Haberler

Yazarların Düellosu

Tarih: 4 Eylül 2009 Kaynak: Design Observer, New York Times Çeviren: Betül Tuncer
Andrew Bernheimer, 25 Ağustos 2009 tarihinde Design Observer'da, Nicolai Ouroussoff'a açık mektup yazdı. Düellonun sebebi, Ouroussoff'un 24 Ağustos 2009 tarihinde New York Times'da yazdığı "Kahramanlar Yok Oldukça Şehrin İhtiyacı Azalıyor" isimli yazısı. Nicolai Ouroussoff yazısında, 1970'lerde New York Beşlisi diye adlandırılan mimarların, 70'lerdeki mesleki kriz döneminde, sanatsal biçimin mimarlıktaki önemini hatırlatan yaklaşımlarını anlatıyor. Modernizmin çoktan yıkılmış olduğu bu arayış döneminde, ülkenin yaratıcı enerjisinin batıda şekilldendiğini ve ülkenin en çağdaş yapılarının New York'ta yükseldiğini savunuyor.

Bernheimer ise Ouroussoff'un hala New York Beşlisi'ne nostalji duymasını eleştiriyor ve buna karşılık, O'na bir Metrokart alıp, ülkenin doğu kıyısındaki yaratıcı mimarlık stüdyolarını gezmesini öneriyor. Ayrıca yazar, Ouroussoff'un bu stüdyolarda mesleki açıdan geniş çapta etki yaratmış, genç ve dinamik mimarlarla karşılacağını söylüyor.

Kahramanlar Yok Oldukça Şehrin İhtiyacı Artıyor

Charles Gwathmey'in ölümü, New York mimarlık çevresinde sadece Gwathmey'in kendisi ile ilgili değil, aynı zamanda bir parçası olduğu New York Beşlisi ile ilgili birçok nostaljik kalıntıyı hatırlattı.


Gwathmey Evi, Charles Gwathmey Kaynak: The New York Times

Nostaljinin büyük bir kısmı, grubun 1970'lerdeki şöhretinden beri neler kaybedildiği üzerine. O dönemki on yıl boyunca şehir kendini yenilikçi mimariye kapatmaya başlıyordu. Ancak o dönem aynı zamanda, New York'un ülkenin mimari düşünce merkezi olarak gösterilebildiği bir dönemdi. Gwathmey ve meslektaşlarının bu ünü kamunun hayalinde canlandırmaktaki payları büyüktü. New York Beşlisi, mimarlığın değerlerimizi yansıtıp iyileştirebileceği fikrini temsil ediyordu. Bazılarına göre grup, New York mimarisindeki son kahraman dönemini oluşturuyordu.

Beşinin bir araya gelmesi kaderin bir kazası gibi. Gerçek bir manifestoları veya ortak bir estetik anlayışları yoktu. New York mimarları, Modern Sanat Müzesi'nin direktörü Arthur Drexler tarafından 1960'ların sonlarına doğru, müzede buluşup yaptıkları işlerden bahsetmek için davet edildi. Buluşmalar devam etti. Bazı katılımcılar devam etmedi, bazı yeni katılımcılar eklendi. Grubun adına ilham veren "Beş Mimar" adlı kitap 1972 yılında yayınlandığında başarısı herkesi şaşırttı.

Beşlinin paylaştığı şey, mesleki kriz döneminde sanatsal biçimin mimarlıktaki önemini tekrar hatırlatmak arzusuydu. 1960'ların ortasında, modernist yaklaşım yıkıntı içerisindeydi ve önemli ilkelerinden biri olan mimarlığın olumlu sosyal değişimi sağlayabileceği düşüncesi, on yıllar boyunca denenip başarısızlığa uğrayan kentsel konut projelerinin, ruhsuz hükümet binalarının ve kısır meydanların altında gömülü kalmıştı.

Jane Jacobs gibi eylemciler, modern mimarlığın ukalalık ve gerçek insanların nasıl yaşadığı ile ilgisi olmayan burnu havada akademinin ürünü olarak görüyordu. İdeal şehir fikri, Boston'un kuzeyinde ve Greenwich Kasabası'nda modellenmişti ve yeni mimari fikirlere yer bırakmamıştı.


Eisenman Evi, Peter Eisenman Kaynak: The New York Times

Böylesi düşmanca bir hava ile karşılaşan New York Beşlisi'nden bazıları, bu huzursuzluktan kurtaracak başka yaratıcı disiplinleri araştırmaya başladı. Örnek olarak, John Hejduk Fernand Leger ve Juan Gris'i ilham kaynağı olarak aldı. Michael Graves'in erken proje dönemlerindeki dikkatlice birleştirilmiş biçimleri Giorgio Morandi'nin natürmort çalışmalarından esinlenmişti. (Richard Meier'in ortodoks Modernizmine borçlu rafine cam ve çelik estetiği bile, klasik Modernist evi fetişleştirilmiş bir sanat objesine çevirdi.)

Geçmişten bugüne, grubun en büyük katkısı mimarlığın bir çıkmaz sokağa girmemiş olduğu iddiasıdır. Mimarlar kendilerini düşünce adamları ve sanatçı olarak gördüler, eylemci değil. Bu durum özellikle Peter Eisenman için kabahat derecesine kadar geçerliydi. Erken dönemlerinde tasarladığı konutların çarpık bir ızgara üzerine oturması sadece Jacob stili popülizme atıfta bulunmuyor ve aynı zamanda malzeme ve strüktür ötesinde, zihin ömrünü beden ömrünün üzerinde tutan konsept fikirler üretiyor.

Meslekten çoğu insan için bu estetik yaklaşım, ileriyi işaret etti. Modern Sanat Müzesi'nde mütevelli heyeti üyesi olarak yerinden, Amerikan mimari sahnesini yöneten Philip Johnson bu beşliye öğlen yemeklerinde ziyafet vermeye Four Seasons'da gece davetlerinde ağırlamaya başladı. Onları, sanat dünyasının güçlü isimleri ile tanıştırdı.

Grubun sonu, başlangıç noktasından beri belliydi. 1980'lerin ortalarında şehrin merkezini kırsal kesimlere taşıyıp, merkezi turistler için güvenli hale getirmek fikri çoktan yol almıştı ve grup üyeleri farklı yönlere dağılmaya başlamıştı.

Bir zamanlar dogmatik bir Modernist olan Graves, taklitçi tarihçiliğe geri döndü. 2000 yılında ölen Hejduk, akademiye benzer bir geri dönüş gerçekleştirdi. Meier, belirgin şekilde rafine edilmiş işler yaratmaya devam etse de, görüşü on yıllardır değişmedi. Sadece Eisenman teorik pratikle devam etti. Böylece işleri devamlı olarak gelişiyor ancak çok az inşa edilmiş tasarımı var.

Ülkenin yaratıcı enerjisi batıya, kentsel dokunun ve doğanın canlı bir karışımı olan, göreceli olarak ucuz ve bol arazisi olan, tarihi gelenekleri olmadığı için mimarların özgürce deney yapmasına olanak veren Los Angeles'a kaydı.

Frank Gehry, Thom Mayne, Eric Owen Moss, Robert Mangurian, Craig Hodgetts gibi mimarlar, sadece New York'taki meslektaşlarının yaratıcı denkleri değil, aynı zamanda kökleri popüler kültürde olan ancak on yıllardır New York'ta yapılmadığı kadar çok, fikir açısından da diğer konular kadar zengin olan mimarlık yapıyorlar. Onlara içlerinde Greg Lynn, Michael Maltzan, Neil Denari, Kevin Daly ve Chris Genik gibi New York'ta dengi olmayan daha genç bir nesil mimar katıldı.

Benzer enerji, Modernizm krizinin çok derin hissedilmediği ve mimarların deney yapmayı bırakmadıkları Avrupa ve Japonya'da da görülebilir.


Hanselmann Evi, Michael Graves, Kaynak: The New York Times

Bu gerçek göz önünde bulundurulursa, çağdaş mimarinin en önemli örneklerinin New York'ta yükselmesinin nedeni anlaşılır. Gehry'nin IAC merkez binası, Mayne'nin Cooper Union binası, Tokyo merkezli Sanaa'nın Çağdaş Sanatlar Müzesi, Jean Nouvel'in Chelsea'deki inşaat halinde olan kulesi New Yorklular tarafından değil, Los Angeles, Japon bir bayan ve bir Fransız tarafından tasarlandı.

Mevcut ekonomik kriz bu durumu nasıl etkileyecek bilinmiyor. Birden fazla kez, bu düşüşün mimarlık için iyi olacağını duydum. İddia, ekonomik paniğin şatafatlı rezidans kulelerine bir son vereceği, ucuz kiraların genç ve aç yaratıcı tipleri çekeceği yönünde. Bu, 1970'lere benzer kültürel bir filizlenme meydana getirecek.

Ancak sadece ucuz kiralar işi çözmeyecek. Tam tersine, inşaatın yavaşlaması yeterince uzun sürerse bir çok genç yeteneği temelli meslek dışı bırakacak. Aynı zamanda, hükümet sponsorluğunda bir sivil projenin de piyasayı tekrar canlandırma ihtimali düşük.

Gerçek değişim, kültürel önceliklerimizde radikal bir değişim gerektirecek. Politikacıların, bir zamanlar şehrin çekirdek kimliği olan kozmopolitanlığı kucaklaması gerkecek. New York'un kültürel enstitülerinin yaş ve saygınlıkla gelen kendini beğenmişlikten kurtulması gerekecek. Mimarlar kör itaatı tekrar kusur olarak görecekler, erdem değil. Ve New Yorklular'ın şehre neden geldiklerini hatırlamaları gerekecek: kırsal kesimden kaçıp sığınacak bir yer bulmak, onu çoğaltmak değil. Bu güç bir girişim.

Nicolai Ouroussoff'a Açık Mektup
New York Times gazetesinin mimar eleştirmenini, 24 Ağustos 2009 tarihli yazısı (Kahramanlar Yok Oldukça Şehrin İhtiyacı Artıyor) dolayısı ile düelloya davet ediyorum. Yazıda, Los Angeles'ın "New York'ta gerçek dengi bulunmayan" iki nesil mimar yetiştirdiği iddia ediliyor. Nicolai Ouroussoff'un vardığı "gerçek değişim kültürel önceliklerimizde radikal değişim gerektirir" sonucuna katılmakla beraber, 70'lerin "New York Beşli"sine hala nostalji duyan Ouroussoff'a yakışan, doğu kıyısındaki akademik koridorları keşfetmek, bir Metrokart alıp çeşitlilik içeren şehrimizde enerji ile yaratan mimarlık stüdyolarını gezmektir.

Bu araştırma içinde yer alırsa, mimarlık ofislerinin ve baş mimarlarının şu anki mimar nesli üzerinde ve hatta daha fazla oranda gelecek nesil öğrenciler üzerinde büyük etkileri olduğunu görecek.

Batı New York'ta Nehemiah Evleri ve mimarı Alexander Gorlin ile tanışacak. Lewis-Tsurumaki-Lewis'in üç ortağının da saygıdeğer öğretmenler olduğunu görecek (Paul Lewis, Princeton Üniversitesi'nde Yüksek Lisans Program Direktörü, Marc Tsurumaki Columbia Üniversitesi'nde görev yapıyor ve David Lewis ise Parsons Üniversitesi'nin Yüksek Lisans Programı eski direktörü). Onlar saygıdeğer teoristler, başarılı mimarlar ve yaptıkları bu şehirdekilerle kısıtlı değil.

Hem akademik çevrede yer edinmiş hem de saygın bir firma yürüten David Leven ve Stella Betts ile tanışacak. Architecture Research Office'ten düzenli olarak öğretim vermek dışında, göze çarpan kamu binaları tasarlayan ve ofis kaynaklarını yapı mühendisi Guy Nordenson ile iş birliği içinde çalışmaya adayan, iklim değişikliğinin New York üzerindeki etkisi üzerine yoğunlaşan araştırmaları Latrobe Ödülü ile tamamlanan Adam Yarinsky ve Stephen Cassell ile tanışacak.

Ve Bay Ouroussoff, başka sayısız stüdyo ve ofisle karşılaşacak (nArchitects, SHoP, Lyn Rice Architects, WORKac, Leroy Street Studio/Hester Street Collaborative ve adını sayabileceğimden daha fazlası...). Hepsi mimarlar tarafından yürütülüyor; hepsi meslek içinde ve dışında geniş çapta etki yaratan genç (bazı durumlarda bahsedilen başarılı Los Angeles mimarlarından belirgin seviyede genç) kadın ve erkekler tarafından yürütülüyor. Bu firmaların çoğu ve onları yürüten mimarlar, kendi firmamız dahil, kendilerini ikili sorumluluğa adamışlar: öğretim ve tasarım. Şimdiden (yaş ve sabrı ödüllendiren meslek tarafından sadece gençler olarak değerlendirilse de) yerel ve uzaktaki meslektaşlar, öğrenciler, bu nesil, gelecek nesil mimarlar ve New York şehrinin kendisi üzerinde etkileri var.

Gelecekte şehrimizi ve yapılı çevremizi daha iyi ve daha sorumlu bir mimari bakış açısı ile şekillendirmek açısından diğerlerine ilham vermekten daha büyük bir etki olamaz. Meslektaşlarımın çoğunun yaptığı işler reklamdan yoksun olsa da, içerik olarak çok zengin. Bu, onları etkili ve bazen de kahraman yapıyor. Aynı zamanda, Bay Ouroussoff'a daha az görünür kılıyor. Kendisi daha yakından bakmalı.

 

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.