Genel görünüm peki iç açıçı değil ve ne yapılır ise yapılsın sorunlar ağırlaşacak: Etkili ve yetkili çevreler kısa vadeli olan önemli ve önemsiz konular bataklığında bunalıp çırpındıkça, orta uzun vadeli konular ihmal edilecek; öncelikler ve uygulamalar orta uzun vadeli hedeflere göre belirlenmediği sürece hareket yeteneği iyice daralacak ve çaresizlik dalga dalga etki alanını genişletecek. IMF ile anlaşmak ve Kredi Garanti Fonu'nun kurulması için lobi yapmak da bu basiretsiz sürecin birer parçası olacak. Bu iki konuya özel önem verilmesinin arkasındaki amaç belli; bu sayede beklentileri yönlendirebilmeye devam etmek ve bir süre daha ayrıcalıklı konumunu korumak veya fırsattan yararlanarak herkes uyutulurken risklerini azaltarak paçayı kurtarmak! Bu son değerlendirmeyi okuyanlar iyice abarttığımı düşünebilir!
Küresel krizin devamı durumunda IMF ile anlaşılmış olmasına rağmen döviz kurları yükselebilir, kredi batıklarındaki artış Kredi Garanti Fonu'nu etkisiz hale getirebilir. Önerilen çözüm sorunların aşılmasına değil, bir süre günlük yaşamdaki etkisinin azalmasına yardım edebilir ancak. Bu süreçte küresel ekonomik aktivite iki yıl öncesine döndü ise doğru bir yaklaşım sergilenmiş sayılabilir! Fakat herhangi bir toparlanma yaşanmamış veya sorunların daha da ağırlaşması ile küresel kriz derinleşmiş ise teslim bayrağını çekmek dışında bir şey yapılamaz. Bu iki ihtimalden hangisinin gerçekleşmekte olduğunu anlamak için menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerlerine bakmak aldatıcıdır; bakılması gereken işsizlik ve yeni yatırımlardaki eğilimdir. Eğer işsizlik artıyor ve yeni yatırım yapılmıyor ise olumsuz ihtimalin gerçekleşmesi kaçınılmazdır; ve çok büyük olasılıkla yaşanacak olan da budur. IMF anlaşması ve Kredi Garanti Fonu uygulaması etkili ve yetkili çevrelere bir süre zaman kazandırarak yaptıkları hataları başkalarına fatura etmek adına risklerini azaltma fırsatı sağlamak dışında başka bir işe yaramaz; gelir dağılımı ve rekabet koşullarındaki olumsuzluk dayanılmaz boyutlara ulaşır ve çok büyük ve uzun süreli bir kaos yaşanır.
Küresel ekonomik koşullar, bir daha asla iki-üç yıl önceki düzeyine gelemeyecek yalnız siyasi iradeler değil, tüm etkili ve yetkili çevreler de yıpranacak. G-20 zirveleri yapıp şeklen birlik görüntüsü vererek genel bir uzlaşı için çok çalışılıyormuş görüntüsü vermek hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Kendisi için istediğini başkası için istemeyen, nefsinin esiri olarak aklını kötüye kullananlar kılavuzluğu kendi tekellerinde tuttuğu sürece hiçbir şey düzelmeyecek...


