Forumun ilk gününde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuk devlet ve hükümet başkanlarıyla birlikte Sütlüce Kültür ve Kongre Merkezi Haliç Salonu'na girdi. Cumhurbaşkanı Gül, salona Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile birlikte geldi. Foruma katılan konuk devlet ve hükümet başkanları da açılışın yapılacağı Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'ne ulaştı.
Çırağan Oteli'nin bahçesinden "Büyük Yeşil Ada" adlı tekneye binen ve aralarında Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Monako Veliaht Prensi II. Albert, Hollanda Veliaht Prensi Willem Alexander, Japonya Veliaht Prensi Naruhito Kotaishi'nin de bulunduğu konuklar, Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'ne geldi. Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde konukları Cumhurbaşkanı Abdullah Gül karşıladı.Karşılamada Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul Valisi Muammer Güler ile Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da yer aldı. Forumda ilk olarak İstanbul Tanıtım Filmi gösterildi. "Farklılıkların Suda Yakınlaşması" temasıyla yapılan forumda daha sonra konuşmalara geçildi.
Başkan Topbaş; "İstanbul su medeniyetinin başkenti!..."
5. Dünya Su Forumu'nun açılışında konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, "Su için Farklılıkların Yakınlaştırılması" teması etrafında karşılıklı fikir, bilgi ve deneyim paylaşımı gerçekleştireceklerini belirterek, "Su medeniyetinin başkenti İstanbul'a, 5. Dünya Su Forumu'na hoşgeldiniz. Evsahibi şehrin Belediye Başkanı olarak sizleri kıtaların ve kültürlerin kavuşma noktası olan İstanbul'da ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Foruma katılarak bizleri ve şehrimizi onurlandıran siz değerli konuklarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Bu forumda 5. Dünya Su Forumu'nun temiz su kaynaklarının azaldığı, tüketimin ise hızla arttığı dünyamız ve insanlık yararına önemli neticeler vereceğine inanıyorum" diye konuştu.
"Medeniyetlerin çeyiz sandığı" ve "farklılıkların buluşma noktası" olan İstanbul'un böyle bir foruma evsahipliği yapması çok anlamlı olduğunu vurgulayan Başkan Kadir Topbaş, İstanbul'un farklı renklerin uyum içinde bir arada bulunduğu bir tablo gibi olduğuna dikkat çekti. "Dinler, diller, kültürler ve eski ile yeni bu kentte her zaman yan yana, birbirini yıpratmadan yaşar. İstanbul, tarihinin her döneminde içme suyu temini konusunda zor mücadelelerin yaşandığı bir yer olmuştur" diyen Başkan Topbaş, "Bu mücadele, son yıllarda yaşadığımız kuraklık ve iklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisi dolayısı ile sürmektedir. İstanbul'un atıksuların çevreye zarar vermeden uzaklaştırılması, Boğazda ve Marmara Denizi'nde su kalitesi ve biyolojik çeşitliliğinin korunması mücadelesi devam etmektedir. Bu bakımdan, 5. Dünya Su Forumu'nun İstanbul'da yapılması anlamlı ve memnuniyet vericidir" şeklinde konuştu.
"Dünyanın beşte biri temiz suya ulaşamıyor..."
Medeniyetlerin gelişmesinin suya bağlı olduğunu ve suyun aynı zamanda sosyoekonomik kalkınmanın da önemli bir faktörü olduğunu ifade eden Kadir Topbaş, enerjiden, sanayiye, tarımdan hayvancılığa pek çok alanda temel bir girdi olan su nedeniyle, günümüzde atıksu ve çevre sorunları artan bir şekilde konuşulmaya ve tartışılmaya başlandığını dile getirdi. Günümüzde 1 milyar insanın, yani dünya nüfusunun yaklaşık beşte birinin su sıkıntısı yaşadığının altını çizen Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü;
"Dünya nüfusunun yüzde 40'ına denk gelen 2 milyar 600 milyon kişi de arıtılmamış, sağlık açısından sakıncalı su tüketiyor. 2025 yılında susuzluğun her üç kişiden ikisini etkilemesi bekleniyor. Şu anda dünyada yaşayan takriben 6,3 milyarlık nüfusun 2050'li yıllarda 9,1 milyara ulaştığında doğal kaynaklar adeta insanoğluna yetmez hale gelecektir. Kısaca, dünya susuzluk alarmı veriyor. Suyun her damlası çok önemli. Büyüyen su ihtiyacı ve su kaynaklarının doğru kullanımı meselesi bugün bütün dünyanın ortak gündemidir. Şehirler ve yerleşim birimleri vatandaşlarına su ve atıksu hizmetleri götürebilmenin gittikçe artan baskısı altında. Küresel değişimler merkezi idareleri ve yerel yönetimleri su ve atıksu konularına daha fazla ilgi göstermeye yönlendirmekte. Bizler sürekli artarak kentleşen bir dünyada yaşıyoruz. Tarihte ilk kez dünya nüfusunun yarıdan fazlası şehirlerde yaşamakta. Hızlı kentleşme ve nüfusun artışı çevre ve doğal kaynaklar üzerindeki baskıları artırmakta. Kentleşme şehirlerin sınırlarını genişletirken, su kaynaklarının planlanması daha da önemli bir hale gelmekte. Halen dünyanın pek çok yerinde kentsel su ve atıksu hizmetleri yetersiz durumda. Hızlı ve çarpık kentleşme, artan nüfus, yönetim ve teknik kapasite eksikliği, yanlış ekonomik ve sosyal politikalar neticesinde giderek artan bir nüfus yeterli kalitede su ve atıksu hizmetinden faydalanamamakta. Gelecekte de kentleşmenin artarak devam edeceği bir gerçektir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki şehirlerde yaşam kalitesini, sağlığı ve ekonomik refahı doğrudan etkileyen temel su ve atıksu hizmetlerinin sağlanmasında sorun yaşanacağını tahmin etmek zor değil. Bu bakımdan, yaşadığımız dünyada sürdürülebilir şehirlerin geliştirilmesi çok önemli bir konu olarak karşımıza durmaktadır. Sürdürülebilir şehirler, bir yandan ekonomik gelişimi üretirken, diğer yandan çevrenin korunmasını ve yaşam kalitesinin yükseltilmesini başarmak zorundadır. Yönetimler uzun vadeli, bütünsel yaklaşımlar benimseyerek su kaynakları ve çevrenin korunmasını şehir yönetimi politikaları ile entegre etmek zorundadırlar. Bizler güvenilir içme suyu ve atıksu hizmetlerinin insanlığın doğal bir hakkı olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden ekonomik gelişme planlarımızda içme suyu temini ve atıksu hizmetlerinin yüksek öncelikli konular olarak ele almaktayız."
"Forum insanlığın geleceği açısından çok önemli!..."
Dünya genelinde su yönetimi ve hizmet sağlayıcıları üzerindeki baskıların küresel ısınmanın etkileriyle birlikte katlanarak artacağına işaret eden Topbaş, küresel iklim değişikliğinin etkileri, yağış rejiminde farklılıklar, kuraklık ve yoğun yağışlar sonucu taşkın olaylarının artmasının tahmin edildiğini belirtti. Gelecekte bu etkilerin hızlı kentleşme ve artan nüfus nedeniyle daha da zor yönetilir hale geleceğini ve su idarelerinin üzerindeki baskıların artacağını anlatan Topbaş, sözlerini şöyle tamamladı.
"Diğer taraftan şehir insanlarının yaşadıkları çevreden beklentileri artacak, içi balıklarla dolu temiz nehirler, su sporlarının yapılabileceği alanlar talep edilecektir. Bu durumda yeni politika ve teknolojilerin yönetim ve işletme boyutunda ele alınması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı daha çok önem kazanacaktır. Su konusunda sürdürülebilir uygulamalara ve iyileştirme amaçlı çalışmalara ihtiyacımız var. Su sorunu küresel düzeyde çözüm gerektiren bir meseledir. Etkili bir su yönetimi oluşturmak için uluslar arası işbirliği şarttır. Ülkeler ve kentler arasında bilgi, fikir ve deneyim paylaşımının artması gerekmektedir. Bu konuda milletler arası tecrübe aktarımı zorunludur. Bu anlamda Dünya Su Forumu gibi organizasyonlar dünyamızın ve insanlığın geleceği açısından son derece önemlidirler. Su medeniyetinin başkenti İstanbul, bütün dünyadan en üst düzeyde katılımın gerçekleştiği ve dünyanın gözünün üzerinde olduğu bu foruma layıkıyla ev sahipliği yapacaktır. Forum kapsamında dünyanın bütün ülkelerinden 20 binin üzerinde katılımcıyı şehrimizde ağırlıyoruz. Dünyanın susuzluk alarmı verdiği, suyun her damlasının önem ve değer kazandığı günümüzde İstanbul bir kere daha dünyanın kaderinin belirlendiği bir şehir oluyor. İnsanlığın geleceğini etkileyen kararların alındığı bir kent olma misyonunu günümüzde de sürdürüyor. İstanbul bugün dünyanın yükselen bir değeridir. Su Forumu'nun İstanbul'da gerçekleştirilmesi forumun sesini bütün dünyaya duyurmasına önemli bir katkı sağlayacaktır. Su için farklılıkların yakınlaştığı 5. Dünya Su Forumu'na katılımlarınız dolayısıyla sizlere teşekkürlerimi sunuyorum. Forumun dünyamız için önemli bir tartışma ve çözüm platformu olacağına inanıyorum. Bu vesileyle sizleri her zaman İstanbul'a beklediğimizi ifade ediyorum."