Haberler

Parça Parça Müze

Tarih: 15 Eylül 2009 Kaynak: Kent Haber, Hülya Yalçın Derleyen: Dilek Öztürk


İstanbul'un yüzyıllardır bir müze şehir olduğu söylenir. Peki nerede bu şehrin müzesi? Avrupa'da en küçük şehirlerin, kasabaların bile, tarihlerini anlatan ve bölgeyi tanıtan müzeleri mevcut... Avrupa'nın 2010 kültür başkenti İstanbul'da bu konuyla ilgili çalışmalara daha yeni başlandı. Tabii ki 2010'a "yetişebilmek" kaygısıyla.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da şehir müzeleri ile ilgili birçok gelişme yaşandı. İstanbul'un ilk şehir müzesi diye adlandırılan ve Ağustos 2009'da faaliyete geçen Adalar Şehir Müzesi; bundan bir yıl önce faaliyete geçen ve aslında konumu, içeriği açısından gerçek bir şehir müzesi özelliği yaşayan Eyüp'teki Nezih Eldem Şehir Müzesi ve belediyenin kendi insiyatifini kullanarak, Haliç kıyısını "değerlendirmek" üzere aldığı karar sonucu kullanılamaması ve 1988'den beri açık olan, fakat kentlinin de farkında olmadığı Yıldız Sarayı Şehir Müzesi...

Yıldız Sarayı Şehir Müzesi
Aslında İstanbul'un 1939 yılından beri bir şehir müzesi var, ama kimsenin haberi yok. Müze, Osmanlı İmparatorluğunun dördüncü büyük sarayı olan Yıldız Sarayı`nın Güzel Sanatlar binasında 1988 yılından beri hizmet veriyor. Müzenin kuruluş tarihi 1939 yılına kadar inmekte. Beyazıt'taki Belediye Kütüphanesi'nde açılan müze, 1945 yılından sonra Saraçhane`de bulunan Gazanferağa Medresesinde Belediye Müzesi adı ile hizmet vermeyi sürdürdü.

1988'de Yıldız Sarayı'na taşınan ve Şehir Müzesi adıyla yeniden hizmete açılan müze, sergileme alanı olarak düzenlenen, iki katlı uzun salondan oluşuyor. Şehir müzesinin koleksiyonunda genellikle 18. ve 19. yüzyıla tarihlendirilen etnografik ve tarihsel nitelikteki eserler bulunuyor.

Osmanlı dönemi İstanbul'unun sosyal hayatını yansıtan bu eserler, tablolar, yazı-resimler ve hat levhaları, kumaşlar, Yıldız ve eser-i İstanbul damgalı porselenler, çeşitli cam eserler, yazı (hat) malzemeleri, tarikat eşya ve alemleri, mutfak eşyaları, kahve takımları, buhurdanlar, sahanlar, takılar, mahfazalar, ölçek, terazi ve ağırlıklar, mühürler, cilt kalıpları, keramik ve çiniler, Tophane lüleciliği ürünleri vb. objelerden oluşuyor.

Fakat, Yıldız Sarayı'nın içindeki güzel sanatlar binasında bulun bu müze, yine saray gibi gizli kalmış. Klasik Osmanlı Müzesi bağlamında sergilenen objeler, mekan olarak seçilen saray, hala "halka inememe" ve zamanın gerisinde kalma problemi taşıyor.

Dünya metropolleri artık "Post-Modernizm Ötesi"ni konuşuyor ve yaşıyor. 21. yüzyılın gelişen metropolündeki ilk ve tek şehir müzesinde ise, modernist, post modernist ve hatta güncel hiçbir yapıt, sanat eseri yok. Osmanlı'nın sosyal yaşamında kalınmış... Müze, koruların içinde saklanmış ve terkedilmiş sanki. Artık sanatta ve tasarımda kamusal alan kullanımının vurgulandığı çağımızda, İstanbul gibi çok yönlü ve uluslarası bienaller ve etkinliklerin yapıldığı bir şehirde, merkezde ve kamunun erişimine açık bir müze mekanı oluşturmak çok zor olmasa gerek. Şehirde açık alan kullanımından bahsediyoruz hep, ya da köhnemiş dokunun yeniden kullanılarak şehir hayatına kazandırılmasından...Bu noktada planlama araçları ve organları devreye giriyor. Özellikle de yerel yönetimler.

Adalar Müzesi


"Adalar Müzesi'ne Doğru" Sergisi'nden

Geçtiğimiz günlerde İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı projeleri kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adalar Belediyesi, Adalar Kaymakamlığı ve Adalar Vakfı'nın ortak çalışması ile hayata geçirilen "Adalar Müzesi" projesi duyuruldu. Proje kapsamında, Adalar'ın bilinen tüm tarihini, yakın geçmişini, bugününü belgeleyip İstanbullulara aktarmayı amaçlayan Adalar Müzesi Sergisinin ana temasını "Anlatılan bizim hikayemiz, anılar yok olmasın, paylaşılsın, geleceğe aktarılsın" düşüncesi oluşturuyor. Bu çağrı, Adaların çok kültürlü geçmişine ve evrensel dokusuna bağlı olarak Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Ladino, Ermenice, Rumca, Süryanice, Kürtçe, Arapça, Farsça dillerinde vurgulanıyor.

Müzenin mekanı, Adalılar'ın belleklerinde çok önemli yeri olan ve Taş Mektep olarak da bilinen eski Büyükada İlkokulu olarak belirlenmiş. Adalar Müzesi'nde, Adalar'ın Bizans öncesi döneme kadar uzanan tarihi hakkında eserler sergilenecek. Adalar'ın tarihi yaşamını ve bugüne değin yaşamış toplulukların eserlerinin yer alacağı müzenin geçici eserler sergisi bölümünde ise özellikle güncel döneme ilişkin belgeler ve fotoğraflar yer alacak. Kütüphane ve arşiv birimlerinin de yer alacağı müze aynı zamanda, adalardaki diğer müzelerle de ilişkilendirilip bir 'müzeler kompleksi' oluşturulması açısından büyük önem taşıyor.

Halen müzenin kurulacağı tarihi Taş Mektep binasının restorasyon projeleri hazırlanırken, bir yandan da bilgi, belge ve malzeme toplanıyor. Projenin belkemiğini oluşturan sözlü tarih çalışmaları büyük bir heyecanla sürüyor. Adalıların, Ada dostlarının, sivil toplum örgütlerinin, tarihçilerin, mimarların, çevre dostlarının, araştırmacıların, yazar ve sanatçıların da desteğiyle hayata geçirilen bu tarihsel girişim, yeni müzecilik anlayışları temelinde tamamen farklı bir zeminde biçimleniyor.

Büyükada'da yapılan Şehir Müzesi, kamusal alanda halkın kent kimliği üzerine bilgi sahibi olması ve katkıda bulunmasını sağladı. Ayrıca eski, kullanılmayan bir yapının yeniden değerlendirilerek bölgeye kazandırılması açısından da doğru bir örnek.

Nezih Eldem Şehir Müzesi


İstanbul'daki diğer şehir müzesi ise, Eyüp'te bulunan Nezih Eldem Şehir Müzesi.

19. yy.ın başlarında Askeri Rüşdiye olarak inşa edilen iki katlı kargir bina daha sonra Askerlik şubesine dönüştürüldü ve 1980'li yıllarda Haliçin sanayiden arındırılması çalışmaları kapsamında yıkıldı. 1990'ların sonuna doğru Kurul arşivinde bulunan rölöveden yola çıkılarak Eyüp Belediyesi Planlama Müdürlüğü tarafından rekonstrüksiyon projeleri hazırlanarak müze olarak kullanılmak üzere kurul onayına sunuldu ve kurul tarafından onaylandı. Eyüp Belediyesi de 2005 yılında Nezih Eldem Şehir Müzesi olarak kurulması kararını aldı. Müze, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 24 Ekim 2007 tarihli onayı ile özel müze statüsüne geçti.

Müzenin sergileme ve uygulama projeleri tamamlandı. Fakat, bu dönemde yerel yönetimin değişmesi nedeniyle bütün uygulmalar durduruldu. Yeni gelen yönetim, binayı "müze" olarak değil de, farklı "fonksiyonlarda" kullanmak isteyince, İstanbul'un ilk Türk Yerleşmesi özelliğini taşıyan Eyüp'te, bölgenin geçmişini ve kimliğini yansıtacak müze binası, bugün tamamen işlevsiz kalmış oldu.


Binanın yıkılmadan önceki hali


Bina yeniden yapıldıktan sonra

Müze binası ayrıca konumu açısından da çok önemli. "Haliç Kültür Vadisi" kapsamında, statejik bir konuma sahip olan müze, İstanbul'da hem Haliç ve çevresi hem de kentin tamamında kültürel kimliğin ve benliğin geliştirilmesi açısından bir nirengiydi.

Müze faaliyete geçmeden önce, müzeden bağımsız bazı kurum ve kuruluşlar, burada sergi ve etkinlkler düzenledi. Bunlardan en önemlisi IUA kapsamında açılan Üç Eyüplüler sergisi.

Yine Haliç kıyısında bulunan İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi, Kültür Yönetimi ve Sanat Yönetimi son sınıf öğrencilerinin Haliç'e değişik açılardan yaklaşarak sosyal ve kültürel yönlerini ön plana çıkarmak amacıyla hazırladıkları projeler sergilendi.

Müze, bölge için pek çok proje üretmiş olan mimar Nezih Eldem'e adanmış. Mimarlar Odası yönetim kurulu ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu üyeliği yapan ve Türk Tarihi Çevre Koruma (TAÇ) Vakfı kurucu üyesi olan Eldem, pek çok tasarıma imza attı. 1921 yılında Eyüp'te doğan mimar, hayatının büyük bir kısmını Eyüp'te proje üretmekle geçirdi. Bölgeyi çağdaş, düzeyli ve sağlıklı bir tarihsel-işlevsel seviyeye ulaştırmakiçin yoğun projelendirme ve uygulama çalışmaları sürdürdü.

Kültür Bakanlığı'ndan "özel müze" statüsüyle onaylanmış ve İstanbul'un en eski semtlerinden birinde, Haliç kıyısında bulunan müze, şu anda kullanılmıyor. Kullanılamamasının sebebi, binanın kötü durumda olması ya da yasal açıdan aykırı bir durumda olması değil. Yapı yeniden yapıldı ve şehir müzesi olarak kullanılmasına karar verildi. Binanın kullanılamamasının sebebi tamamen yerel yönetim. Bölgeye gelen yeni yönetimin, gayet stratejik öneme sahip bu yapıyla ilgili, "yeni fonksiyon vererek değerledirme" amacıyla aldığı karar, müzeyi şu an işlevsiz bırakıyor. Müze binasında şimdi Eyüp Belediyesi'nin bazı birimleri bulunuyor. Ortaya böyle traji-komik bir durum çıkmış.

İstanbul'a bir şehir müzesi yapmak ve onu korumak.. Biz elimizdekini koruyamıyoruz ve yönetimlerin kendi insiyatifleri doğrultusunda kullanmalarına göz yumuyoruz. Kamusal kullanımı teşvik etmesi gereken "kamu kuruluşları" , özel yatırımları teşvik ediyor.
Aynı İstanbul'da yapılan parçacıl planlar gibi, parça parça şehir müzelerimiz var. Biraz ondan, biraz bundan... İstanbul'un bir köşesi için yapılmış ya da güncel bilgi,belge,eser içermeyen Osmanlı müzeleri ya da var olup da, "kullanamadığımız" müzeler...

 

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.