Türkiye çok büyük bir toplumsal değişim yaşıyor. Bu değişimin yarattığı imkânların da, üstümüze yığdığı sorunların da sembolü, İstanbul...
Milli gelirimizin yüzde 30'unu üretiyor. Dünyada da Türkiye'nin marka şehri, İstanbul'dur.
Ama İstanbul'un trafiği, gecekondusu, çevre kirlenmesi, alt kültürlerin gettolaşması gibi devasa problemleri var.
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş anlatıyor:
- 2045 yılında nüfusumuz 90 milyona yaklaşacak, İstanbul'un nüfusunun da 20 milyonu zorlayacağını düşünerek tedbirleri almalıyız.
On milyon kişi daha yığıldığında, üç imparatorluk başkenti ve Türkiye'nin dünya vitrinindeki yüzü olan bu "şehr-i Stanbul" ne hale gelir, bir düşünün!
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, dün basına "İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi"ni tanıttı, kısasa İMP... İstanbul'un bugünkü çarpık yapılaşmasını modern şehirciliğe "dönüştürme"nin ve İstanbul'un geleceğini "planlama"nın projelerini İMP üretecek.
Mesela Zeytinburnu; deprem bölgesi... Depreme dayanıksız binalar yıkılacak! Zeytinburnu eskiden şehir dışındayken yapılmış tank fabrikası, et-balık gibi tesisleri belediye alacak ve kültür, turizm, alışveriş merkezleri, parklar yapacak.
Depreme dayanıksız olduğu için binaların üçte ikisi yıkılacağından adeta boşalacak olan Zeytinburnu, mesela İstanbul'da Ataköy, Ankara'da Eryaman gibi modern şehircilik ilkelerine göre yeniden inşa edilecek; parklarıyla, eğitim ve sağlık tesisleriyle, yürüyüş ve bisiklet kulvarlarıyla, yeşil alanlarıyla...
Kaynak?
Bir tarafı yıkılırken, öbür tarafta inşa edilen konutlar ve iş merkezleri satılacak... Belediye, sağlayacağı finansmanla bir tür döner sermaye oluşturuyor yani.
Karadeniz maden ocaklarından Kartal "Merkezi İş Alanı"na kadar, İstanbul'u dönüştürecek 7 dev proje.
Haliç oldu, bunlar niye olmasın!
Sayın Topbaş'ın yaptığı bir mukayese:
- İstanbul'da günde 10 milyon kişi yer değiştiriyor, taşıma araçlarını kullanıyor. Halbuki Londra'da, Paris'te bu rakam, şehir nüfusunun üç katıdır!
İstanbul'da 10 milyon yerine 30 milyon kişinin oradan buraya gidip geldiğini düşünün! Trafik ne olur?!
Bir şey daha var: Demek ki İstanbul "mahallileşmiş" bir şehir! İstanbul'da oturup denizi görmemiş, Taksim'e gitmemiş, müzenin önünden geçmemiş on binlerce insan!.. Etnik, dinsel ve hemşerilik aidiyetlerine göre kurulmuş gettolar... Entegre olmamış bir kent!
Bundan birçok kültürel ve siyasi mazarrat çıkıyor!
Sayın Topbaş, tüm raylı sistemlerin işletmesini özelleştireceğini, mevcut ve kurulacak her semtin metro ve toplu taşım ağıyla örüleceğini anlattı; haritada güzergâhlarını gösterdi.
İMP'nin "Demografi Grubu" Başkanı Prof. Aykut Toros'a gettoları sordum, şu cevabı verdi:
- Elbette farklılıklar olacak ama şehir hem entegre olacak hem nüfus daha çok iç içe geçecek!
İstanbul'un ilk mimar Belediye Başkanı Topbaş, çok büyük bir projeler dizisini başlatıyor. Başarırsa "İstanbul'u yeniden kuran adam" şerefini kazanacak, tarihe geçecek.
Ben bu girişimi destekliyorum; inanıyorum da...
"Barcelona'yı Barcelona yapan mimarlar heyeti yakında İstanbul'a geliyor."
Barcelona başardı, İstanbul da başaracak!