Hatırlanacağı gibi yılın ilk çeyreğinde ekonomi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,8 oranında daralmıştı. İnşaat da, en fazla küçülen sektörler arasındaydı. Küçülmenin boyutu yüzde 18,9 oldu. Böylece, 2007'nin ikinci çeyreğinde başlayan sektördeki daralma son çeyrekte zirveye ulaştı.
Şu an kamu kesimindeki birtakım projelerin devamı dışında özel sektörün yürüttüğü inşaat projeleri son derece zayıf. Özellikle konutta herkes stok eritme peşinde. Yeni projelerin hızlanması zaman alacağa benziyor.
TÜİK'in "İnşaat Sektörü Üretim Endeksi" verilerine göre de, 2009'un ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine nazaran üretimde yüzde 20,1'lik daralma var. 2008'in son çeyreğine göre değişimse yüzde -24,1. Yani, ocak-mart dönemi yaşadığımız krizin en kötü dönemi. Muhtemelen ikinci çeyrek biraz daha iyi çıkacak ama sarsıntının etkisi zamanla silinecek.
Geçen hafta açıklanan ve bu yılın ilk yarısını kapsayan "yapı izinleri" verilerinde de benzeri bir manzara göze çarpıyor. Yapı izni (inşaat ruhsatı) verilen binaların yüzölçümünde geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 13'lük azalma var. Fakat bunun yanında, yapı kullanma izni verilen yapıların yüzölçümü yüzde 20,2 artmış. Verilerden, yeni bina yapımındaki gerilemeye karşılık satışlarda artış olduğu anlaşılıyor. Satışı artan binalar da küçük olanlar.
İnşaat sektöründeki üretimin gerilemesi, tabii olarak istihdamı da etkiliyor. Yılın ilk üç ayında inşaat sektöründeki istihdamda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,2, 2008'in son çeyreğine göre ise yüzde 21,8'lik daralma yaşanmış. Burada, Türkiye'deki istihdamın yüzde 5,6'sının inşaat sektöründe olduğunu hatırlatalım.
Sektörde iyileşmenin başlaması, hem ekonomik büyümeye, hem de istihdama katkısı açısından önemli. Sektördeki kıpırdanma çimentodan tutun, demir-çelik, seramik, tuğla, kiremit, boya-badana, kapı, pencere, elektrik malzemesi, cam, duvar kâğıdı, parke, tesisat malzemesi vs. pek çok malın üretimine doğrudan yansıyor. Ayrıca inşaat sonrası dolaylı etkiler de söz konusu. Mobilyası, halısı, beyaz ve kahverengi eşyasıyla...
Son günlerde, bu sektöre canlılık getirmek için yürütülen birtakım çalışmalar dikkati çekiyor. Bunlardan en önemlisi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Halk Bankası'nın desteğinde başlatılan "Evini Yenile Türkiye" kampanyası. Kampanyaya, inşaat malzemeleri sektörünün bütün dernekleri, önde gelen 83 şirket ve 13 bini aşkın bayi katılıyor.
Kampanya ile, 100 bin tüketiciye Halkbank tarafından kredi verilmesi ve yapı sektörüne 1 milyar liranın üzerinde iş hacmi sağlanması hedefleniyor.

Bu, en son örnek. Başka kampanya ve projeler de var, özel sektörün krizi aşmak için geliştirip uygulamaya koyduğu.
Artık, "Ne duruyorsunuz IMF ile anlaşsanıza" tarzındaki buyurgan eleştiriler azaldı. "Kendi sorunumuzu kendimiz çözebiliriz" diyen, çözüm için uğraşanların sesi daha gür çıkıyor. Bu gayretlerin başarısız olduğunu ya da olacağını kimse söyleyemez.