Haberler

Bir Büyükelçilik Binası Nasıl Olmalı?

Tarih: 20 Mart 2009 Kaynak: Monocle, Sarah Balmond Çeviren: Emine Merdim Yılmaz
11 Eylül olayları sonrası inşa edilen her büyükelçilik binası bütün gelenleri püskürtmeye hazır bir korugan gibiydi. Fakat şimdi Washington'dan Harare'ye "ulusal kartvizit"lerin tasarımı mimarlar tarafından yeniden keşfediliyor.
Büyükelçilikler için zor zamanlardı. Bütün dünyada öncelikle barışçıl diplomasi ile ilişkilendirilen büyükelçilikler politik hedefler halini aldı. Her yeni atakta güvenlik daha sıkı hale geldi, tasarımın bütçesi arttı. Geçtiğimiz yıllarda bomba geçirmez koruganlara tanık olduk. Çok büyük duvarların ve kapıların arkasındaki büyükelçilikler çalışma mekanından çok hapishaneye benziyordu. İç karartıcı, otel tarzında büyükelçiliklerin, fonksiyonel olarak harika fakat donuk, robot mekanları, paranoyakça uzun koridorları, kilitli kapıları ve özel ofisleri vardı. Adeta savaşın tasarımıydı.

Tabii ki istisnalar vardı. Katı iş listeleri ile çalışarak yapılan daha hassas ve düşünceli tasarımlar hükümetler ve mimarları daha becerikli yaptı. Pozitif mesajlar göndermek, büyükelçilikleri bir marka aracı olarak elde tutmak için düşünceli bir çabaydı. Çin ABD'deki kendi markasını "Look at Me" çağdaş tasarım sergisi ile yaptı. Harare'deki yeni İngiliz Büyükelçiliği Afrika'daki böbürlenme planıydı, Norveç ise Katmandu'da demokratik tasarım sunuyordu.

Büyükelçiliklerde daha fazla avlu, başarılı peyzaj ve kamusal mekanlar yer alıyor. Fortress USA bile değişimin kalbi olarak görülebilir. Onun saldırgan duruşu Beyrut'taki ABD karşıtı bombalamalarına karşı 1985 yılında yayınlanan "Inman Raporu"nda açıkca belirtilmişti. Arasında sokaktan 30 m geriden inşa edilmesi gibi çeşitli güvenlik önerilerinde bulunulmuştu.

Şimdi tasarımlar yeniden çizim masasına geri döndü. CSIS'in beyin takımı tarafından açıklanan "Gelecekteki Büyükelçilik" raporuna teşekkür etmek gerekiyor. Bu çağrı daha açık olmak için daha araştırmacı bir yaklaşım sunuyor. "Geçtiğimiz 1-2 sene içerisinde büyükelçiliklerin bir kale olması yönündeki fikirde geri adım atıldı," diyor büyükelçisi, Meridian International Centre'ın başkanı ve CEO'su Stuart Holliday.

Büyükelçilikler eninde sonunda turların yapılacağı, sanat çalışmalarının görülebileceği, rahatlanabileceği ve hatta öğlen yemeği yenebileceği kültürel mekanlar olacak. Mimarlık Tarihçisi ve "Diplomasi Mimarisi: Amerika'nın Büyükelçiliklerini İnşa Etmek" kitabının yazarı Jane Loeffler "Büyükelçilikler bir ülkenin kültürünü ve ticaretini yansıtmak için mükemmel bir yol olabilir," diyor.

Bir büyükelçilik binasının fonksiyonu ve rolü yavaş yavaş evrildi. Görsel elçilik binalarının gücü farklı mekanlara kadar taşındı, her an köşe başınızda olabilir. Loeffler olmamasını umuyor, "Bu tamamen diplomasinin ne olduğu konusundaki bakış açımızı unutturabilir. Bu insanlar ile ilgili. Sembolik olarak önemli olan fiziksel duruşa sahip olmak," diye de ekliyor.

Katmandu Norveç Büyükelçiliği (Nepal)


Norveçli mimar Kristin Jarmund, Katmandu'daki Norveç Büyükelçilik Binası ile ilgili arandığı zaman gülüyor. "Tuvaletlerdeki klozetler çalınmış, Hindistan'dan gelen engebeli yol üzerindeki kaç tane camın kırıldığını tahmin bile edemezsiniz. Bunlar zorlukların bir kısmı fakat kültüre saygı duymalı ve adapte olmalısınız.

Bu yumuşak yaklaşım büyükelçiliğin sakin ve modern bir tasarım olarak görülmesini sağlıyor. Paranoyakça sığınak blokları yerine, daha hassas ve açık bir planı var. "Eşitlikçi planlarımız ile tezat oluşturacak bir şey koymak istemedik," diye açıklıyor önceki Nepal Büyükelçisi Tore Toreng. "Bu bina kesinlikle şeffaf. Gizli bir mekanda yürüyor gibi hissetmiyorsunuz. Tamamen açıklık söz konusu, bu demokratik bir yaklaşım," diye de ekliyor.

Binaya, ahşap bir köprüden geçilerek giriliyor. Ofisler ve toplantı odaları aydınlık, havadar ve Norveç tasarımının başarılı parçaları ile döşenmiş. En üstteki ofisler için Jarmund, zeminden çatıya kadar cam yerleştirmiş böylelikle dağlar net bir şekilde görülüyor. Sakin avlusu güneşin kahve aralarında içeriye girmesine izin veriyor.
Nepalli çalışanlar, binayı öncellikle doğal ve yerel malzemeleri kullanarak yapmış. Pencereler sesau ağacından, avlu yerel parke taşından, duvarlar ise oldukça ince arduvaz plakalardan yapılmış. "Bu bina Norveç ile Nepal arasında bir öykü hakkında. Modern tasarım ile geleneği birleştirmek istiyoruz," diyor Jarmund.

Washington Çin Büyükelçiliği (ABD)


Çin'in Washington'daki yeni malikanesi tamamen bir duruşun ortaya çıkışı. New York ve Pekin'li Pei Partnership Architects tarafından tasarlanan bina 10.760 metrekarelik alanı ile Washington'un diplomatik silüetine büyük nota gibi konuyor. "Her büyükelçilik binasının kendi ülkesi hakkında bir şeyler sunması önemli bir gereklilik," diyor Chien Chung Pei. Erkek kardeşi Li Chung Pei ile birlikte çalışan Chien Chung Pei, Louvre Piramidi'nin mimarı olarak da bilinen I M Pei'nin oğlu.

Başından sonuna Çin'in mimari teknikleri uygulanan binadaki simetri ve geometri sezgisel ve sakin bir tasarım yaratmış. "Aksiyal yapının gücü hangi tarafa yürümeniz gerektiğini söylüyor," diyor Pei. Çin kendi işgücünü binanın inşa edilmesi için ülkeye taşımış. DC'deki pekçok bina gibi bu da kireçtaşından, zeminler ise Çin graniti ve meşe.

Güvenlik düzenlemeleri projenin sonuna doğru. Fakat abartılı arazide ABD tarzı güvenlik uygulanması imkansız. "Eğer binayı 30 metre geride inşa etmiş olsaydık bu imkansız olurdu," diyor Pei.

Harare İngiliz Büyükelçiliği (Zimbabwe)


Harare'deki inşaat çalışmaları aksayabilir fakat arazideki vinçler hala duruyor. Londralı firma Manser Practice tarafından tasarlanan İngiliz Büyükelçiliği banliyöde yer alıyor. Ofisleri, yüzme havuzu, jimnastik salonu ve tenis kortu ile bu diplomatik sığınak önümüzdeki sene tamamlanacak.

Spiral enflasyonu, inşaat malzemelerinin büyük bir çoğunluğunun Avrupa'dan geldiğini gösteriyor. Güvenlik kulubesi, vize, konsolosluk ve büyükelçilik binası betondan yapılmış. Beton levhalar kalıpla oluklu demir levhaya benziyor. Eğimli çatı devasa bir şemsiye gibi, zarif bir şekilde binayı gölgelerken doğal bir havalandırma sistemi sunuyor. "Afrika'da yaşam çok acımasız, biz bilerek sakin bir bina yaptık," diyor Manser. Uzun çimen ve palmiye gibi yöreye özgü bitkiler Afrika'da bir çalılıkta oturuyor hissi veriyor.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.