Haberler

Kadın İradesi İle Halkçı Bir Belediye

Tarih: 23 Şubat 2009 Kaynak: Birgün Yazan: Aysel Kılıç
Tekstil-Sen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter, 29 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Bahçelievler Belediye Başkanlığına adaylığını koydu. Yeter ile seçimleri ve adaylığını konuştuk.

Aday olma fikri nasıl oluştu?
Tekstil-Sen Başkanı olarak, yıllarca emekçi halkla birlikte, işçi sınıfından yana mücadele yürüttüm. Niçin yerel yönetimler de işçi sınıfından, emekçiden yana olmasın, dedim. Bölgemizde ortak çalışmalar yürüten seçim platformundan başkanlık önerisi aldım. Öneriyi anlamlı buldum. Çünkü, halkın içinden gelen emekçi bir kadın olarak, hep birlikte halkçı bir belediye anlayışını oturtacağımıza inandım. Bunun için koyuldum yola.

Bir kadın olarak siyasette ve mücadelede ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Kapitalizm koşullarında, ücretli kölelik düzeninde kadın olmak kolay değil. Kadın, evde, sokakta, işyerinde, politikada, yaşamda, yani her alanda baskıyla karşılaşıyor. Kadın, kendisini irade olarak gördüğü an ancak bu zorluklar aşılır. Ben de yıllardır mücadelenin, siyasetin içinde zorluklarla karşılaştım; ama her türlü baskıya karşın demokratik alanda mücadelemi sürdürdüm. Bunun gerekliliğini bilince çıkardığım içindir ki her türlü baskıyı uzaklaştırmaya çalıştım kendimden. Bu da benim siyaset yapmamı güçlendiren bir gerçeğe dönüştü. Kadın eksenli politik mücadelemi tüm işçi, emekçi kadınların toplumsal sorunuyla ilişkilendirdim. Siyaset yapan, politika yapan kadının güçlü olması gerekir. Ben de güçlü olduğumu düşünüyorum.

Kendi bölgenizde de güçlü müsünüz?
Ben Tekstil-Sen Başkanı olarak, kendi sektörümün işkolundaki tekstil işçisi kadınlarla yıllardır tanışıyorum. Onları ve sorunlarını da yakından tanıyorum. Türkiye işçileri içerisinde örgütlenen sosyalist bir kadın olarak, bir yanım Türk emekçisi kadın; Bingöl'den göç eden bir kadın olarak da bir yanım Kürt kadını. Dolayısıyla bunları yan yana getirdiğimizde, Bahçelievler bölgesindeki tüm ezilen kadınlarla yakın ilişki kurmakta çok zorlanmayacağımı düşünüyorum. Kendi yerelimde, ev emekçisi kadından, öğrenci kadına kadar sağlam bir diyalog yakalayacağıma inanıyorum.

Kadınların yerel yönetimlerde daha fazla yer alması toplumda kadına bakış açışını nasıl etkiler?
Kapitalizme karşı, her türlü gericiliğe karşı kadınların tarihsel olarak öne çıktığını biliyoruz. Bu anlamda yerelde politika yapan kadınların sayıları artırılması toplumu daha ileriye taşıyacaktır.

AKP ve ‘sağ'da duran diğer partilerin kadına yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Samimiler mi?
Kapitalist sistemde yaşıyoruz. Dolayısıyla kapitalist erkek egemenlikliğe dayalı düzen toplumsal alanın her yönüne yansımakta. Siyasette, sendikal alanda, belediyecilikte kadın hep ikinci planda. Sadece seçim sürecinde kadını hatırlayan düzen partileri, yönetimde kadına söz hakkı tanımıyor. İkiyüzlü politika yürütüyor AKP ve diğer partiler. Ne milletvekili sürecinde ne yerel belediye seçimlerinde ne de partilerin kendi örgütleri içerisinde kadınların yönetici kademelerinde daha fazla yer aldıklarını görebiliyoruz.

Bunların samimi olmadıklarını kendi tablolarından görmek mümkün. AKP ve CHP gibi partiler, emekten, ezilenden yana değil, sermayeden yana politika yaptıkları için halktan ve kadından yana politika yapmalarını beklemek ne derece gerçekçi olabilir ki. Rantçı anlayışları, yolsuzlukları, rüşvetle iç içe geçen belediyecilik anlayışları bırakın kadının yönetimde yer almasını, emekçi kadının sorunlarını örseliyor.

Sendikamız Tekstil-Sen'de irade olan kadınlar. Yönetimde sadece bir erkek arkadaş var. Bu anlayışı yerel yönetime de taşımayı hedefliyoruz.

Yereliniz için neler hedefliyorsunuz, insanlara ne tür somut projeler sunacaksınız?
Bizzat emekçi kitlelerin söz sahibi olduğu, olacağı bir yönetim anlayışı ile hareket edeceğiz. Kadınların, işçilerin, gençlerin, yaşlıların, engellilerin günlük yaşamını kolaylaştıracak ve sosyal aktivitelerini geliştirecek çalışmaları hedefliyoruz. Başta kadına toplumsal alan açılması yönünde uğraş vereceğim. Ücretsiz kreşler bunlardan biri. Çocuk ne kadar yerel yönetimlerin, toplumun işi haline gelirse kadın da o kadar evin kölesi olmaktan çıkar, toplumsal yaşama katılımı kolay olur. Bunların yanında, ucuz ve sağlıklı yemeklerin verileceği mekânlar açarak, kadınların üzerindeki ev işi yükünü de azaltmayı hedefliyoruz. Kadınlar düşük ücretle ve sosyal güvencesiz çalıştırılıyor, bunun denetimini yapacağız. Barınma hakkının öncelikli olarak kadına verilmesini ve yerelde kadın dayanışma evlerinin, sığınma evlerinin açılmasını sağlayacağız. Yerel yönetimler, Alevi hareketinin taleplerini görmezden geldi bugüne kadar. Biz Alevi halkın Cemevleri ile ilişkisini kolaylaştıracağız. Her mahallede spor ve kongre sarayları, kültür merkezleri açarak, emekçi halkı ortak paydada buluşturacağız. Tüm bunların yanısıra, bölgede konuşulan dilleri dikkate alarak, çokdilli belediyecilik anlayışını burada da yaşama geçirmeye çalışacağız.

Yüzü tamamen halka dönük bir belediyecilikten söz ediyorsunuz. Türkiye koşullarında bu mümkün mü?
Dün Fatsa'da, bugün de Kürt illerinde, Diyarbakır'da halkçı belediyecilik yaşatıldı, yaşatılmakta. Niçin Batı'da da olmasın. İşte, Bahçelievler buna adaydır.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.