Denizli'nin tarihi kenti Laodikya'da 1700 yıl öncesine ait bir tuzluk bulundu. Tuzluğun günümüz koşullarında kullanılanlarla birebir aynı olduğu belirtilirken, bunun Laodikyalıların yemeğe ve teknolojiye olan düşkünlüğünden dolayı olduğu ifade edildi. Laodikya Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, Denizli'de daha önce böyle bir eser görmediğini, bu teknolojinin 1700 yıl önce kullanılmasının şaşırtıcı olduğunu ifade etti. Denizli'nin en büyük antik kentlerinden Laodikya'da, 7. yıl kazı sezonu devam ederken, ilginç bir gelişme yaşandı. Her geçen gün farklı buluntuların gün yüzüne çıktığı antik kentte, 1700 yıl öncesine ait bir tuzluk kapağı bulundu. Kemikten yapılmış tuzluğun kapağı bilim adamlarını bile şaşırttı. Yapılan incelemede, tuzluğun çevirmeli kapak kullanılarak yemeklere döküldüğü, çevrildiğinde ortaya çıkan iki bölümünün bulunduğu, bir bölümünde ince diğer bölümünde ise kalın delikler olduğu ifade edildi. Laodikyalıların günümüzde kullanılan tuzlukla aynı teknolojiyi kullandıkları görülürken, tuzluk kapağının cam kutuya monte edilmiş olabileceği ifade edildi.
Bilim adamlarını şaşırttı
Laodikya Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, Ağa Evi'nde yapılan kazı çalışmaları sırasında tuzluk kapağını bulduklarını, önce günümüzden kalma bir parça sandıklarını ancak yaptıkları incelemede tuzluğun 1700 yıl öncesine ait olduğunu belirlediklerini söyledi. Kemikten yapılmış tuzluk kapağının büyük bir ihtimalle cam bir kutuya monte edilmiş olabileceğini bildiren Prof. Dr. Şimşek, "Daha önce böyle bir eser görmedim. Beycesultan Höyüğü'nde tuzluk bulunduğunu biliyorum ancak o da kap şeklindeydi. Bunun gibi az ve çok tuz dökmek için ayar yapılan delikleri ve çevirmeli kapağı yoktu. İlk kez böyle bir şeyle karşılaşıyorum" diye konuştu. Bu gibi eserlerin Laodikyalıların yemeğe ve rahata olan düşkünlüklerinin bir göstergesi olduğunu işaret eden Prof. Dr. Şimşek, "Laodikyalılar 1700 yıl önce bugünün teknolojisini kullanmış. Tuzluğun günümüzdekinden hiçbir farkı yok. Bu eser Laodikya'nın zenginliğini, yemeğe ne kadar düşkün olduklarını ve mutfak kültürüne çok önem verdiklerini belirten bir göstergedir" diye konuştu.