Kuraklık gündemden düştü. Oysa tehlike sürüyor. İşin içinde olanlar su tasarrufu için projeler üretiyor, kampanyalar düzenliyor. 2012 yılına kadar dünya ölçeğinde 50 milyar litre su tasarrufu hedefleniyor. Türkiye'de de bu yolda hareket başladı. Bizim Bafa Gölü'nde bu çerçevede dev bir adım atılıyor.

Bafa gençlik hatıralarımız arasında önemli yer kaplar. "Toprak işleyenin, su kullananın" sloganları arasında, gölü ünlü bir ailenin inhisarından kurtarmak için verilen mücadelenin içinde olduk. Göl çevresinde zeytinyağı fabrikalarının kurulmasına karşı çıktık.

O günlerde Bafa ile ilgili geniş bir kültür de edindik. Ay tanrıçası Selene'nin Çoban Endymion'a aşık olduğu Bafa, MÖ 4. yüzyılın başlarına kadar Ege Denizi'nin bir körfeziymiş. Sonraları Büyük Menderes'in körfez ağzına yığdığı alüvyonlar yüzünden denizle bağlantısı kesilmiş.

Göl ve çevresinde 13 tür orkide ve sayısız bitki türü barınırmış. Su bitkileri yönünden de oldukça zengin bir floraya sahipmiş. Sazan, yayın, sarıbalık, kızılkanat ve kefal balıkları yaşarmış. Su kuşlarının da önemli bir barınma ve beslenme alanıymış.

Felaket
Şimdi bu güzelliklerden eser yok. Göl her geçen gün kuruyor ve de kirleniyor. Su seviyesi son 20 yılda iki metre düştü. Göle dökülen nehir sularının azalması, kirliliğin artması sonucu ekosistem dönülmez bir kavşağa girdi, yüzbinlerce balık öldü. Gölün çevresine kurulan zeytinyağı fabrikalarının atıklarının göle dökülmesi ve buna göz yumulması, felaketi iyice hızlandırdı.

Ve sonunda gölü kurtarmak için bir hareket başladı. Dünyayı Koruma Vakfı (World Wild Fund For Nature) ile Coca-Cola, yerel çevre dostlarıyla el ele vererek "Bafa'ya su Ege'ye bereket" projesini geliştirdiler.

On tane Abant
Proje, Bafa çevresindeki 350 bin dekarlık tarım alanında damla sulamayı yaygınlaştırmayı, bölgenin koruma kullanma dengesini düzenlemeyi, kirliliğin getirdiği sorunlarla boğuşan ve ağır hasta durumuna giren Bafa'da doğal yaşamı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Proje tamamlandığında Milas, Didim ve Söke ovalarındaki su kaynakları disiplin altına alınacak, her damla su doğaya ve topluma geri dönecek.

Damla sulamanın genişletilmesiyle yılda yaklaşık 60 milyon metreküp su tasarrufu sağlanacak. Bu sadece bir yılda on Abant gölüne eşdeğer suyun kazanılması anlamına geliyor.

Köylülere, çiftçilere anlatılan proje çevrede ciddi bir heyecan yarattı. Bu arada Meandros gönüllülerinden de destek alındı.

Türkiye'deki sosyal ve kültürel yatırımlara özel önem veren Coca Cola'nın tepesindeki Ayvalıklı hemşerimiz Muhtar Kent'in "Bafa'ya su Ege'ye bereket" projesiyle bizzat ilgilendiğini duydum. Umarım ilgi ve sponsorluk katkısı artar, göl çiçekleriyle, böcekleriyle, kuşlarıyla, balıklarıyla eskisi gibi cennet bir köşe haline gelir.