Görseller:Matsys Design
Yeraltı Şehrinin Bölgesel Perspektifi, Sietch, Nevada

Matsys'den Andrew Kudless, son zamanlarda, Dune romanından esinlenerek, gayet sıradışı güzelliğe sahip bir çöl şehri önerisinde bulundu: "Yarısı Yer Altında Geometrik Şehirler".

Görüntüler şahane ve projenin açıklaması beni çok etkiledi: Frank Hebert, 1965'te yayımladığı ünlü romanı Dune'da, neredeyse tamamen çölleştirmeye giden bir gezegen yaklaşımında bulunuyor. Dune, gezegenlerle ilgili ilk ekolojik roman olarak adlandırıldı ve su olmayan ütopik bir dünya önerisinde bulundu. Geride kalan birkaç yerli kendilerini, yarı yarıya yer altında kalan vadilleri olarak adlandırdıkları sert doğalarından ayırdı. Idyllic'ten uzakta olan bu barınaklar aslında zorunlu olarak olması gereken yer altı su depolama yerleri. Dikkatli bir şekilde korunmuş ve gizlenmiş.

Projenin geri kalanı, "yer altı su bankalarının" spekülatif mimarlık anlayışıyla, Birleşik Devletler'deki kurak hidropolitik alanlara odaklanıyor.


Su Bankası Kanalları İçindeki Kent Hayatı

Her ne kadar bu bilim kurgu romanı 1965'te uzaylı gibi görünse de, su açısından fakir bir dünya kavramı, gittikçe gerçeğe dönüşüyor... Özellikle Amerika'nın güneybatısında. Ucuz arazi ve Kolorado Nehri ile birlikte gelecek sonsuz su potansiyeli sözü ile cezbedilen milyonlarca insan, bu bölgeye taşındı. Kolorado Nehri , ağır tarımsal kullanım ve küresel ısınma nedeniyle kurumaya yüz tutmuşsa da, şu anda Baja Kaliforniya'da aralıklı olarak akarak son buluyor. Su kenarında yer seçmiş olan yerleşmeler, zamanla, ileride yaşanabilecek bir su kıtlığı durumu için, yer altında su depoları yapmaya başladılar. Kuraklık bu şekilde devam ettiği sürece, bu su depoları artık bir önlem olmaktan çıkacak. Kudliss'e göre, bu "su bankaları "Güneybatı Amerika'da şehir hayatı için artık ana bir ihtiyaç kaynağı olacak.

Sietch, Nevada

Bu bağlamda, Marc Reisner'in "Cadillac Desert" adlı klasik kitabını tavsiye ediyorum. James Powell'ın "Dead Pool: Lake Powell, Global Warming, and the Future of Water in the West The Wilson Quarterly" kitabını da... Bu iki kitap, Matsy'nin projesi için ideal referanslar. Her ikisi de, sonunda karşılacağımız bir susuzluk durumunda farklı öneriler sunan pek çok su depolama projesi örnekleri barındırıyor.

Powell'ın bu barajların kaçınılmaz başarısızlığı hakkında son derece şiirsel görüşleri var. "Bir gün bütün baraj ve rezervuarları yok olacak Sadece birkaç egzotik tohum, onların bir zaman var olduğunu kanıtlayabilecek..." diye ekliyor.

Her şekilde burada okuduğumuz aslında bir "şehir prototipi". Bu prototipte, şehir hayatını şekillendirmek ve performansını arttırmak için, ana ihtiyaç olarak yapılacak olan su depolarından bahsediliyor.

Kentin Arazi Modeli

Depolama kanallarından oluşan ağ, engebeli konut ve ticaret alanlarını örtüyor. Bu kanallar, kenti derinden yeraltına bağlıyor ve tarımsal sulama gibi bir ulaştırma temin ediyor. Mağaralar, kent hayatı ile yoğunlaşıyor ve ortaya "yer altında Venedik" tablosu çıkıyor. Şekil olarak hücrelere ayrılmış bu kent formunda, binalar yeni bir komşuluk grubu tipolojisine göre tasarlanmış. Bu tipolojide, yer altı şehir ağı ve yüzeyde bulunan aktiviteler birbirine bağlanıyor.

Projenin tüm detaylarını görmek için Matsys'nin web sitesine buradan bakabilirsiniz.