Bunlar sponsorlar marifetiyle yapılacaktı. Ancak 2002 sonunda AKP iktidara gelince, reklam panoları Albayraklar'ın büyük ortak olduğu Medya Pano'ya verildi. İlk etapta 250 konteynerin resmi daireler ve okul bahçelerine yerleştirilmesi gerekirken, İstanbul'un 'görsel' bakımından en önemli kavşak ve noktalara konulması dikkat çekti. Aradan zaman geçti, konteynerler resmi daire ve okul bahçelerine taşınırken, dev megaboard diye bilinen büyük reklam panoları yerlerinde kaldı. Bugün bu panoların sayısının 150 civarında olduğu biliniyor. Tümü de İstanbul'un reklam değeri bakımından A sınıfı sayılan en önemli yerlerinde kaldı. Akmerkez'in önünden Taksim'e, Boğaz'dan Kadıköy'e kadar ünlü markaların reklamları yayınlanıyor; tam beş yıldır..."
Telefondaki ses, Büyükşehir Belediyesi'nden bir bürokrat... Nereden olduğunu sormayın. "Bunu bize neden anlatıyorsunuz?" diye sorduk.
Anlatıyor:
Megaboardlar kime çalışıyor
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde hiçbir kimseye bir metrekare reklam panosu için bile yer, tahsis kirası almadan izin verilmezken, ne yazık ki o sözünü ettiğim 'megabord' reklam panoları ihale edilmeden kaçak olarak kullanılmaktadır. Bu yolsuzluğa vicdanımız elvermiyor."
Hiç para verilmiyor mu?
Sadece 150 pano için 100 bin TL gibi cüzi bir miktar ilan vergisi ödenmektedir. Panolar için yer tahsisi yasal olarak yapılmışsa, kira da ödenmesi lazım. Ama yerler ihalesiz Albayraklar'a verildiği için yasal olarak bu panoların sökülmesi ve ihale yapılması gerek.
Muhatabımız konuştukça konuşuyor:
Burada çarpık olan durum şudur: İstanbul Valiliği'nin deprem konteynerleri üzerine, meydanlara reklam panosu tahsis etme yetkisi bulunmadığı, bu yetkinin Büyükşehir Belediyesi'nin ait olduğu biliniyor. Buna rağmen Büyükşehir bu yetkisini kötüye kullanıyor ve kaçak olan bu panolara göz yumuyor. Biliyorsunuz, 2007 genel seçimlerinde bu kaçak panolar AKP tarafından kullanıldı. Tabii ki bu seçimde de kullanılacaktır.
Peki, beş yıldır belediyenin zararı ne kadardır? Onu da önce müfettişler, sonra da siyasetçiler araştırsın!
Ulaşımda 'ince' vurgun
Aslında herkesin bildiği ama umursamadığı için şikáyet etmeyi akıl erdiremediği bir olay var. Yolcular, üzerinde AKBİL olmadığı için resmi belediye araçlarına binerken şoför onların yerine kart basıyor. Fakat basılan kart 1.30 TL, sizden alınan ise 1.50 TL'dir. İtiraz etseniz hemen aşağıya indiriliyorsunuz. Geçen gün Şahintepe-Avcılar arasında yoğun olmayan bir saatte yolculuk ettim ve arabaya binen kişilerden yaklaşık 24 yolcu para verdi. 24x0,20=4,80 TL yapıyor. Günde 10 sefer yapsa 4,80x10= 48 TL eder. Aylık=48x30=1440 TL yapıyor.
Metrobüs hatlarında her bir durakta sırf Akbil basmak için görevlendirilmiş ikişer görevli var. Ve kuyruklara bakılacak olursa orada da abartısız 5000 TL her durak için para dönüyor.
Sanırım bu konuyla ilgili sizin de sarf edeceğiniz bir iki cümle vardır. Şimdiden ilginize teşekkürler.