2 Temmuz 1993 yılında, yani bundan tam 16 yıl önce Sivas'ta Madımak Oteli'nde aralarında 33 aydının bulunduğu 37 kişi devletin gözü önünde, 20 bin vahşinin haykırışları arasında diri diri yakıldı. Kimi yanarak, kimi boğularak can verdi. Türkiye'nin en kara lekelerinden biri olarak tarihe geçti bu olay. Pir Sultan Abdal şenlikleri için Sivas'a gelenler içinde asıl hedef Aziz Nesin idi. O, linçten tesadüfen kurtulurken, yangında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin gibi Türkiye'nin önemli sanatçıları can verdi.
Korkunç olayın ardından Madımak Oteli, yıllarca otel olarak hizmet verdi. Alt katındaki kebapçı ise vicdanları sızlattı. Mart ayında otel, 9 milyon 950 bin euro fiyatla satışa çıkarıldı. Bir emlak şirketi tarafından satışa çıkarılan otel için verilen ilan da vicdanları en az kebapçı kadar sızlattı. Otel şu cümlelerle pazarlanıyordu: "Bölgenin en uzun süre otelcilik hizmeti veren kuruluşudur. Sivas'ın tam merkezindedir. Sivas merkezinde arsa değerleri çok yüksektir ve otel yapılacak boş arsa yoktur. Sivasspor'un gündem yaratan maçlarıyla, Sivas kenti binlerce taraftarın gelip gittiği, hızla artan bir spor turizmi ile tanışmaya başlamıştır. Sivas kentinin tarihi, kültürel ve turistik cazibesinin, ulusal/uluslararası düzeyde artması, halen tüm birimleriyle hizmet vermekte olan Madımak Oteli'ne, her geçen gün yükselmeye devam edecek önemli bir değer kazandırmıştır."
Satıştaki otele yoğun talep
Otel halen satışta. Mayıs ayına kadar ilgi olmayınca fiyat 8 milyon euroya düşürülmüş. Dün görüştüğüm binayı pazarlayan emlak şirketi Ermaks'ın yetkilisi, son 2 aydır yurtiçi ve yurtdışından beklemedikleri kadar teklif geldiğini söylüyor. Verilen bilgilere göre, teklif verenler arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı da var. Görüşmelerin çok kısa süre içinde biteceğini belirten yetkili, Kültür Bakanlığı'nın amacının Madımak Oteli'ni müze yapmak olduğunu söylüyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Bakan Ertuğrul Günay da dün, Sivas Katliamı'na yönelik bir basın açıklaması yaparak, "Bu yıl, geçmişin ihmalini ve duyarsızlıklarını aşarak, insanların yanarak öldüğü yerde kebapçı işletilmesinin ayıbından gecikmiş de olsa kurtulduk. Yakın gelecekte gereken öteki düzenlemeleri de mutlaka yapacağız" dedi.
Ben bu açıklamasından umutlandım. Adına "anı evi mi denir, müze mi" farketmez. Müze fikri Sivaslılar'ı rahatsız etse de, kent halkı geçmişi ile yüzleşmek zorunda... Umarım Bakan Ertuğrul Günay, bir an önce bu cesur adımı atar. Benim başlık da gerçekleşir!