Kaynak: CNN.com

Avustralya ve Hawaii'nin arasında bulunan Tuvalu, Büyük Okyanus'ta, dokuz adet mercan adasından oluşan bir Polinezya ülkesi. Vatikan, Monako ve Nauru'dan sonra dünyanın en küçük ülkesi olan Tuvalu, 10.500 kişilik bir nüfusa ve 26 kilometrekare yüzölçümüne sahip. Küresel ısınma nedeniyle deniz seviyesinin yükselmesi, başkenti deniz seviyesinden sadece 5 metre yüksekte olan Tuvalu için büyük bir tehdit oluşturuyor. İklim değişikliği sonucu sıcaklıklar arttıkça, adalardan oluşan ülke giderek sulara gömülüyor. Ülkenin 9 adasının 4'te 1'i, deniz seviyesinin yükselmesiyle şimdiden sular altında kaldı. Yılın bazı zamanlarında suların yükselmesiyle ada yollarını ve evleri şimdiden su basmaya başlamış.

Ülkede, Güney Pasifik Deniz Seviyesi ve İklim Gözlem Projesi'nin verdiği bilgilere göre son 10 yıl içerisinde 15 cm civarında bir artış görülen deniz seviyesindeki yükselmenin, önümüzdeki yıllarda daha da artması bekleniyor. Okyanus sularının ısınması nedeniyle mercan kayalıkları ve balıkların zarar görmeye devam ettiği adalar ülkesinde, med cezir dalgalarının her sene yükselmesiyle kıyılar giderek aşınıyor. Mercanların zarar görmesi ise ülkenin karşı karşıya olduğu tehlikeyi hızlandırıyor. Giderek yükselen deniz suyu, yeraltı sularına karışıyor ve bu durum tarımda sorunlara sebep olduğu gibi içme suyu kaynaklarını da etkiliyor. Isınan okyanusta oluşan kasırgalar da giderek daha yıkıcı bir hal alıyor. Yaklaşık dört yıl önce civardaki başka bir adalar grubunun 30 metre yüksekliğindeki yamaçları, kasırgayla birlikte, 3 metre boyundaki dalgalar nedeniyle aşınmıştı.


Kaynak: CNN.com

Balıkçılık ve turizm ile geçimini sağlayan Tuvalu halkı, yaşadıkları toprakların yok olma tehlikesi yüzünden şimdiden Avustralya ve Yeni Zelanda'ya göç etmeye başladı. Başkent adacığı Funafutu bu felaketten en çok etkilenen yerlerden biri. Evleri sular altında kalan başkent halkı iç bölgelere yerleşmek zorunda kaldı. Yeni topraklarda yeni hayatlar kurmak zorunda kalan Tuvalulular, kendilerine ait olmayan topraklarda, herhangi bir coğrafi merkezleri olmadan geçmişlerini koruyarak, kültürlerini ve dinlerini yaşatmaya çalışacaklar. Çevreciler Tuvalu halkını "Küresel ısınma yüzünden vatanın terk etmek zorunda kalan ilk mülteciler" olarak ilan etti.

Haritalardan silinmek üzere olan Pasifik ada ülkesinin liderleri, "Bize yaşayacak yer bulun" diyerek tepkilerini dile getiriyorlar. Tuvalulu diplomat Paani Laupepa, "Tüm nüfusumuz yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Avustralya gibi atmosfere karbondioksit salınımı en yüksek olan ülkeler bize iş ve yaşayacak bir vatan vermek zorunda" diyerek isyan ediyor.


Kaynak: Hürriyet

Güney Pasifik ülkesi Tuvalu'nun Başbakan Yardımcısı Tavaud Teii ise, uzmanlar tarafından 50 yıl içerisinde tamamen batacağı öngörülen ülkesinin yaşadığı tehlikeyi hatırlatarak, tüm dünyadan küresel ısınmaya karşı bir an önce önlem almaları çağrısında bulundu: "O günün hiç gelmeyeceğini düşünüyoruz. Yaşamımızı sürdürebilmenin bir başka yolu da kendimizi balığa çevirip su altında yaşamak. Tuvalu gibi ülkeler için çok geç olmadan önce, bütün ülkeler salınımlarını azaltmak için çaba göstermek zorunda."

"Elimizden geldiğince uzun süre adada yaşamayı sürdüreceğiz. Fakat zamanı geldiğinde adadan ayrılmaktan başka çaremiz yok" diyen Teii, hükümetin Yeni Zelanda'yla, halkın göç edebilmesi için anlaşmaya vardığını, fakat halen 2.000 kişinin adada yaşadığını belirtti. Avustralya ise Tuvalu'nun yardım isteğine cevap vermiyor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (IPPC), önümüzdeki yüzyılda deniz seviyelerinde 50 cm ile 1 metre arasında bir yükselme öngörüyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Anlaşması'na göre 1 metrelik bir yükseliş Bangladeş'in %17,5'ini, Hollanda'nın %6'sını ve Marshall Adaları'nın %80'ini kaplayacak. Gelişmiş ülkelerin kıyılarındaki alçak yerleşim bölgeleri ve küçük adalar da bundan ciddi olarak etkilenebilir. Tuvalu ise iklim değişikliğinin ilk kurbanı ve görünen o ki, aralarında Türkiye'nin de olduğu kıyı Avrupa kentleri, Çin, ABD, Hollanda, Hindistan, Vietnam, Bangladeş, Japonya, Mısır ve Endonezya gibi ülkelerin kıyı şehirleri de bu gidişle aynı tehditle karşı karşıya kalacak.