Haberler

Mimarlar Paris'in Yeni Tasarımı ile İlgili Planlarını Ortaya Koydular

Tarih: 2 Nisan 2009 Kaynak: Guardian Yazan: Agnès Poirier Çeviren: Onur Ekmekçi

Solda: Fransız mimar Roland Castro'nun önerisi, Castro Denisoff/AFP/Getty Images
Sağda: Richard Rogers'ın önerisi
, Rogers Stirk Harbour + Partners

Nicholas Sarkozy'nin yeni "Büyük Paris" vizyonuna yanıt olarak ortaya konan projeler, New York'daki Central Park'ın örnek alındığı bir yeşil alan kullanımı ve şehir merkezinikapsamına alan otoyol sistemi gibi öneriler içeriyor.

Geçtiğimiz ay içerisinde Nicholas Sarkozy, Fransa Devlet Başkanı, "Le Grand Paris (Büyük Paris)"i tasarlayacak, içlerinde Richard Rogers'ın da bulunduğu, seçilmiş 10 mimarla görüştü. Bu görüşmeden birkaç gün öncede, her bir mimar kendi vizyonlarını anlatan 30 dakikalık sunumlar yaptılar. Verilen misyonun ağırlığı, gerçekleşme ihtimalinin imkansıza yakın oluşu bu projeyi mimarlar için çekici kılan belki de en önemli unsurdu.

Herkesin bildiği ve New York Times yazarı Paul Goldberger'in de bahsettiği üzere, Paris "politika ve mimarinin geçmişten bu yana sürekli iç içe olduğu bir şehir". Goldberger devam ediyor:" Parisliler'in, geçmişten gelen, şehir olgusunun kamusal alanın üst düzey bir yansıması olduğuna dair gelen köklü bir inançları var. Buna bağlı olarak da, şehirleri için önemli bir düzeyde sahiplenme duygusuna sahiptirler."

Dünyadaki en çok ziyaret edilen şehir unvanına sahip bu başkentin en büyük özelligi devlet binalarının muhteşem görkemi ile sayısız semtlerindeki gündelik yaşamın çekiciliginin sentez oluşturabilmesi ya da, eski Parisli ve yazar Adam Gopnik'in "Paris to the Moon" adlı kitabında işaret ettiği gibi: "hem kısıtlandırılanı hem de serbest olanı bir arada bulunduran bir yer Paris. Evetlerinden çok hayırları, sunduğu haklardan ziyade yasaklamaları onu esas güçlü yapandır."

Bununla birlikte, söz konusu olan zorluk Paris'i yeniden sekilendirmekten çok, içinde bulundurduğu güzelliği etrafındaki bölgelere, banliyölerine taşımak - küçük köylerin oluşturduğu ağ, büyük ve şık olanlar (Neuilly, Versailles, Saint Mande, Vincennes, Saint Germain-en Laye),daha mütevazi ve kasaba görünümünde olanlar (Montreuil, Pantin, Malakoff, Montrouge, Saint Gervais) ve sosyal olarak mahvolmuş, mimari açıdan insani tarafları göz ardı edilmiş olanlar (La Courneuve, Clichy-sous-bois)... Fakat asıl soru,bu kadar değişik stiller ve şehrin "devasa orandaki eşitsizlikleri"nin, Richard Rogers'ın değindiği gibi nasıl "Büyük Paris" çatısı altında bir araya getirilebileceğidir. Özellikle de bahse konu olan şehir, coğrafi olarak, kapılar, eski surlar ve şehri çevreleyen otoyol (le peripherique) gibi unsurlar tarafından sınırlandırılmışsa. Cevap gayet basit. Olaya cesurca yaklaşmak ve aynı zamanda Fransız toplumunun yapısını ve mantalitesini iyi şekilde analiz ederek, anlamaya çalışmaktır.

10 projenin birbirinden farklı eskizleri ve 3D imajları, cesur ve meydan okuyan bir tablo sergiliyor. Antoine Grumbach'in teklifi "Büyük Paris"i Seine Nehri boyunca, Le Havre Limanı'na giden bölgede konumlandırmaktı. Bir zamanlar Napoleon'un "Paris-Rouen- Le Havre, Seine'i ana hat olarak kabul eden büyük bir şehir" sözleri Grumbach'a esin kaynağı olmuş olabilir. Su elemanı, İtalyan mimarlar Bernardo Secchi ve Paola Vigano'nun tasarımlarında da önemli bir rol oynuyor: Suyolları "yeni" otoyolların yerlerini alıyorlar. Christophe de Portzamparc'in getirdiği öneri de 4 farklı "takım adalar" yaratmanın dışında, Avrupa'nın en büyük tren istasyonunu Aubervilliers'in kuzeyindeki varoş bölgesinde inşa etmeyi içeriyor. Yves Lion'un kafasındaki Paris ise, ormanlarla çevrili, herkesin kendi sebzelerini yetiştirebileceği yeşil alanlara sahip olan bir şehir. Şehri parçalara bölen demir yollarının üzerlerini geniş yeşil alanlarla ve diğer ulaşım bağlantılarıyla kaplamak ise Richard Rogers'ın vizyonu olarak 10 proje içerisinde yerini alıyor. Öneriler arasında en "kabaca" olanı ve Le Corbusier'den esinlenmiş gibi gözükeni, Hollandalı firma MVRDV' ye ait. Bu plana göre, Sorbonne'un yerini yüksek bloklar almakta ve Paris'in merkezi otoyollarla örülmektedir.

Paris'de doğmuş ve büyümüş biri olarak, beni en çok etkileyen sunum Parisli mimar (ve bir zamanlar başbakanlık için adaylığını da koymuş olan) Rolan Castro'dan geldi. Rolan Castro, Parisli'nin mantalitesini, Paris'i özel kılan politik ve mimari sentezin önemini, görkemini ve çekiciligini, şehrin taşıdığı şiirselliği ve vatandaşlık-kamusallık gibi kavramları derinlemesine anlamış tek mimar olarak göze çarpıyor. Castro, Elysée Sarayı'nı, kuzeydoğudaki varoş bölgelere taşımayı teklif etmekle kalmıyor, aynı zamanda yeni kültürel anıtlar ve hükümet binalarının yapılmasını da öneriyor. Bunlara ilaveten, kasvetli Le Courneuve konut projesinin New York'taki Central Park sitilinde bir oluşuma kavuşması da Castro'nun vizyonunda önemli bir yere sahip. Temel fikir, kamusal ve kültürel yapıların sahip olduğu görkemli havayı ve mümkün olduğunca ihtişamı, Paris'in diğer bölgelerine yayabilmektir.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.