Haberler

Obama'ya Mektup

Tarih: 3 Nisan 2009 Kaynak: Architectural Record Yazan: Michael Sorkin Çeviren: Burcu Karabaş
City College of New York'ta Kentsel Tasarım Programı'nın yürütücüsü ve Michael Sorkin Studio'nun kurucusu Michael Sorkin, ABD'nin yeni başkanı Barack Obama'ya ülkenin bütçesini kullanma konusunda tavsiyelerde bulundu. Obama'ya bir mektup niteliği taşıyan yazısında Sorkin, yeni yüzyıla uyum sağlaması gereken sürdürülebilir kentler oluşturulması gerektiğinin üzerinde duruyor.

Sayın Başkan Obama,

Oldukça kötü durumdaki ekonomimizi büyük altyapı yatırımları ile canlandırmayı planlamanız beni çok heyecanlandırdı. Bu, sadece parayı istihdama dönüştürmenin mantıklı ve etkili bir yolu değil, ülkenin geleceğine yapılan uzun vadeli bir yatırım anlamına da geliyor. Her ne kadar programınızı kesin olarak bilmesem de, güncel sorunları ele alan bir yapıya sahip olacağını kestirebiliyorum. Eisenhower döneminde inşa edilen eyaletler arası otoyol sisteminden bu yana yapılan en büyük altyapı yatırımı olacağını belirttiğiniz projelerinizin aynı zamanda hızlı bir şekilde hayata geçirilebilmesi için arayış içinde olacağınızı söylüyorsunuz. Eisenhower benzetmesinin kapsam genişliği ve hızı anlattığının farkındayım, ancak sizi olası risklere karşı uyarmak istiyorum. Otoyolların artması, ihtiyacımız olan son şey ve açıkçası hızla hayata geçirilmeye hazır bu projelerin gerekli değişiklikleri değil, modası geçmiş öncelikleri dikkate alacağından endişe ediyorum.

Kentlerimizi yenilemeye ve geleceğe taşımaya yardımcı olacağına inandığım 10 önerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

1. Otomobil sonrası döneme ait bir kentsel çevreye hazırlanın.
Köprü ve otoyollara gerekli bakımı yaptıktan sonra, otomobilsiz kentleşmeyi destekleyen büyük bir program başlatın. Kitlesel taşımaya, kent içi raylı sistemlere ve yaya - bisiklet kullanımına yönelik bir planlamaya büyük yatırım yapın ve bu seçenekleri ulaşım hiyerarşisinde ilk sıraya taşıyın. Kentlerimiz ve banliyölerimiz, kent planlama stratejileri ile uyum içinde işleyen sistemlere kavuşabilmek için radikal bir biçimde ele alınıp baştan tasarlanmalı. Devlet, araç kullanımını kolaylaştırmak amacıyla maddi yardımlar yapmak yerine daha az enerji kullanan ve karma kullanıma olanak veren kompakt kentlerin oluşumunu özendirmeli. Maddi kaynaklar, trafik şeritlerini arttırmaya değil, azaltmaya yönelik olmalı. Buna bağlı olarak artacak olan yeşil alan oranı, belirli bölgelerin diğerlerinden daha fazla ısı üretmesine son vermeye ve havanın temizlenmesine de yardımcı olacaktır. Yayalara ve kamusal kullanıma daha fazla imkan tanınacak, yapısal çevrenin kamu tarafından kullanımını olması gerektiği şekilde yeniden dengeleyecektir.

2. Otomobil endüstrisini yeniden ele alın.
Otomobil üretimi yapan şirketleri maddi yardımlarla kurtarmak yerine, onları yeni paradigmalar üzerinde yeniden yapılanmaya yönlendirin. Sürdürülebilir kitlesel taşıma yöntemlerinin ve bir otomobilin çağımızda sahip olması gereken özelliklerin belirlenmesinde rol oynamalarını sağlayın. Fosil yakıt kullanımından uzaklaşmak ne kadar kritikse, kentler için özel olarak tasarlanmış araçların üretiminin de o kadar önem taşıdığını unutmayın. Otoyollar için geliştirilmiş büyük ve tehlikeli taşıtlar yerine, kentsel çevreye ve kapsamı genişleyen yaya alanlarına uyum sağlayabilecek daha küçük, yavaş, sakin ve temiz otomobillere ihtiyacımız var.

3. Kanalizasyon sistemlerini yeniden yapılandırın.

Kanalizasyon sistemlerinin
yenilenmesi, planın önemli bir
parçası.
Fotoğraf: David Sailors/Corbis
Su ve kanalizasyon kanallarını yeniden inşa edecek büyük çaplı bir program geliştirilmeli. Kent, kirliliği önlemek ve sı kaynaklarını gerektiği şekilde dönüştürerek kullanabilmek için yağış ve atık sularının birlikte aktığı kanalizasyon sistemlerinden arındırılmalı. Yaşadığımız yerleri yeniden canlandıracak bu amaç için ayrıca, gri su kanalları ve biyolojik yöntemleri kullanarak kirlilikle başa çıkabileceğimiz birimler de oluşturulmalı.

4. Amerika'nın binalarını yeşilleştirin.
İzolasyon ve iklimleme standartlarını yükseltmek ve bina çatılarını yeşillendirmek, enerji harcamasını düşürmek için yapabileceğimiz en etkili hareketlerden biri. Büyük organizasyonlar gerektirmeyen bu aktivite, küçük iş yerlerine birçok yarar sağlayabilir. Ayrıca Amerika, oldukça kalabalık bir cezaevi nüfusuna sahip. Geniş kapsamlı bir programla ülkenin nasıl daha yeşil olabileceğinin eğitimini almaları, mahkumların hiçbir şey yapmadan zaman geçirmelerinden kesinlikle daha iyi sonuçlar doğurur. Mahkumiyet süreleri boyunca binaları izole eden, çatıları yeşillendiren, kent içindeki ormanları koruyan, park alanlarını yenileyen ve genişleten, kentsel tarım üzerinde çalışan, geri dönüşüm ve tekrar kullanım programları oluşturan bu büyük kalabalığın mahallelerine döndüklerinde başlatacakları sürdürülebilir dönüşüm dalgasını bir düşünün.

5. Hızla yenilenebilir enerji kullanımına geçin.
Enerji sistemlerimizi yenilenebilir kaynaklara dönüştürmek için çaba gösterin. Bir Manhattan projesini üstlenin. Onlarca yıl atılan palavralardan sonra, ya bu projeleri hayata geçirmek, ya da gerçekten susmak gerekiyor. Bizi petrol kullanımından öteye götürecek tek bir sistem olmadığının farkındayız. Ayrıca, hızlı dönüşümü sağlayabilecek teknolojinin var olduğunu da biliyoruz. Rüzgar, hidroelektrik ve güneş enerjisi sistemleri, sadece dev yatırımcıların elinde değil, hemen hemen her ölçekte uygulanabilir imkanlar sunuyor. Dev bir dönüşüm projesi için mali kaynak ayırın. Petrol, kömür ve nükleer enerji gibi tehlikeli, pahalı ve kirli kaynakların kullanımını desteklemeyin. Henüz bilmediğimiz alanlarda yapılacak araştırmalara yatırım yapın. Bu, aynı zamanda piyasayı kalkındırmak için de oldukça etkili bir yol.

6. Okul inşa edin.
Araştırmadan bahsetmişken, akademik birimlerin inşası ve tamiri için milyarlar ayırın. Uzun yıllar eğitim verdiğim için bu konuda ön yargılı olabilirim, ancak deneyimlerim bana iyi okulların adalet ve başarıya giden en önemli yol olduğunu gösterdi. Yeterince mali destek görmeyen ve eşit olmayan koşulların hüküm sürdüğü eğitim sistemimiz, gerçek ilerlemeyi engelleyecek bir utanç kaynağıdır. Sınavlar, okul seçimi veya benzer eğitim politikaları konusunda fikirlerimi açıklamayacağım, ancak emin olduğum bir şey varsa o da güzel, ferah ve iyi donatılmış okul ve üniversite binalarının öğrencilerin kendilerine olan güvenlerinde tahmin edilemez büyüklükte farklar yaratabileceği ve öğretmenleri daha etkili kılabileceği.

7. Sosyal konutlar yapın.
Konut balonunun patlaması sadece ekonomiyi durgunluğa sokmakla kalmadı, konut pazarının bozulmasında da önemli rol oynadı. Kredi savurganlığı aldığı kredileri asla karşılayamayacak olanlara kadar yayıldı ve fiyatların sonsuza dek yükselmeye devam edeceği fantazisi, pazarın akılcılığına veya adaletine inanan herkesi bir kez daha aptal durumuna düşürdü. Fiyatlardaki düşüşe rağmen, ülke halen konut kalitesi ve konut sahibi olmak için gereken maddi güç konularında bir krizle karşı karşıya. Ulusal gelir açığı büyümeye devam ederken, hem alt hem de orta sınıf arada sıkışmaya devam ediyor. Eski dolaylı politik yöntemlerden sıyrılıp hayati önlemler almak gerekiyor. Mortgage yöntemiyle konut sahibi olunmasına mali açıdan destek veriyoruz, ancak artık sosyal konutun doğrudan devlet tarafından inşa edilebileceğini hayal edemiyoruz. Amerikalılar'ın üçte biri, halen standartların altında veya masraflarını karşılayamadıkları evlerde oturuyor ve pazar henüz bu durumu düzeltebilecek bir yükseliş veya kapasite artışı sinyali vermedi. Fakat devlet bunu yapabilir. Bu noktada, -gerek konut sahiplerine, gerekse de yatırımcılara yönelik olsun- mali desteklerin yetersizliği göz ardı edilmemeli. Kamusal stokları hem yenilemek, hem de onarmak gerekiyor. Ve tabii milyonlarca yeni blok inşa etmek. Yoksulları "yeni yaratılmış gettolara yerleştiren" sosyal konut anlayışını yaşadık ve çok şey öğrendik. Şimdi daha iyisini yapmanın zamanı geldi. Kentlerimizi tüm vatandaşların adil bir şekilde paylaşmasını sağlayacak konut projeleri geliştirmek gerekiyor.

8. Yeni kentler inşa edin.
Soğuk savaş sona yaklaştığında, Sovyet tehdidinin ortadan kalkmasıyla serbest kalan "barış fonları"yla ne yapılması gerektiği tartışma konusu olmuştu. Şimdi ise, bunu ödemenin vakti geldi. Ciddi anlamda bir tasarruf yapmak gerekirken bütçedeki yumuşak nokta olan savunma, yılda 1 trilyon Dolar'lık harcamaya neden oluyor. Washington Post'ta yer alan bir habere göre, sadece Irak'taki savaşın doğrudan ve dolaylı harcamaları toplam 3 trilyon Dolar'a mal olacak.

Bölgedeki askeri güçlerimizi geri çekeceğiniz sözünü verdiniz, fakat neden sadece bununla yetinelim? Savunma giderlerini yarı yarıya azaltıp elimizde kalan parayı daha yapıcı bir şeyler için kullanmaya ne dersiniz? Askeri personeli işten çıkarmaktan veya kaynaklarını kesmekten bahsetmiyorum elbette, bu çok mantık dışı bir öneri olurdu. Ancak neden onlara savaş kadar önemli olan "yeni kentler inşa etme" görevini vermiyoruz? Fort Wayne'den Fort Worth'a kadar uzanan bölge bize, ordunun kentsel şablon oluşturmakta ve gerekli altyapının kurulmasında ne kadar hayati bir önem taşıdığını kanıtlıyor. Otomobil kullanımının biçimlendirdiği "kenar şehirler" ve giderek yayılan kentler söz konusu olduğunda, yüzlerce yeni şehrin radikal ve sürdürülebilir bir planlamayla sistematik bir şekilde inşa edilmesinden daha iyi bir çözüm olamaz. İki yüz yıldır büyümeye devam eden ordunun binlerce üssü, yeni kentlere ve yerleşim bölgelerine dönüştürülmekten daha iyi bir şekilde değerlendirilebilir mi?

9. New Orleans'ı yeniden inşa edin.

New Orleans, hala 2005'te yaşanan
Katrina kasırgasının izlerini taşıyor.
Fotoğraf: Michael Goodman
Seçim kampanyaları sırasında New Orleans'ın adının bu kadar az geçmesine şaşırdım. Nehir setlerinin ve birincil turistik alanların yenilenmesine rağmen kent hala nüfusunu kaybetmeye devam ediyor ve zarar gören bölgeleri yeniden inşa etmek için pek de fazla çaba gösterildiği söylenemez. Federal kaynakların sel zararlarını hafifletmek için kullanılacağını biliyoruz, ancak bir kısmını da gerçekten yapılması gereken projelere harcamaya ne dersiniz? Yıktığımız Irak'ı yeniden yapmak için on milyarlarca Dolar harcıyorken, kendi şehrimizin de neredeyse benzer bir harcamaya hala ihtiyaç duyuyor olmasını ironikten de öte bir durum olarak değerlendiriyorum. Yani yalnızca ırkçılığa seyirci kalmakla yetinmiyor, kentin sosyal konut stokunun yok olmasını da meşrulaştırıyoruz. New Orleans'ı tekrar eski güzelliğine kavuşturun.

10. Temizlik yapın.
Birleşik Devletler'de yaklaşık 1.300 Superfund1 bölgesi var, ancak arındırma hızı bir salyangozunkiyle kıyaslanabilecek derecede yavaş. Bu durumun bir nedeni, politik: Superfund projesinin yeterli fonu yok. Bir diğer zorluk ise, çevre kirliliğini yaratanları gerekli iyileştirmeleri bizzat yapmaya ikna etmek. Ekonomik kriz, iflas eden veya krizde olduğunu doğrulayan şirketlerin sayısını arttıracak. Superfund bölgeleri ise, zehirli buzdağının sadece görünen yüzü. Kentlerimiz, hava ve su kirliliği ile inanılmaz boyutlara ulaşan tehlikeli atıklar tarafından lanetlenmeye devam edecek. Kısacası, bu acil bir kamusal sağlık durumu. Sağlık sistemimizi yenilemeyi planlamadan önce, sağlığımızı bozan etkenleri gözden geçirmek daha doğru olacaktır. Kirlenen topraklarımızı tekrar kazanmak, hiç bozulmamış haline döndüremesek de suyumuzu, havamızı temizlemek, ülkemizi güzelleştirecek. Bizler de daha rahat nefes alacağız.

1 Superfund, ABD'nin çevre politikası kanununa verilen bir diğer ad. "Comprehensive Environmental Response, Compensation, and Liability Act" (CERCLA) olarak bilinen yaklaşım, Love Canal faciasından ve Valley of The Drums bölgesinin kirlenmesinin ardından oluşturuldu. Kanun, insanları zehirli atıklarla kirletilen bölgelerden korumayı amaçlıyor. (Kaynak: Wikpedia)
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.