
Kaynak: Localwin.com
Yakın zamana kadar, iş ilanları talebin arzı aştığı bir piyasa oluşturuyordu ve düzgün bir portfolyosu olan her mimar ya da tasarımcı iyi bir iş bulabiliyordu. Fakat, Jack Kelly & Partners'ın müdürü Billy Clark'ın, Architectural Record'da yayınlanan işsiz mimarlar için stratejiler hakkındaki bir makalede söylediği gibi, "Sorun siz değilsiniz, piyasa." Günümüzün iş piyasasında, eleman arayan bazı firmalar var, ancak onları bulmak beceri ve çaba istiyor.
Ne yazık ki, kimsenin sizin için iş bulacağı yok, dolayısıyla artık yeni işinizin "yeni bir iş bulmak" olduğunu kabul etmelisiniz. Eğer kendiniz için yeni fırsatlar yaratabilirseniz, bir adım öne geçebilirsiniz. İşte bunun için birkaç öneri:
1. Piyasa Araştırması: Hedeflediğiniz işe başvurmadan önce, pozisyon hakkında daha fazla bilgi edinmek için araştırma yapın. Size yardımcı olabilecek en iyi pozisyondaki kişi kim? Bu konuda bütün kaynaklarıyla internetten faydalanabilirsiniz. InsideArch.org, Archinect.com ve hatta Twitter gibi sosyal siteleri bile (Mary Sullivan'ın "Twitter Tips: How to Use Twitter to Job Hunt / Twitter Tüyoları: İş Bulmak için Twitter'ı Kullanma Yolları" isimli makalesinde bahsettiği gibi) inceleyebilirsiniz. Böylece firmaların listesiyle birlikte, kendi yerel AIA rehberinizi oluşturmuş olacaksınız.
Aslında en iyi bilgi kaynağı, okul ya da iş arkadaşlarınızın, uzmanların, yüklenicilerin ve mimarlarla ya da tasarımcılarla çalışan müşterilerin oluşturduğu kendi "C-Suite"'inizdir*. Eğer bu kişilerden biriyle doğrudan çalıştıysanız -ve özellikle de o kişilerle iyi ilişkiler kurduysanız- şimdi faydalanmanın zamanı geldi. Araştırdığınız firmaları bu kişilere danışın ve sizin adınıza firmayla görüşmeyi teklif ederlerse şaşırmayın.
İpucu 1: Eğer bir müşteri sizi çalışmakta olduğu bir firmaya önerirse, kolaylıkla bir görüşme ayarlayabilirsiniz.
2. Eşleştirme: İşveren stratejileri üzerine çalışırken, bizim kullanıcılarımızın yaptıkları gibi "eşleştirme" çalışması yapmanızı öneririz. Bu çalışma için büyük bir parça kağıt alıp, üzerine daha önce beraber çalıştıkları en başarılı işverenleri liste halinde yazıyorlar. Daha sonra bu ofisleri özelliklerine göre (adres, karar verme süreci, mali kaynakları, vs.) gruplandırıyorlar. Bir sonraki aşamada ise aradıkları karakteristik özellikleri taşıyan diğer şirketleri listeliyorlar ve işverenlerle şirketleri, birinden diğerine çizdikleri çizgilerle eşleştiriyorlar.
Bu yöntem sayesinde yeni bağlantılar bulacaksınız. Bir keresinde kullanıcılarımızdan biri en iyi projelerinin kamusal alanlarda gerçekleştiğini, fakat projeye kaynak sağlayan müşterilerinin özel kuruluşlar olduklarını keşfetti. Böylece, diğer özel kuruluşlarla bağlantıya geçebilmek için, bu tür kuruluşların yöneticilerinin meslektaşlarıyla biraraya geldiği konferanslar ve mesleki dernekler gibi buluşma ortamlarını araştırmaya başladı.
İpucu 2: İş bulmak için yeni yöntemler geliştirin. Kendinize yeni fırsatlar yaratmanın iyi bir yolu da arkadaşlarınızın ve ailenizin size yardım etmelerine izin vermenizdir. Yeni insanlarla tanışmanızı sağlayamasalar bile, çevrenize yeni bir bakış açısıyla bakmanıza yardımcı olabilirler.
3. Pazar Konumlaması: Pazarlamada, bir şirketin, müşteri kitlesinin algısını etkilemek için belli sayıda seçeneği vardır. Bu durum iş sektöründe de böyledir.
Çalışmak istediğiniz ofisleri belirledikten sonra, eğer sizin adınıza görüşerek, sizi firmaya önermeyi teklif eden birisini bulacak kadar da şansınız yaver gittiyse, kendinizi anlatan hünerli bir tanıtım yazısına gelir sıra. Altyapınızı ve deneyimlerinizi anlatan mükemmel bir özgeçmişle birlikte bir de "değer önerme"nizi yapan, işverene hitap eden açıklayıcı bir mektup yazmanız gerekir.
KickStart Alliance'ın Kurucu Ortağı ve Yöneticisi Mary Sullivan, "Değer önerimi, ilgili kişiye önerdiğiniz yararları ve bu yararların bedelini gösteren basit bir beyanattır," diyor. Bu durumda "bedeliniz" anlaşılacağı gibi hedeflediğiniz iş pozisyonudur. Burada önemli olan, işverene yaptıkları iş hakkında bilgi sahibi olduğunuzu ve yapılan işlerde başarıya ulaşmak için sizin nasıl katkı sağlayabileceğinizi açıkça anlatabilmeniz.
İpucu 3: 75 ya da daha az kelimeden oluşan bir mektupla, işverenin sizi işe aldığında göreceği faydaları anlatın. Bu mektubu iş ararken size yardım eden herkesle paylaşın, özellikle de sizin adınıza görüşme yapacak olanlarla.
4. Profesyonel Referanslar: Eskiden referanslar ve akreditasyonlar zorunlu değildi ve sektörde çalışanların çoğu sadece işin yapılmasıyla ilgileniyorlardı. Fakat artık başkalarından geri kalma gibi bir lüksünüz yok. Eğer uygun niteliklere sahipseniz fakat hala bir referans mektubunuz yoksa, başladığınız işin sonunu getirmenin, yani bir referans mektubu almanın zamanı geldi. Benzer şekilde, eğer hala bir LEED akrediteniz yoksa, sınava girin. Sadece özgeçmişinizi geliştirmekle kalmazsınız, ayrıca "serbest mesleğinizle" uğraşırken diğer işlerinizi de tamamlayabildiğinize dikkat çekmiş olursunuz.
İpucu 4: Sadağınızdaki** bütün okları kullanın. İşveren için önemli olabilecek referansları listeleyin ve mümkün olduğu kadar çok referans toplayın.
5. Yeni Sektör Fırsatları: Mimarlar ve tasarımcılar deneyimlerini yapı türleri üzerinden gösterirler, fakat tasarım firmaları kendi pazar stratejilerini sismik değişimleri takip ederek belirlerler.
Önümüzdeki yıllarda hangi sektörler başarılı olacak? Profesyonel Hizmet Pazarlama Kuruluşu, "What's Next: A Guide to the Future of the A/E/C Industry" (Sırada Ne Var: A/E/C Endüstrisinin Geleceği için Rehber)'de bu konuya değiniyor. Pazarlama sektörü, ulaşım, enerji, sürdürülebilirlik, sağlık, eğitim ve araştırma alanlarında büyümeye ya da konumunu korumaya devam edecek gibi görünüyor.
Eğer bu alanlarda deneyiminiz yoksa, projelerinize farklı bir terminoloji kullanarak, başka açılardan bakabilirsiniz. Mesela renovasyon projelerinizi "yeniden kullanım uyarlaması" olarak isimlendirilebilir ve kullandığınız enerji verimliliği ya da diğer tasarruf yöntemlerine dikkat çekebilirsiniz. Aslında insanların toplanma alanları olan, akvaryum, kongre merkezi ya da otel projelerinizi de ulaşım faaliyetleri olarak yeniden gruplandırabilirsiniz.
İpucu 5: Deneyimlerinizi tekrar gözden geçirin ve kendinizi yeniden keşfedin. Özgeçmişinize ve portfolyonuza yeni ve daha iyi bir açıdan bakmaya çalışın.
6. Sunum: Artık bu sektörde, kendi portfolyonuzdan oluşan bir web sitenizin olmaması mazur görülemez. Oldukça iyi bir özgeçmişle birlikte, potansiyel işverenlerin inceleyebilmeleri için çalışmalarınızı ve projelerinizi sunuş şeklinizi kolaylıkla ulaşılabilir hale getirmeniz gerekiyor.
Bunun için öncelikle, potansiyel işvereninize en iyi şekilde hitap edebilmesi için, değerlerinizi öne çıkaracak şekilde portfolyonuzu güncelleyerek tekrar düzenleyin. Eğer mesleğinizde tecrübeliyseniz, müşterileriniz ya da işvereniniz, inşa edilmiş ya da edilmekte olan projelerinizin fotoğraflarıyla birlikte, hazırladığınız teklif, kontrat, program ve bütçelerden de örnekler görmek isteyeceklerdir. Ya da eğer mesleğinizde yeniyseniz ve zengin bir portfolyonuz yoksa, taşıdığınız potansiyeli göstermek için yaratıcılığınızı kullanın. Bunun için okuldayken hazırladığınız projelerinizden ve hatta gönüllü olarak çalıştığınız kamu hizmeti projelerinizden faydalanabilirsiniz.
Daha sonra biraz araştırma yapmanız gerekecek. Web sitenizi nasıl tasarlayacağınızı bilmiyorsanız, arkadaşlarınıza ve yakınlarınıza sorun. Bununla birlikte, internetteki tutoriallar veya kamusal eğitim programları gibi ücretsiz ya da düşük ücretli eğitim alternatiflerini araştırın. Eğer bir PowerPoint ya da Keynote sunumu hazırlamak istiyorsanız, SlideShare.net gibi sitelerden örneklere bakın. Portfolyonuzu internette yayınlamaya başladığınızda, e-posta yoluyla ya da LinkedIn, UPworld, Plaxo, Facebook, MySpace, Twitter ve benzer sitelerde link vererek tanıtabilirsiniz.
İpucu 6: Kendinize özgü ve farklı değerlerinizi öne çıkarabilmek ve potansiyel işvereninize kendinizi en iyi şekilde tanıtabilmek için yeni yöntemler geliştirin.
7. Yağmur Duası: Bütün bunları başardıktan sonra, hiç kuşkusuz hem potansiyel işveren hem de potansiyel ortaklık konularında fırsatlarınız artacaktır. Kendi "C-Suite"inizle bağlantı kurduğunuzda, gelecekte ihtiyacınız olabilecek olası iş ilişkilerini de not edin.
İpucu 7: Yapabileceğinizden daha fazlasını vadetmeyin. Diğer yandan olasılıklara dikkat çekmekten zarar gelmez.
Son olarak, unutmayın ki, diğerlerinden farklı olarak mimarlık ve tasarım, fırsatları görebilen ve fikirlerin üç boyutlu gerçekliğe dönüşerek, fiziksel bir formla değerlendiği mesleklerdir. Tasarım bazen bir lüks olarak görülse de, onsuz yaşayamayız.
* Ticari bir kuruluşta, "şef" ünvanını taşıyan çalışanlardan oluşan grup.
** İçine ok konulan torba veya kutu biçiminde kılıf.