Sonuçlar adil değil
Köyden büyük şehre göç eden iki arkadaş düşünün. Biri, memur olup, vergilerden ödenen aylık geliriyle sisteme saygılı bir hayat sürerken, diğeri orman arazisinde bir yer işgal ediyor. İlk bakışta manzara şöyle: Devlet memuru, lüks olmasa bile apartman dairesinde yaşıyor, çocukları okula gidiyor. Diğeri, yıkık dökük bir yerde yaşıyor ve memur olana göre durumu ilk sahne için gayet kötü. Birkaç yıl geçiyor, memur olan maaşına yapılan zamlarla sıkıntılı fakat dengeli hayatını devam ettirirken, diğerinin işgal ettiği arsa kendisine ait oluyor. Oluşturulan şehir planı, bölgede plazalar yapılmasına imkân tanıyor. Bu şahıs, ormandan işgal ettiği arsayı bir inşaat şirketine vererek, bir plazanın yarısına sahip oluyor. Devlet memuru geçen seneler içinde en fazla 300 dolar maaş almaya hak kazanırken, işgalci plazanın bitmesi sonucu, ayda 30 bin dolar kira alır hale geliyor. Değerli dostlar, bu noktada soralım: Ekonomi bilimine dayandığı iddia edilen sistem, adil bir sonuç doğurdu mu?
Eşitsizlik olmamalı
Normal şartlar altında ekonomi bilimi, eşit şartların sağlandığı ve makro dengelerin kurulabileceği bir sisteme tek başına imkân tanıyamaz. ideal sistemi mümkün kılacak olan, ekonomik çemberin çevresinde bulunan etki-tepki mekanizmalarının diğer ucu olan alt sistemlerin sağlıklı çalışmasıdır. Örnek: Orman Bakanlığı veya belediye iyi çalışmadığı zaman ekonomik sistemde nesiller boyu sürecek eşitsizlikler doğabilir. Kaldığımız yerden devam edelim. İşgalci, çocuğunu okutmaya karar veriyor, liseyi dışarıdan bitirttikten sonra, özel üniversiteye veya yurtdışına gönderiyor. Bu arada memur olan arkadaşın çocuğu, üniversite sınavını kazanamadığı için bir tamirhanede çalışmaya başlıyor. İşgalcinin çocuğu, yurtdışından dönüp plaza yönetiminin başına geçiyor ve eski dostu olan devlete saygılı arkadaşın çocuğunu koruma görevlisi olarak işe alıyor. Bu noktada yeniden duralım ve altını çizelim: İşte düzeltilemeyen bir adaletsizliğin ikincil yansımaları.
Rant kavgası asla bitmez
Sonuç 1: Arazi işgali kesinlikle hoş görülemez ve sırf oy avcılığı için bu kavramları asla elde edilemeyecek paralar ile özdeşleştirerek aklileştirmeye çalışanlar şunu bilsinler ki, bu yolu açarlarsa Türkiye'ye en büyük kötülüğü yaparlar.
Sonuç 2: Yerel seçimler neden önemli derseniz, yukarıdaki rant kavgasına bir daha bakın. Türkiye'nin yüzde 70'inden fazlası hazine arazisi. Bunun paylaşımı ortada olduğu sürece rant kavgası asla bitmeyecek. Ve bu rant paylaşımı sonrası yeni bir sermaye sınıfı ortaya çıkıyor.
Son söz: Yerel yağma yeni bir sınıf yaratıyor. Bu sınıf çalışarak buralara gelmiyor ve yaratılan ekonomik tabanlı sosyal travmanın düzeltilmesi yüzyıllar alabilir.
Bütün yorumları forumda okuyun!