Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, konferanstan önce yaptığı açılış konuşmasında, 2009 yılında düzenlenen 21. UNICERA Fuarı'nda seramik sektörü ile mimarları buluşturmayı hedeflediklerini, Rodo Tisnado konferansının da bu amaç doğrultusunda düzenlenen etkinliklerden ilki olduğunu belirtti. Dinleyicilere Türk seramik sektörünün geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında kısaca bilgi veren Okyay, kentleşme sürecinden de bahsettikten sonra Tisnado'yu kürsüye davet etti.
Batı - Doğu ilişkisini kuran bir köprü olarak tanımladığı İstanbul'da bulunmaktan memnun olduğunu ve körfezdeki Arap ülkelerinin giderek güçlendiği süreç boyunca, mimarlık yoluyla kurdukları ilişkiye odaklanacağını belirterek başladığı konuşmasına "Ofisimizin merkezi Paris'te ve şu anda ortaklarımızın sayısı 12'ye ulaştı. Ortaklarımızın farklı kökenleri sayesinde İslam dünyasıyla çok yakın bir ilişki içindeyiz," diye devam etti.
Avrupa Parlamentosu, Strazburg
Kaynak: Architecture Studio
Architecture Studio şirketinin yapısını kısaca aktardıktan sonra, Tisnado'nun dinleyicilerle paylaştığı ilk proje, Strazburg'taki Avrupa Parlamentosu Binası oldu. "Bu proje, bizim tanınmamızı sağladı, adeta kartvizitimiz oldu," diyen mimar, "Avrupa'nın Evi" olarak nitelendirilen projenin 220.000 m2'lik bir alana yayıldığını, bir site parçası olduğu için bahçesinin de bulunduğunu açıkladı.
Arap Dünyası Enstitüsü, Paris
Architecture Studio'nun İslam dünyasıyla olan iş birliğinin Paris'teki Arap Dünyası Enstitüsü binası ile (L'Institute du Monde Arabe - IMA) başladığını belirten Tisnado, söz konusu dönemin Fransa başkanı Mitterand tarafından kurulan bu enstitünün kentin merkezinde konumlandığını, bu durumun Avrupa ve İslam dünyası arasındaki ilişkinin önemini sergilediğini sözlerine ekledi. Mimar, binanın cephesinde konumlanan ve kullanıcıya seyir imkanı veren açılır - kapanır "diyafram" paneller için ise, "Arap dünyasının sembolleri ve Fransız teknolojisinin birleşimiyle oluştular," ifadesini kullandı.
 Royal Avenue, Kazablanka |
Teknolojinin getirdiği yeniliklerle gelenekseli bir araya getirdikleri bir diğer projeleri olan Oman Sultanlığı'ndaki Fransa büyükelçilik binasından bahseden Tisnado, konuşmasına 2001 yılında Mekke'deki Hac yolunun düzenlenmesi amacıyla açılan uluslararası yarışmaya katıldıklarını söyledi ve "Kral Abdülaziz Yolu" adlı bu yarışma projesini anlattı. Binlerce insanın kullanabileceği, Mekke'nin kapısından Kabe'ye dek uzanan bir "kamu taşıma sistemi" tasarladıklarını söyleyen mimar, ekledi: "Geleceğin Mekke'si olarak adlandırabileceğimiz bu projede, ayrıca içeride 5.000, etrafında ise 20.000 kişilik kapasiteye sahip bir cami de bulunuyor. Proje, yakında gerçekleştirilecek."
 Meknes Stadyumu, Fas |
 Nador Stadyumu, Fas |
Sunumunda hem güncel, hem de eski projelerini anlatan Tisnado, 70'li yıllarda Abu Dabi'de yine bir yarışma sonucunda inşa edilen Opera Binası ve buna paralel bir proje olan Cidde'deki Kültür Merkezi binasını dinleyicilerle paylaştı. Yine Cidde'deki Prens Naif Sarayı ile sunumuna devam eden mimar, Arap ülkelerinde inşa ettikleri sarayların çıkış noktalarını şu şekilde tanımladı: "İslam dünyası ile kurduğumuz ilk bağlantılar olan bu saraylar, çok zengin oldukları için lüks şartlarda yaşamak isteyen prensler tarafından talep edildi. Evet çok zenginlerdi, ancak Arap geleneklerinden ödün vermek de istemiyorlardı."
 Kral Abdülaziz Yolu, Mekke |
 Proje kapsamındaki cami |
Lübnan ve Bahreyn'deki tiyatro binalarından bahsettikten sonra, Fransa'daki İslam etkisini gözler önüne seren cami projelerini anlatan mimar, kendi ülkelerindeki Fransa Büyükelçiliği'nin ardından bu kez de Oman Sultanlığı'nın talebi üzerine Paris'te inşa ettikleri Oman Büyükelçiliği'ne ait fotoğrafları gösterdi ve binanın şu an yapım aşamasında olduğunu söyledi.
Sunumunda, Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) inşa ettikleri birçok karma kullanımlı projeye yer veren Tisnado'nun konferansında, Architecture Studio'nun projelerinde farklı kültür ve tasarım yaklaşımlarının bir araya geldiği dikkat çekerken, mimar da bunu "Çalışmalarımızın ortak özelliği, daima bir karışımın mevcut olması. İslam mimarisi, teknoloji, alana ait çevresel özellikler ve doğa bu karışımı oluşturuyor," sözleriyle doğruladı. Konferansın ardından bir de kokteyl düzenlendi.