Haberler

İstanbul’da modern ve tarihi tasarımların birleşimi

Tarih: 17 Şubat 2009 Kaynak: Hürriyet Yazan: Matthew Warner
On beş yıllık zaman dilimi içinde, Türkiye'yi uluslararası arenada yeniden konumlandırmaya öncülük edecek olan, İstanbul'un tamamen modern bir şehre dönüşmesini hayretle izliyor mu olacağız yoksa "anı yaşamak" için fırsatı kaçıracak mıyız?

Bu harika şehrin gelişmesi için tarihte bir dönüm noktasındayız ve bugünkü neslin önceki nesillerden kalanları koruyup, aynı zamanda özel girişimler ve merkezi planlama sayesinde şehri ileri götürüp götüremeyeceği de muallakta.

Bugünlerde, gelecek yıllarda şehrin şeklini etkileyecek olan önemli değişiklikler gerçekleşiyor.

Bu değişiklikler kent dokusunun gelişmesi yönünde
Yeni konutlar, ofisler, alışveriş merkezleri, outlet merkezleri, lojistik faaliyetleri, hastaneler, oteller ve eğlence merkezleri, parklar ve kamusal alanlar, yol işaret ve tabelaları ile altyapı sistemlerinin her birinin nasıl yürütüleceği ve birbirleriyle nasıl uyumlu olacakları gelecek İstanbul'un yapısını şekillendirecek.

Plansız kentsel yayılma son on yılda İstanbul'un büyük ölçüde yatay genişlemesine neden oldu ki çoğu sessiz sedasız bir biçimde şehrin daha önce gelişmemiş yerlerinde gerçekleşti. Şimdi ise ilgi tekrar şehir merkezine ve modern gökdelenler sayesinde dikey büyüme amacına yöneldi.

Bu ilginin şehrin kalbindeki büyümenin son fazı olduğu çok açık, bu yüzden şehrin çok yakın gelecekteki kimliğini belirleyecek olması, ortak bir yaklaşımın uygulanmasının herşeyden daha önemli olduğunu gösteriyor.

Yerel veya uluslararası özel yatırımlar teşvik edilmeli fakat bu yatırımlar şehrin daha cazip hale gelmesine katkıda bulunmalı.

Tek bir ikonik yapı bile şehrin algısını, hem vatandaşların duyacağı gurur hem de uluslarası arenadaki imajı açısından değiştirebilir. Tıpkı Frank Gehry'nin dizayn ettiği Guggenheim Müzesi'nin İspanya'nın Bilboa şehrinin algısını değiştirdiği söylendiği gibi.

Yeni mimari ile beraber tarihi binaların yenilenip yeniden kullanıma açılması hem şehrin tarihini korur hem de şehrin tüm bölgelerine canlılık getirir.

Bunun klasik bir örneği Londra'nın Southbank bölgesinde bulunan elektrik santralinin renövasyonla Tate Modern Sanatlar Müzesi'ne dönüştürülmesidir. Foster & Partners tarafından tasarlanan Millenium Köprüsü ile bu yeni çekim merkezi St.Pauls Katedraline ve şehre, Thames nehrinin kuzeyine bağlanır.
Geçmişin iki ikonik yapısını birbirine bağlayan bu modern mimarinin ortaya koyduğu bu karışım bugünün kaliteli yapılarının sadece nasıl bir füzyon yaratabileceğini göstermekle kalmaz aynı zamanda tarihi binaların değerini artırır.

Böyle yapılarak tüm Southbank bölgesinin yeniden canlanması sağlandı ve benzeri yapılar için özel sermaye akışına öncülük edildi. Örneğin Alsop Mimarlık tarafından tasarlanan Blackfriars Yatırım'ın Palestra binası ve Renzo Pianno tarafından Irvine Sellar için tasarlanan sıradışı Shard of Glass projesi ile çeşitli yatırımcıların konsorsiyumu ile yapımı devam eden projeler.

Böyle başarılar tesadüfen gelmez, kamu ve özel girişimlerin işbirliği ile oluşur
Önceden çok rağbet görmeyen Southbank bölgesinin yenilenmesi ve markalaştırılması açık bir vizyon ve koordineli bir yaklaşım gerektirdi. Merkezi Hükümet ve Southwark yerel otoriteleri Jubilee Hattı metro uzantısının bölgeden geçmesi gibi büyük projelerin yapılmasını sağladı. Dahası bu metro uzantısı sadece bir ulaşım türü değil başlı başına bir dizayn cazibesine sahip.

Sokak güzelleştirmesi için koordineli bir program ve benzersiz tarihinin halka açılması bölgede bir refah artışı sağlayıp benzeri görülmemiş bir özel yatırımı çekti. İstanbul'un yıllardır ihmal edilmiş ve yatırım yapılmamış önemli tarihi değeri olan yerleri var.

Beyoğlu ve Tünel gibi bu bölgeler, artık çürümeye başlamış geçmişin mimari harikaları ile doludur. Diğer özel yatırımları teşvik edecek olan kamu kuruluşları tarafından atılacak stratejik adımlar şehrin yenileştirme sürecinin ayrılmaz parçasıdır.

Modern mimari ile tarihi binaların yeniden kullanıma açılıp korunarak şehrin dokusunda bütünleşmesi ile bu bölgelerde sağlanacak olan gelişme doğal olarak Esentepe, Levent, Maslak, İstinye ve Ümraniye gibi şehrin diğer bölgelerinde yükselen binalarla süren büyümeyle bağlantılı olmalı.

Modern ve tarihi yapılarıyla benzersiz ilgi çeken bir şehre kavuşmak için ortak tema kaliteli tasarımlar ve Istanbul'un modern dünyada yeniden konumlandırılmasının sağlam bir zeminde gerçekleştirilmesi olmalıdır.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.