Haberler

Yerel seçimler ve bölgemiz

Tarih: 10 Aralık 2008 Kaynak: Evrensel Yazan: Hüseyin Avni Yardımcı
Eksiği ve fazlası ile bir yerel yönetim dönemini geride bırakıyoruz. Şimdi artık yeni bir dönemin seçim çalışmalarına girilmek üzere.

Aslında bu yeni dönemi iktidar partisinin yaptığı hazırlıklarla değerlendirmek bu dönemin nasıl geçeceğine dair ip uçlarını vermesi bakımından çok önemli.

Çok önemli, çünkü yıllardan beri çıkartılan veya çıkartılmaya çalışılan yasalar ve bu yasaların yerel yönetimlerde meydana getirdiği değişiklikleri birbirlerinden ayrı düşünmeksizin değerlendirmek ve sonuç çıkarmak gerekir.

Olaya bir yerel yönetim çalışanı ve siyasetçisi gözüyle bakıldığı zaman ve yapılan değişiklikler bir bütünsellik içinde kavranmaya çalışıldığında görülecektir ki, AKP'li Hükümet ve AKP'li yerel yönetimler,tüm ülkeyi ve özellikle de Büyük Şehir belediyeleri sınırları içindeki arazileri yandaşlarına ve belki de dünya görüşlerini(ideolojilerini) yerleştirecek ve yaşatacak odaklara rant kapısı yapmaktadırlar.

Nasıl mı? Çıkartılan ya da çıkartılmaya çalışılan yasaları ve yapılan değişiklikleri şöyle bir gözden geçirelim:
- Kentsel Dönüşüm Yasası
- 2B Orman alanları ile ilgili Yasa Tasarısı
- 5216 Sayılı Büyük Şehir Bld. Yasası
- 5272 Sayılı Belediye Yasası
- Kaldırılan Belde Belediyeleri ve yeni kurulan İlçe Belediyeleri ile ilgili Yasa
- Özelleştirme Yasaları
- TOKİ bünyesinde yapılan değişiklikler
- Hazinenin elinde olan arsaların Belediyelere devri
- Sadece İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisinde yapılan 4 binin üzerindeki plan tadilatları

Daha bu sıralamaya eklenebilecek çok değişiklikler var ama tüm bu değişiklikleri aktarmanın yapılabilmesi için büyük bir çalışma grubunun uzunca bir inceleme ve araştırma yapması gerekir.

Ancak böyle bir çalışmadan sonra bu iktidar ile iç ve dış yandaşlarının ülkeyi nasıl değiştirip dönüştürecekleri anlaşılabilir!

Asıl konuya dönecek olursak, AKP iktidarının yüzde 47'lere varan oy desteğinin başlama evresi merkez sağ ve merkez sol iktidarlarının sırf iktidar olabilme hırsından kaynaklanmıştır denilebilir.

‘70'li ve ‘80'li yıllarda özellikle merkez solun öngörü eksikliği ve liderliklerin yetersizliği bu kartopunun bir çığ haline gelmesini ve merkez sağ ve sol siyasetlerin bu çığ altında kalmalarına sebep olmuştur.

Bu noktada geriye dönüp özeleştiri yapmak durumundayız. Bu günlere demokrasilerin olmazsa olmaz ilkesi olan özeleştiri mekanizmasını işletememekten geldiğimiz de işin başka bir acı yanı olsa gerek.

En basitinden gelmiş geçmiş yönetimler hazinenin elinde olan kamu arsalarına doğru dürüst sahip olabilselerdi AKP bugün bu kıymetli arsaları TOKİ'nin komisyonculuğunda peşkeş çekebilir miydi?

Bütün bu olumsuz değişiklikler belediye meclislerinde karara bağlanır gözükür. Ancak mesele tam anlamı ile böyle değildir. Nedeni ise yasalarımızdan kaynaklanan kuvvetli başkan-zayıf meclis anlayışındandır. Bu anlayış sonucu belediye meclisleri, başkanların ve ona direktif veren başbakan yada bakanların kararlarına sadece olur oyu veren iktidar meclis üyeleri; yada ret oyu veren muhalefet meclis üyelerinden oluşan göstermelik gruplar olmaktan öteye gidememektedirler.

Bugün bu sonuçtan üzüntü duyuyoruz. Peki neden yıllarca belediyeleri iktidarların şube müdürlükleri gibi çalıştırdınız? Neden vesayet altında tutarak onlara kişilik kazandırmadınız? Gelecek kötü niyetli iktidarlara karşı onları koruyacak kuvvetli yasalar yapmadınız? Şimdi de şikayet etmeye ne kadar hakkımız var birlikte düşünelim.

Geçmiş yönetimlerin (askeri yönetimler dahil) eksik ve yanlışları üzerine genel ve yerel yönetimleri ile çöreklenen bu iktidar yapılan yanlışları düzeltiyorum bahanesi ile tüm değişiklikleri kendi siyasal anlayışının önünü açmak için yapmaktadır. Bu anlayışı ile şehir rantlarını sömürecek, yandaşlarına peşkeş çekecek, elde ettiği şehir gelirlerinin küsuratlarını da fakir fukara edebiyatı ile tekrar seçilmek için kullanacaktır. Bu çember böyle dönmeğe devam edecektir.

Döndükçe de halkımızın boğazını sıkacaktır. Taa ki boğulacağımızı anlayıncaya dek. İşte 29 Mart Yerel Seçimleri bu anlamda ayrıca bir önem taşımakta.
Tabi ki anlayana......
Şimdi yukarıda yazılanların ışığı altında bakacak olursak; Çekmeköy'ün Ataşehir'in neden ilçe yapıldığını yıllardan beri ilçe olmayı bekleyen Sarıgazi'nin neden ilçe yapılmadığı Sancaktepe'ye bağlı bir mahalle konumuna düşürüldüğü, Mustafa Kemal Mahallesinin neden 3 parçaya bölündüğü ve Ataşehir'e bağlandığı, Yeni Çamlıca Mahallesi'nin de Ümraniye'den neden koparıldığı daha iyi anlaşılır sanırım.
Ayrıca, Kadıköy, Ümraniye ve Üsküdar bölgelerinde bulunan bakir alanları kentsel dönüşümle halletmek için bu bölgelerin yeni ilçe olan Ataşehir'e bağlanması, Merkez Bankası ve bağlı kuruluşlarının Ataşehir'e getirilerek oluşacak değer artışından yararlanacak imar değişikliklerini anlayabilmek zor olmaz sanırız.

(*) Büyükşehir ve Ümraniye Belediye Meclis Üyesi

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.