2005 yılında hazırlıkları başlayan, 22 Ağustos 2006 tarihinde onaylanan ve Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı meslek odaları tarafından hakkında iptal davaları açılan 1/100.000 Ölçekli İl İstanbul Çevre Düzeni Planı, 21 Mart 2008 tarihinde yargı kararı ile iptal edilmişti.
İptal kararının ardından İBB Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından hazırlanan yeni "1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı" 13 Şubat 2009 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nde oy çokluğu ile kabul edildi. Seçim arifesinde acilen çıkartıldığı için çeşitli meslek odalarından eleştiriler alan plan 15 Haziran'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarafından onaylanarak askı sürecine girdi. 16 Ağustos 2009'da sona eren askı süresinde gelen itirazlara 16 Ekim 2009 tarihine kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bir cevap verilmemesi halinde plana, 16 Aralık 2009 tarihine kadar dava açılabilecek.
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı Erhan Demirdizen'in açılış konuşmasında Çevre Düzeni Planı'nın onay ve iptal süreçlerinin planın usulen eleştirisine odaklı olduğunu ancak, bugün gelinen noktada planın kararlarının da tartışılabilirliği olduğunu savundu ve Çevre Düzeni Planı'nın yetki ve tanımındaki karmaşaya dikkat çekti.
Yürütücülüğünü Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. İclal Dinçer'in üstlendiği forumda tartışılan ana başlıklar; TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi'nce yapılan itirazların sunulması, katılım boyutu ve ŞPO'nın planlama sürecine katılımının gerçekleşebilirliği, su havzaları, nüfus projeksiyonu, sektörel işgücü projeksiyonu ve lojistik alanlarının yer seçimiydi.
MSGSÜ'den Doç.Dr. Fatma Ünsal Çevre Düzeni Planı'nın usul açısından sorunlu olduğunu, coğrafi kapsayışın planlama disiplinin öngördüğü hiyerarşiyi reddettiğini, öngörülen sektörel dönüşümün ve İstanbul'a biçilen yeni rolün dayanaksız olduğunu ve planın katılım sürecinden yoksun olduğunu belirtmesinin ardından Planlama.org editörü Onur Soytürk, 13 Şubat 2009 tarihinde onaylanan planın önceki planların bile gerisinde kaldığı, revize sürecinde hiç toplantı yapılmadığını ekledi.
İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi‘nde (İMP) görevli Şehir Plancısı Ulaş Akın planın yenilikçi yaklaşımları olduğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini ve arazi kullanım planı olmakla eleştirilen planın aslında stratejik plan özelliklerini taşıdığı ve hibrid (melez) bir yapıda olduğunu savundu.
Planın arazi kullanım kararlarına ve nüfus projeksiyonlarına eleştiri getiren Özgür Temiz, yaşanan sel felaketinin bir anlamda planın ne kadar başarısız olduğunun kanıtı olduğunu belirtti ve planın daha askıdan inmeden mağlup olduğunu örneklerle su baskınlarının yaşandığı bölgelerle yatırımların hedeflendiği bölgelerin çakıştığını gösterdi.
Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Dilek Özdemir, Lojistik konusunda yaptığı araştırmalarda edindiği bilgileri paylaştı ve özellikle Gümüşyaka'da önerilen lojistik alanın İstanbul'u Avrasya merkezi yapma hırsının ürünü olduğunu, Türkiye'nin Samsun ve Mersin'i tren hattı ile bağlayarak lojistik yükünü İstanbul'un sırtından alabileceğini söyledi. RO-LA demiryolunun ise İstanbul'da uygulandığı gibi kısa güzergahlarda zarar ettireceğini ekledi.
Toplantının sonunda Doç.Dr. İclal Dinçer toplantıyı özetlerken ilk olarak muğlak bir kavram olan "katılım"ın tartışılması gerektiğini söyledi. İkinci önemli konunun ise Stratejik Planlama anlayışının Türkiye'de oturtulması gerektiğini ve yol haritası oluşturulmasının önemini vurguladı. Bununla birlikte şehir plancılarının mesleki etkinlik alanlarına hakim olmaları ve bilgilerini tazelemeleri açısından meslek içi eğitimin öneminin altını çizdi.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Forum'larının önümüzdeki aylarda devam ettirilmesini ve Stratejik Planlama çalışma gruplarının kurulmasını hedefliyor.

