Haberler

Mimarlık Dogmaların Esiri mi?

Tarih: 2 Mart 2009 Kaynak: Slate Yazan: Witold Rybczynski Çeviren: Burcu Karabaş

Comcast Center

Mimarlar neden okullar ve kurallar konusunda bu kadar takıntılı?

Robert A.M. Stern, saygın bir mimarlık tarihçisi olması onuruna, Vincent Scully Ödülü'nü almak üzere gittiği Washington D.C.'deki bir konferansta "Mimarlık bir sanattır, din değildir - dogmaları yoktur" diye ifade etti. Mimarlar arasında en az dogmatik olan ve biçimsel spektrumda çalışmalarıyla bir köprü kuran Stern'den böyle bir açıklama beklenmiyordu. Stern'in Philadelphia'da, Pennsylvania Üniversitesi'nde federal stilde inşa edilen küçük kampüs binası, tamamen cam strüktürlü, 57 katlı, modernist Comcast Center projesi ve 1920'lerdeki konutları anımsatan, Rittenhouse Meydanı'ndaki henüz inşa edilen konut kulesi bulunuyor.

İmkanların pragmatik sanatı olarak tanımlayabileceğimiz mimarlık, müşterilerin talepleri, arsanın getirdiği zorunluluklar ile yönetmelikler, teknoloji ve bütçe olanakları arasında uzlaşma sağlar. Bu nedenle, dogmanın bir mimarın aklına hiç gelmeyecek bir konu olduğunu düşünebilirsiniz. Ama öyle değil. Mimarlık tarihi taviz vermeyen bildirimlerle dolu: "Form follows function (Form işlevi izler)", "ornament is a crime (süsleme bir suçtur)", "less is more (az çoktur)", "less is a bore (az sıkıcıdır)" ve bunun gibileri... Bu iddialar modern olabilir ama doktrinsel gelenekler oldukça eskidir. Bilinen ilk mimarlık tezi, Vitrivius'un Romen el kitabı, aslında bir kurallar derlemesidir: Bir tapınak tasarlamanın doğru yolu şudur, Dorik bir sütun şu ölçülerde olmalı gibi.

Mimarlar değişmez yargılara sahipler. Modernist arkadaşlarım, çok bölmeli pencereleri, "S" şeklinde silmeleri, duvar kağıdını hor görürler; Klasisist arkadaşlarım, çıplak duvarları, rahatsız mobilyaları ve boru korkulukları alaya alırlar. Sanırsınız ki, havaalanlarının otobüs istasyonlarına benzediği, büyük çirkin kutu tasarımlarından ibaret olan fikirsiz, züppe bina tasarımları dünyasında, mimari eşiği yükseltecek her teşebbüs takdirle karşılanacak. Oysa bu girişimler, şu betimlemelerle saldırıya uğruyor: Bir yandan kendine düşkün, mantıksız ve moda, diğer yandan nostaljik, yoz ve ikincil.

Mimarlar neden bu kadar dogmatik? Bunun sebeplerinden biri, mimarlığın biri kazanırken diğerinin kaybettiği bir oyun olması. Örneğin bir yayıncı, asla bir roman basmak için Tom Clancy ve Tom Wolfe arasında seçim yapmak zorunda kalmaz, ancak yatırımcı sadece bir mimarda karar kılmak zorunda. Doğal olarak bu durum, mimarları rekabete itiyor. Tasarımın kaçınılmazlığı da, bu rekabetin önemli bir parçası. Mimarlığın mühendislik olmadığı göz önüne alındığında, herhangi bir yapı için birçok tasarım çözümü olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ancak, çeşitliliğin içinde barındırdığı riskler mimarları kaprisli hale getiriyor ve birer "moda yaratığı"na dönüştürüyor. Müşterilerini -ve belki de kendilerini- fikirlerinin doğruluğuna ikna etmek söz konusu olduğunda, mimarlardan daha dogmatik bir meslek grubu yok: "Tek doğru yol var, o da benimki."

İnatçılığa olan bu eğilim, biraz da tutarlılığa duyulan ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Eklektik bir mimarın bile, projelerinde oldukça katı stil sınırları dahilinde çalışması, bunun bir göstergesi. Trabzanlarda sertleştirilmiş cam veya ferforje demir kullanılabilir, ancak ikisini aynı binada hiçbir zaman bir arada göremeyiz. Bu yaklaşımın aksine çeşitli malzemeleri bir arada kullanan mimarların sayısı ise çok az. Birçok tasarımcı, mimari formların, malzemelerin ve detayların oldukça dar bir alanda kullanıldığı bir tarz geliştiriyor ve ona sıkı sıkıya bağlı kalıyor: Minimalist veya karmaşık, hafif veya ağır, sade veya geleneksel, teknoloji veya el işi yanlısı...

Yale School of Architecture dekanı Stern'in Washington'da verdiği bir konferansta değindiği nokta da, mimarlık mesleğinde belki de kaçınılmaz, hatta bazen gerekli olan dogmatik bakış açısının eğitim üslubuna etki etmemesi gerektiğiydi. Mimarlık öğrencilerinin, kendi stillerini oluşturabilmeleri için çağdaş mimarlığın mümkün olan tüm yaklaşımlarını tanıması gerekiyor. Bu süreç boyunca, mimarlık tarihinin en önemli dersini de almaları mümkün olacak: Doğru veya yanlış stil yoktur, sadece iyi ve kötü tasarlanmış binalar vardır.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.