Haberler

Tekerlek Çağı

Tarih: 19 Mart 2009 Kaynak: Guardian, People's Daily Online Yazan: Stuart Jeffries Derleyen: Burcu Karabaş
İlki, Chicago üzerinde 1893 yılında yükseldi. Şimdi ise, Pekin'den Bağdat'a dünyadaki konumuna önem veren her kent bir tane istiyor. Dönme dolapların nasıl bir çekim gücü var? Peki, gittikçe daha da yükselecekler mi?

Avrupa'nın ünlü "seyir tekerlekleri" şirketi World Tourist Attractions (WTA), 2003 yılında Birmingham'daki Centenary Meydanı'na 60 metre yüksekliğinde bir dönme dolap kondurduğunda, beklenmedik bir başarıya ulaştı.

Her kent gibi Birmingham da elbette dönme dolabına kavuşacaktı. İngiltere'nin ikinci önemli kenti olan Birmingham'in dönme dolabı, önceki yıllarda York, Newcastle ve Plymouth bölgelerindekiler gibi geçici bir fenomendi. Manchester ve Belfast'taki dönme dolaplar ise hala kullanılıyor. WTA'nın pazarlama yöneticisi Jay Pender, işlerin her geçen gün arttığını söylüyor. "Sanırım dönme dolap inşaatında yeterince hızlı değiliz, ama olsun," diyen Pender, küresel ekonomik krizin talebi kesinlikle azaltmadığını da ekliyor: "Neden dönme dolaplara olan ilgi bu kadar yoğun bilemiyoruz. Avustralya'da bu yıl üç yeni WTA dönme dolabı daha açılacak. Başarı başarıyı doğurur."

Pender'in şirketi WTA, kentlere taşınıp monte edildikten sonra tekrar sökülüp geri götürülebilen geçici dev dönme dolaplar üretiyor. WTA'nın sahibi olan ana şirket Great City Attraction ise, dünya genelindeki kalıcı dönme dolaplardan sorumlu. Bazıları 200 m yüksekliğine ulaşan bu projeler için Pender, "Sınırımızı bütçe ve gökyüzü belirliyor," yorumunu yapıyor.

Dönme seyir dolaplarında neyin bu denli çekici olduğunu anlamak gerçekten biraz zor. Bir tur şirketi sözcüsünün, "Modern ve gelişmiş kentleri simgeleyen büyük dönme dolapların ikonik bir havası var. York gibi yerlerde modern, büyük ve parlak bir dönme dolap tarihi alanların ve mimarinin tamamlayıcısı olabiliyor," yorumunu, Pender yerinde buluyor. Belfast gibi kentlerde dönme dolapların adeta canlanmanın sembolü haline geldiğini anlatan Pender, bu yakıştırmayla birlikte anılmanın güzel olduğunu belirtiyor. "Mayıs'ta Weston-super-Mare'deki deniz kıyısına 60 m yüksekliğinde bir tane yerleştireceğiz. Geçen yıl yanan limanın ardından, alanın tam da ihtiyacı olan şey buydu," diyen Pender, devam ediyor: "Her ne kadar kalıcı strüktürler olarak tasarlanmasalar da, insanlar onları o kadar seviyor ve benimsiyor ki, kalıcı olmalarını istiyorlar."

Belediyesinin gücünü kanıtlamak ve uluslararası konumunu kalıcı ve "güzel tasarlanmış" bir dönme dolapla ölümsüzleştirmek isteyen her kent, bir tane ediniyor veya edinecek gibi görünüyor. RIBA'nın eski başkanı ve Acanthus Ferguson Mann Architects'in yöneticisi George Ferguson ise, havalandırma sistemli gondollara ve zemin kotunda mutlaka bir de alışveriş merkezine sahip olan dönme dolaplar hakkında farklı düşünüyor. Her ne kadar kendisi de dönme dolaptan kenti seyrederek keyifli dakikalar geçirmiş olsa da, Ferguson "Bu gerçekten utanç verici. Çünkü, bence dönme dolapların büyüsü geçici olmalarından kaynaklanıyordu," diyor.

Çağ, London Eye'la Başladı
Yine de dönme dolaplar, gökdelenlerden sonra kent silüetlerinin ikinci demirbaşı olmaya aday. Kısa ömürlü bir strüktür olarak hayata geçirilen ve yapımına 75 milyon Pound harcanan The London Eye, kazandığı inanılmaz başarının ardından kalıcı hale getirildi. Mart 2000'deki açılışından bu yana günde en az 15.000 ziyaretçinin yaklaşık 15,50 Pound ödeyerek kentin üzerinde süzüldüğü London Eye, bugüne kadar 32 milyondan fazla insan taşıdı.


The London Eye, Aralık 2005
Fotoğraf: Daniel Berehulak, Getty Images


Şu anda 26 Deniz Yaşam Parkı, 5 zindan, 4 Legoland parkı, 5 tema parkı ve 7 Madame Tussaud Müzesi işleten eğlence şirketi Merlin Entertainments'e ait olan London Eye, yine de bütün bu ilgiye rağmen kâr edemiyor. İşletmeciler, söylentiyi doğrulamadı, ancak bunun sebebi durumu itiraf etmek istememeleri olabilir. Yeterince para kazanamama riski, dönme dolapların opera binaları, galeriler veya kent meydanlarındaki plastik ögeler gibi, her kentin olmazsa olmazlarından biri olarak görülmesini engellemiyor. Ancak burada söz konusu olan kent, hayal gücünden çok hırsa odaklanmış bir yapıya sahip olmalı.

George Ferguson, bu konuyla ilgili de görüşlerini aktarıyor: "Şehirler ne zaman ‘Ben de isterim' anlayışıyla hareket etse, ortaya çıkan durum belirsizlikten başka bir şey olmuyor. Bu, dünyanın en yüksek binasına sahip olmayı istemek gibi. Çok çocuksu bir davranış. Yeni oyuncaklar ise dönme dolaplar."

Dönme Dolap Savaşları
"Dünyanın en büyük dönme dolabı", şu anda Pekin'de inşa ediliyor ve 2000'li yılların başından bu yana bir Çin kentinde yükselecek yedinci dönme dolap olma özelliğine sahip. 2009 yılı içinde kullanıma açılması planlanan Büyük Pekin Dönme Dolabı, 208 m'lik yüksekliğiyle ziyaretçilere Çin Seddi'ni dahi görme imkanı sunacak. Dubai'de geçen yıl açılan dönme dolap ise, London Eye'dan büyük. Bağdat da, Irak'ın eğlence yanlısı bir başkent olma amacına yönelik olarak sürdürdüğü markalaşma çalışmalarında, bir dönme dolaba sahip olacağını açıkladı.


Berlin Dönme Dolabı
Görsel: Great Wheel Corporation
Pekin, Berlin, Orlando ve şu anda dünyanın en büyüğü olma unvanını eline tutan Singapur'daki dönme dolaplardan, Great Wheel Corporation sorumlu. Berlin'de, hayvanat bahçesi yakınlarındaki Hertzallee'de yükselecek olan dönme dolap, Avrupa'nın en büyüğü olacak. "Neden Berlin?" sorusunun cevabı ise açık. 2007 yılında 7,6 milyon turist ağırlayan Berlin, turizmde rekorlar kırıyor ve şirket, kentin en önemli turistik merkezlerden biri olmayı sürdüreceğini düşünüyor. Ancak, dönme dolabı burada bir rakip karşılayacak gibi görünüyor. Alexanderplatz'daki 365 m'lik TV Kulesi, kentin tümünü bir bakışta görmeyi zaten uzun zamandır vadediyor.

London Eye'ın tasarımcıları Marks Barfield Architects, tasarımlarını bir "dönme dolap" olarak değil de "seyir dolabı" olarak tanımlamayı tercih ediyor. Dünyadaki tüm bu kopyalama gelişmelerinden sonra London Eye, büyüklükte altıncı veya yedinci sıraya düşecek. "Bence London Eye'dan daha iyisi hiçbir zaman yapılamadı," diyen Ferguson, ekliyor: "London Eye, tekerlek formunda değil, o bir konsol. Londra'nın neresinde olursanız olun, onu farklı açılardan görebilirsiniz. Bu nedenle sevilen bir simge oldu."

Belki de London Eye, Londra'yı Norman Foster'ın Gherkin'inden veya Meclis Binası'ndan daha fazla simgeliyor. İngiltere'nin başkentini parlamentoların veya finansın merkezi olarak değil de, endüstrileşme sonrası bir fuar alanı olarak tanımlaması da olumlu bir gelişme olarak yorumlanabilir.

Her ne kadar her kentteki düzeneğin farklı özellikleri bulunsa da, dönme dolapların ana fikri, kenti oldukça yüksek bir mesafeden izleme olanağı sunması. Ferguson, dönme dolap seyahatinin önemli özelliklerinden birinin, ortalama yarım saat sürmesi olduğunu belirtiyor. Ferguson, ekliyor: "London Eye üzerindeyken, siz hareket ettikçe ve ışık yoğunluğu değiştikçe binaların görünümü de değişiyor. Bu deneyimi, Londra'dan başka bir yerde yaşamak imkansız."

Son günlerde dünya basınında yer alan bir haber ise, dünyanın en yüksek dönme dolabının Guangdong'un başkenti Guangzhou'da yer alacağı yönünde. Kentin 450 m'lik yeni TV Kulesi'nin tepesinde konumlanması planlanan strüktürün kentte gerçekleştirilecek 16. Asya Oyunları'ndan önce, Ekim 2010'da kullanıma açılması planlanıyor. 3,2 m çapında 6 kişilik 16 saydam kabini bulunacak olan dönme dolabın, 100 kişilik kapasiteye sahip olacağı belirtiliyor.

"Ferris Tekerlekleri"


Chicago Navy Limanı'ndaki dönme
dolabın bir gökdelenle oluşturduğu
kontrast
Fotoğraf: Sandy Felsenthal, Corbis
Chicago'da bulunan Navy Limanı'ndaki dönme dolapta ise, oldukça farklı bir deneyim yaşadığını anlatan Ferguson, kentteki binalardan oldukça küçük boyutlardaki bu dönme dolabın, kullanıcılara ilginç bir seyir olanağı sunduğunu söylüyor. Kentin en yüksek binası olan 442 m'lik Sears Tower'ın neredeyse 1/10'u büyüklüğünde olan 46 m'lik Navy Limanı Dönme Dolabı, aslında bir kopya. Chicago'nun ilk dönme dolabı, 1893'te George Washington Gale Ferris'in tasarladığı 80 m yüksekliğindeki strüktürdü. Dönme dolapların İngilizce'de "ferris wheel" olarak adlandırılmasının da tasarımcının soyadından kaynaklandığı düşünülüyor.

Tasarımıyla, yaklaşık 4 yıl önce Eiffel Kulesi'ni inşa eden Fransızlar'la yarışmayı da hedefleyen Ferris'in bu amacına ulaşamamış olmasının şu anda hiçbir önemi yok. Gustave Eiffel'in çelik mucizesinden çok daha kolay ve hızlı üretilebilen "Ferris tekerlekleri", 1893'ten sonra tüm Avrupa ve Amerika'da yapıldı. Blackpool, Viyana, Earls Court, Ocean City ve hatta Paris, dönme dolaba sahip olan şehirlerden sadece birkaçı.

Her ne kadar dönme dolaplar milenyumun ikonları olarak görülse de, dünyanın en hızlı gelişen kentlerinden biri ve Çin'in ticaret merkezi olan Şangay'ın dünyanın en büyük dönme dolabını inşa etme planını iptal etmesi, oldukça dikkat çekici. Planlara göre "Şangay Yıldızı", Huangpu Nehri üzerinde bulunan 50 m yüksekliğindeki bir eğlence kompleksinin tepesinde konumlanacak ve 2008'deki açılışının ardından Şangay'daki 2010 Dünya Sergisi'nin başarısını arttıracaktı. Ancak 2005 yılında göreve gelen yeni belediye başkanı Han Zheng, projeyi "politik açıdan yanlış ve gözden çıkarılabilir" olarak tanımladı. Ekonomik koşulların uygunsuzluğu, dönme dolabı kent için bir yüke dönüştürebilirdi. Ancak elbette, Şangay Yıldızı'ndan bu kadar kolay vazgeçilmesinin başka nedenleri de vardı. Kentteki sayısız gökdelen, yeterli seyir imkanını çoktandır sunuyordu. Fakat Londra'nın hiçbir zaman böyle "yedekleri" olmadı. Bu nedenle London Eye, kente daha önce hiç var olmayan bir "kendine bakma" imkanı verdi. Belki de, etki ve başarısının kolay kolay taklit edilememesinin sebebi de bu.


Wonder Wheel, Deno's Wonder Wheel Park, Astroland - Coney Island
Fotoğraf: Alan Schein Photography, Corbis

Tüm kopyalamalara rağmen, dönme dolaplar yine de seviliyor ve hoşnutlukta karşılanıyor. Coney Adası'ndaki Deno's Wonder Wheel Park'taki de, en sevilenlerinden biri. İç içe geçmiş iki dönme dolaptan oluşan ve 1920'lerde kullanıma açılan The Wonder Wheel, Eccentric Ferris Wheel Company tarafından inşa edildi. 1977'deki elektrik kesintisinde ise Amerikalılar dolabı kol gücüyle çevirerek tüm yolcuların güvenli bir şekilde aşağıya inmesini sağladı. Wonder Wheel'in Yokohama'da bir kopyası var, ancak elbette New York silüetini ve New Jersey sahilini izleme imkanı sunamıyor.


17. yy Türk Dönme Dolapları
Kaynak: Wikipedia
Strüktürlerin en ilginçlerinden biri de, 17. yy'daki Türk dönme dolapları. Bir eğlence aracından çok kale burçlarından içeriye atlamak isteyen savaşçıları fırlatmak için kullanılan bir alete benzeyen bu dönme dolaplardan da dünyaya yayılmış olsaydı, Avrupa ve Amerika çok farklı deneyimler yaşama şansına sahip olabilirdi.

Şimdilik durum böyle görünüyor, ancak dönme dolapların geleceği söz konusu olduğunda belirsizlik hakim. Dünyanın en büyüğüne sahip olma unvanı Pekin'de kalmaya devam mı edecek? Teknik kısıtlamaların giderek azalması sonucunda kentliler dönme dolaplarla yıldızlara ulaşma şansı bulacak mı? "Rüzgar türbinlerinde nasıl teknik sınırlar varsa, elbette dönme dolap büyüklüklerinde de var. Ancak insanoğlunun yaratıcılığı bir gün bu sınırları da aşabilir," diyen Ferguson, geleceğe yönelik bir hayalini de paylaşıyor: "Birilerinin bir yerlerde, yeterince sahip olduğumuz dönme dolapların yerini alabilecek bir tasarım yapıyor olmasını umuyorum. Bu, şimdikiler gibi iki boyutlu değil, üç boyutlu bir deneyim olmalı. Nasıl olacağını bilmiyorum ama düşünmek bile heyecan verici."

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.