Akça, seçim dönemlerinde cadde ve sokakların bayraklarla, flamalarla donatılmasının güç gösterisi olarak algılandığını söyledi.
Lütfi Akça, bunun bir yarış haline dönüştüğünü belirterek, "Bu, bir defa görsel olarak önemli bir çirkinlik, görüntü kirliliği meydana getiriyor. Pek çok ülkede seçimlerde böyle bir şeye rastlanmıyor" diye konuştu.
Bayrak ve flamalarda kullanılan malzemenin plastik olmasının diğer bir önemli nokta olduğunu vurgulayan Akça, plastiğin doğada tamamen yok olması için yaklaşık bir asır geçmesi gerektiğini anımsattı.
Plastik propaganda malzemelerinin büyük kısmının çöpe atıldığına dikkati çeken Akça, şöyle devam etti:"Partiler bunları toplamıyor. Herkes bunları kafasına göre parklara, elektrik direklerine, trafik lambalarına asıyor. İpleri kopuyor, asılı oldukları elektrik direklerinde yerlerde sürünüyor. Gereksiz yere plastik tüketiliyor. Plastik üretiminde ortaya çıkan karbonmonoksidin verdiği zararları saymıyoruz bile. Bunun önlemesi gerekiyor. Bunun için partiler propagandalarını mümkün olduğunca elektronik ortamlarda yapsınlar. İnternet ortamı, televizyonlar veya video bilboardlar olabilir. Belli yerlere, mesela bir parti binasının bir duvarına büyük bir ekran koysun orada görüşlerini açıklasın. Bir yığın bayrağa gerek var mı? Bayraklarda kullanılan malzemelerin, geri dönüşümü kolay ya da tekrar tekrar kullanılabilir tekstil benzeri malzemeler olması gerekiyor."
''Meydanlar Savaş Alanına Dönüyor''
Seçim çalışmaları sırasında mitingler için kullanılan kent meydanlarının harap halde bırakıldığını ifade eden Akça, "Mitingten sonra meydanlar adeta savaş alanına dönüyor. Bunun da hem Çevre hem de Kabahatler kanununda cezai yaptırımları var" dedi.
Mitingi düzenleyen organizasyon komitesinin meydanı aldığı gibi teslim etmesi gerektiğini anlatan Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Akça, şunları kaydetti: "Bunun olmadığı durumlarda organizasyon komitesinin etkinliğinin iptal edilmesini istiyoruz. Bunun başka cezaları da var. 'Propaganda yapacağım' diye arabanın penceresinden bir yığın kağıdı sokaklara saça saça gidiyorlar. Kesinlikle, Çevre Kanunu'na göre suç. Bunun cezai yaptırımları var. Seçim otobüsleri alabildiği kadar açıyor hoparlörün sesini. Marşlarla, türkülerle propaganda yapıyor. Gürültü Yönetmeliği var. Yönetmeliğin bu konularda verdiği izinlerin dışına çıkılmasına müsaade etmeyeceğiz."