Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde devam eden 5. Dünya Su Forumu kapsamında gerçekleştirilen "Su ve Felaketlerle" ilgili üst düzey uzman paneli düzenlendi. Panele Japon veliaht prensi Naruhito Kataishi, Kore Cumhuriyeti Başbakanı Han Seung-Soon, BM Genel Sekreteri Ban-Ki Moon, Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fouchon ve Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Haydar Koçaker katıldı.
Panelde konuşan Güney Kore Cumhuriyeti Başbakanı Han Senug, 21. yüzyılın su yılı olacağını belirterek, su tehdidinin artacağına dikkat çekti. Senug, su felaketleri ile birlikte sürdürülebilir kalkınmanın ve dünya barışı için önemli bir tehdit olacağını söyledi.
Yerel inisiyatifler önemli
Japonya Veliaht Prensi Narutiho Katoishi ise yerel inisiyatiflerin insanların suyla olan etkileşimini görmek açısından önemli olduğunu vurguladı. "Su konularının çözümü için suyun bizim için ne anlama geldiğini anlamak gerek" diye konuşan Katoishi, yerel inisiyatiflerin insanların suyla olan etkileşimini görmek açısından önemli olduğuna dikkat çekti. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı Sha Zukang ise sürdürülebilir kalkınma için BM'nin gelişmemiş ülkelere yardım ettiğini söyledi.
Felaketlerin masaya yatırıldığı panelin birinci oturumuna Tacikistan, Amerika ve Bangladeş'li delegasyonların yanı sıra Türkiye'den de Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sadık Yamaç katıldı. Bayındırlık Bakanlığının Türkiye'deki çalışmalarını anlatan Yamaç, çok büyük ilerlemeler sağladıklarını ifade etti. Selle ilgili yaptıkları çalışmalara da değinin Yamaç, her yıl afetler için 300 milyon dolar harcadıklarını açıkladı.
Alternatif su forumu başladı
16 Mart'ta başlayan ve suyun paylaşımı ve ticarileştirilmesinin planlandığı 5. Dünya Su Forumu'na karşı Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu tarafından gerçekleştirilen Alternatif Su Forumu, dün Makine Mühendisleri Odası'nda atölye çalışmalarına başladı.
İki gün sürecek çalışmalarda, suyun canlı yaşamı için önemi, suyun dünyadaki durumu, su hakkı, su hakkı için dünyada verilen mücadeleler tartışılarak suyun ticarileştirilmesine ve metalaştırılmasına karşı neler yapılabileceği konuşulacak.
İlk gün su ve enerji, suyu fiyatlandırma, sınır aşan sularla ilgili uygulamalar, tarımda sulama, Türkiye'deki ve diğer ülkelerdeki mücadeleler ve deneyimler gibi konu başlıkları üzerinden gerçekleştirilen atölyelerde, suyun insan yaşamına ilişkin önemi üzerinde durularak temiz suya ulaşımın insani bir hak olduğu ve hiçbir şekilde ticari bir meta haline getirilmesine izin verilmemesi noktasında fikir birliği oluşturuldu. Yalnızca insanların değil tüm canlıların yaşamak için suya ihtiyaç duyduğu ifade edilen tartışmalarda, yaşamak için suyu kullananlar ile kâr için suyu bir girdi olarak kullananlar arasında bir ayrım yapılması gerektiği ifade edilerek, insanların yaşamak için ihtiyaç duyduğu suya ücretsiz olarak ulaşması gerektiği belirtildi. Barajlar ve Yer Seçimi başlıklı panelde, yapılmak istenen barajların suyun akmasını engelleyeceğine değinilerek, bu derelerin beslediği ağaçların, otların, tüm ekolojik yapının zarar görerek yok olacağına vurgu yapıldı. Baraj yapılmak istenilen yerlerde yaşayan insanların da buralardan göç etmek zorunda bırakıldıkları söylenen konuşmalarda, bunun toplumsal açıdan da geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açacağına değinildi.
Sınır dışı etmeyi savundu
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, basın toplantısı düzenledi. Toplantıda foruma dair bilgi veren Eroğlu, 30 bine yakın katılımcının olduğunu, kayıtların yoğunluk nedeniyle durdurulduğunu söyledi. Eroğlu, suyun özelleştirilmesi yönünde bir devlet politikaları olmadığını iddia etti. 2040'a kadar temiz su kaynakları konusunda devlet olarak eylem planı hazırladıklarını belirten Eroğlu, "Ben daha önce söyledim. Suyun özelleştirilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak biz boşa akan suların değerlendirilmesi için hidroelektirik santral yapımlarında özel sektörün devreye girmesini istiyoruz" diye konuştu. Protestolara da değinen Eroğlu, "Meksika'da daha fazlaydı. Buradakiler çok ciddi değil" dedi. Su Forumu açılışında iki kadın katılımcının "Riskli barajlara hayır" pankartı açmasından dolayı sınır dışı edilmesine ilişkin soruya ise "Gelsin burada efendi gibi konuşsunlar. Efendi gibi gelselerdi bunlar olmazdı. İnsanları taciz ettiler. Kendi ülkelerinde bu olaylara izin verilir miydi?" dedi. Eroğlu, su forumuna karşı çıkanları konu hakkında bilgisiz olmakla suçladı.
Eylemcilere sınır dışı
İstanbul'da 5'incisi gerçekleşen Dünya Su Forumu'nun ilk gününde, ‘Suyuma Dokunma Kampanyası' çerçevesinde pankart açtıkları için gözaltına alınan iki İnternational Rivers örgütü çalışanı, dün sabah Türkiye'den sınır dışı edildi. ‘Barajlara hayır' demenin Türkiye'den atılmak için yeterli bir sebep olmadığına dikkat çeken Alternatif Su Forumu üyeleri de Taksim Hill Otel'de yaptıkları basın toplantısıyla yaşanan olayı kınadılar.
Açıklamada, Türkiye'den sınır dışı edilen Parekh ve Schneider'in gönderdiği mektup okundu. Mektupta, "Dünya Su Forumu, gerçekleştirenlerin ‘farklılıklar arasında köprü olmak' yerine aslında ne kadar farklılaştırıcı ve dışlayıcı olduklarını göstermektedir" denilirken, polis tarafından konuşmaların engellenmesinin de ‘barajları inşa edenlerin binlerce sesi boğmalarının sadece bir sembolü olduğu' belirtildi.
Polisin tutumunu kınadılar
Ortak açıklamayı yapan Mor ve Ötesi Grubu Üyesi Kerem Kabadayı, Dünya Su Forumu'nun farklılıklardan ziyade sermayeler arası köprü kurmaya çalıştığını söyledi. Dünyada büyük barajlara çok büyük yatırımlarda bulunulduğuna dikkat çeken Kabadayı, bu yatırımların nehirler, ormanlar, balıkçı alanları ve insan topluluklarını feda ederek, enerji ve su kaynaklarını elde etmek için gerçekleştiğini vurguladı. Söz alan diğer konuklar da polisin tutumunu protesto ettiler.
Açıklamada herkes, 20-21-22 Mart tarihlerinde Bilgi Üniversitesi'nin Santralistanbul Kampüsü'nde "Başka bir su yönetimi mümkün" sloganıyla gerçekleşecek olan ‘Alternatif Su Forumu'na davet edildi. Foruma, BM Genel Kurulu 63. Dönem Su Danışmanı Maude Barlow, İngiliz Yazar ve Aktivist Jonathan Neale ile Latin Amerika'dan Afrika'ya, Uzakdoğu Asya'dan Avrupa'ya kadar dünyanın her tarafında su konusunda mücadele veren önemli isimler katılacak.
Su eylemcileri adliyeye çıkarıldı
Önceki gün 5. Dünya Su Forumu'nu protesto etmek isterken polisin saldırısının ardından gözaltına alınan eylemciler dün adliyeye sevk edildi. Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde başlayan 5. Dünya Su Forumu, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu üyelerince protesto edilmişti. Yürümek isteyen gruba polis tazyikli su, biber gazı ve joplarla müdahale etmiş, 26 kişi gözaltına alınmıştı. Çıkan olaylar sonrası gözaltına alınanlardan 17 kişi İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne götürülürken 9 kişi ise Haliç Polis Merkezi'nde sabahladı.
Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlanan 17 kişi dün olayların meydana geldiği yerde bulunan Beyoğlu Adliyesi'ne sevk edildi. Eylemcilerin tamamı savcı tarafından ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Serbest kalan eylemciler adliyeden çıkarken, "Su haktır, satılamaz" şeklinde slogan attı. Haliç Polis Merkezi'nde tutulan 9 kişi de daha sonra adliyeye getirildi. Gazetemiz yayına girerken 9 kişinin ifadeleri sürüyordu.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO), İstanbul'da toplanan Dünya Su Forumu'nu protesto etmek isteyen göstericilere karşı polisin uyguladığı şiddeti kınadı.
AKP Hükümeti'nin neoliberal politikaların uygulanmasına karşı hiçbir farklı ses işitmek istemediği belirtilen açıklamada, çıkan sesleri susturmak için de şiddete başvurduğu kaydedildi.