Yaşadığımız büyük sel felaketi bizim dışımızda herhangi bir ülkede meydana gelseydi; o kenti ya da ülkeyi yönetenler suçu başkalarına atmaz, anında istifa ederlerdi.
Çünkü "milli irade"ye saygının ve "koltukların onuru"nu korumanın tek yoludur bu...
Bizde ise her zamanki gibi, uçuk bir Türk filmi vizyona konuldu:
Türkiye'de yedi, İstanbul'da da 16 yıldır iktidarı elinde tutanlar, istifa etmek bir yana; suçu önce doğaya, sonra vatandaşa, en sonunda da en garanti adrese yani "muhalefet"e attılar!
Sellerde can veren 31 vatandaşımızın kemiklerini sızlatmak istercesine, kendilerini sütten çıkmış ak kaşık ilan ettiler.
Sel felaketi sırasındaki çabalarından (!) ve başarısından dolayı "En Büyük Devlet Büyüğü"nün iltifatlarına mazhar olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, dere yatağındaki yerleşim yerlerinde yapılaşmayı engelleyemediği suçlamasına yanıt olarak, "Biz bunu yapmak istedik. Ama CHP mahkemeye verdi ve engelledi" dedi.
Ona bir destek de Ankara'daki "En Büyük Futbol Büyüğü" nden geldi:
"CHP, Ankara'da da 55 tane kentsel dönüşüm projesinin hepsine dava açtı ve engelledi..."
CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, bu iki iddiayı son derece net bir şekilde yalanlıyor. Diyor ki:
"Eğer dava varsa CHP İstanbul İl Başkanı olarak istifa etmeye hazırım. Eğer böyle bir dava yoksa Sayın Topbaş ve Gökçek de gereğini yapacak mı?"
Sözü uzatmaya gerek yok:
Yerel seçimlerden önce CHP'nin adayıyla canlı yayına çıkmayı reddeden ve "Ben kimseye prim yaptırmam" diyen Kadir Topbaş, artık bundan kaçamaz...
Çünkü bu kez tartışmayı kendisi başlattı.
En kısa zamanda, isteyen tüm televizyonların canlı yayınla ekrana getirebilecekleri bir tartışma programına katılmak ve CHP'nin, belediye faaliyetlerini nasıl engellediğini belgeleriyle kanıtlamak artık onun boynunun borcu!
Hatta bu programa iddialarıyla Topbaş'a destek veren Gökçek de katılmalı ve yeni bir "balon şov" yapmalı!
Başka ülkelerde olduğu gibi, belediye başkanlarının ya da diğer sorumluların istifa etmelerini istemiyoruz...
Çünkü etmeyeceklerini adımız gibi biliyoruz. Ama en azından bu "televizyon düellosu" gerçekleşmeli ki suçlu ortaya çıkmalı...
Haydi Sayın Topbaş...
Madem 16 yıldır yönettiğiniz bu kentte meydana gelen tüm felaketlerin tek nedeni CHP... Madem sizin hiçbir suçunuz yok...
O zaman kanıtlayın bunu bize...
Korkmayın, tırsmayın, kaçmayın... Ağzınızdan çıkan sözlerin arkasında durun!
O müthiş buluşmayı, büyük bir heyecanla bekliyoruz!
Ah CHP!
Fulya Deresi'nin yatağına gökdelenler dikildi...
İstinye Deresi, kooperatif apartmanlarıyla ve iş yerleriyle "ıslah" edildi!
Tam 530 bilim adamının itirazına rağmen, Kadıköy'ün merkezinde, denize sıfır mesafede yapılan 16 katlı devasa otele selam çakıldı...
Sultanbeyli'den, Arnavutköy'den, Gazi'den, Olimpiyat Stadı'nın çevresinden hiç söz etmiyorum; tamamı kaçak... Hepsi son 16 yılda kuruldu!
Ümraniye-Şile arasındaki milyonlarca metrekarelik orman arazisi yapılaşmaya açıldı; en merkezi yerlere "tarikat konakları" konduruldu. Barajların su toplama havzaları "tesettür villaları"yla dolduruldu.
Kent içindeki binaların yüksekliği, ikiye katlandı!
Bunların hepsi; İstanbul'da 16 yıldır muhalefette olan CHP'nin eseri mi?
Eğer öyleyse; tüm CHP'lileri yürekten kutluyorum...
Ne kadar beceriklilermiş de haberimiz yokmuş!