bir takım fırsatçı ahlaksız, uygulamanın canına okudu. Kaldırılmasına sebebiyet verdi. Şu an, TÜİK verilerine göre, 2007 yılı sonu itibariyle, trafiğe kayıtlı, 13 milyon/22 bin/945 aracın, 1 milyon/603 bin/85'i 27 yaşın; 2 milyon/832 bin/400'ü de en az 20 yaşın üzerindedir.)

Hükümetin, biraz desteği ile bu 4,4 milyon aracın, %10'u bile yenilense, ne büyük aktivite doğacaktır.

Kriz vardır ve devam etmektedir. Ancak, hızlı ve pratik çözümlerle, bunun üstesinden gelmek mümkündür. Yeter ki arzu edelim. Kendimizi politik gündemlere ve çekişmelere mahkum etmeyelim...

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.