Haberler

Krizde ayrışıyorlar

Tarih: 5 Aralık 2008

Bir yıl kadar önce "decoupling" diye sözü geçiyordu. Türkçeye çevirisi "ayrışma" olsa gerek. Anlamı şu idi: ABD mali krize girmiştir. Bazı Batı Avrupa ülkelerinde de mali kriz olabilir. Ama krizin etkisi sınırlı kalacaktır. Temel ekonomik göstergeleri (fundamentals) güçlü olan ülkeler, mali krize girmeyecekler ve diğerlerinden ayrışacaklardır.

Bu kuram doğru çıkmadı.

Hiçbir ülke ayrışamadı. Temel ekonomik göstergeleri daha sağlam olan ülkeler bile krizden etkilendiler. Zaten o nedenle de yaşanan olaya "küresel mali kriz" adı verildi
.
Krizin dönüm noktası Lehman Brothers'ın batması ya da batmasına izin verilmesidir. İleride bu günlerin tarihini yazanlar mutlaka "LB öncesi" ve "LB sonrası" (Lehman Brothers öncesi ve sonrası) diye olayları tanımlayacaklardır. Gerçekten de Lehman Brothers'ın iflasına izin verilmesinin ardından hem dünyada hem de Türkiye'de mali kriz tüm ağırlığı ile hissedilmiştir.

Lehman Brothers iflasından sonra önlem alma konusunda uzlaşan ve ortak hareket eden Batı ülkeleri, görülüyor ki son haftalarda yeniden ayrışmaya başladılar. Önce Fransa ve Almanya, İngiltere'nin KDV oranının yüzde 18'den yüzde 15'e düşürme kararına karşı çıktı. Arkasından ise Almanya, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından açıklanan (ve üye ülkeler tarafından finanse edilmesi gereken) önlem paketine uymak istemediğini belirtti.

Geçen hafta Alman Başbakanı Angela Merkel'in bir demeci Türk basınında gürültüye gitti. Halbuki Başbakan Merkel, "Yaşadığımız krizin sorumlusu ABD'nin yarattığı ucuz ve bol paradır. Son beş yılda ABD ucuz ve bol para yarattığı için ekonomik balonlar oluşmuş ve sonunda bu balon patlamıştır... Şimdi ABD yine aynı hızla ucuz ve bol para yaratmaya başlamıştır. Bir yıl içinde aynı sorunun doğması rahatlıkla beklenmelidir" anlamına gelecek sözler söyledi.

Hiç de haksız değildi Bayan Merkel!
Dünyada ABD tarafından gerçekten de yeniden bol ve ucuz para yaratılmaktaydı. İlginç bir nokta; Almanya, ABD tarafından yaratılan bol ve ucuz paranın yarattığı gayrimenkul balonundan uzak kalmıştı. Yani bütün diğer dünya ülkelerinin tersine, Almanya'da son beş yılda gayrimenkul (özellikle konut) fiyatları çok az artmıştı. Zaten bu nedenle de diğer bütün ülkelerde gayrimenkul fiyatları serbest düşüşe geçerken Alman gayrimenkul fiyatlarındaki düşüş oldukça sınırlı kalmıştı.
Ama iş sadece gayrimenkul ile bitmiyor ki! Örneğin bir de olayın finansman maliyeti boyutu var. Bizde pek olmadığı için bilmiyoruz ama Avrupa ve ABD'de güçlü firmalar (yatırım düzeyi reytingi "A" olan firmalar) uzun dönemli bono çıkarıyorlar. Alman otomotiv devi DAIMLER de 2005'te üç yıllık bir finansman bonosu çıkarmış. O zamanki borçlanma faizi libor + 30 baz puan dolayındaymış.
Bu hafta başında bu bonoların geri ödemesi olurken DAIMLER bir kere daha üç yıllığına 1 milyar euroluk bono satmış. Ama bu kere maliyet libor + 600 baz puan olmuş! Yani nerede ise finansman maliyetinde otuz kat artış var. Bu artışlar da bir gün "yol, su ve elektrik olarak" firma bilançolarına ve biz tüketicilere yansıyacaktır.

Yani küresel mali krizin biz sadece şu anda ilk etkilerini görüyoruz ama alt tarafta, tıpkı bir buzdağı gibi, asıl daha büyük etkiler duruyor. O etkileri de aylar içinde göreceğiz.

Bizim hükümet ise hâlâ "önlem almayı konuşuyor ve düşünüyor!" Bu arada atı alan Üsküdar'ı nerede ise çoktan geçti. Koç CEO'su Sayın Bulgurlu "yılbaşında beyaz yakalılar zam almayacak" açıklamasını yaptığına göre bu yıl Türk özel sektöründe yılbaşı maaş zammı olmayacak demektir.

Eh yılbaşında maaş zammı alamayan özel sektör çalışanlarının ne kadar büyük bir memnuniyetsizlik ile 29 Mart yerel seçimlerine gideceğini de sanırım artık sadece AKP kurmayları düşünecektir!

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.