
Betonart'ın 2009 sonbahar sayısı çağdaş Brezilya mimarlığını ele alıyor. Brezilya'nın çağdaş mimari dilini, üzerine kurduğu modern mimari mirası ile ilişkisi üzerinden ele alıp, bu mirası yeni nesil üretimlerin nasıl yorumladığına odaklanıyor.
Öncü modernist yapılarıyla, Batı-dışı coğrafyalardaki modernlikler arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip olan Brezilya'da, 1930'lardan 1960'a uzanan süre zarfında, Lucia Costa ve Oscar Niemeyer başta olmak üzere dönemin mimarlarının ortaya koyduğu ürünler bir "Brezilya Modernizmi miti" yaratmıştı. Bu sayıda, sayısız dergide yer alan bu "mit" yerine, bu mitin sonrasında inşa edilenlere odaklanıldı, sözü edilen o parlak modernist dönemin daha sonraki dönemlerdeki mimarlıklara etkisi irdelendi. Dosyanın ilk metni olan "1950 ve 70'lerin Öteki Brezilya Modernlikleri" yazısında Ruth Verde Zein, 1950 ila 1970 yılları arasında inşa edilen yapıları öncüleriyle kıyaslarken, 1970'lere uzanan dönemdeki üretimin çağdaş 21. yüzyıl mimarisi için önemli ipuçları barındırdığına işaret ediyor. Flavio Coddou'nun kaleme aldığı ikinci metin, çağdaş Brezilya mimarlığıyla ilgili incelemeyi Zein'in bıraktığı yerden ele alarak, geçmiş ile güncel arasında karşılaştırmalı bir değerlendirme yapıyor. Coddou, çağdaş Brezilya mimarlığının uluslararası ortamda nasıl yeniden yer aldığını anlatırken, ülkedeki genç nesil mimarların sahip olduğu kolektif bilince ve vazgeçilmeyen sadelik arayışına vurgu yapıyor. Brezilyalı mimarlar Gabriel Duarte ve Renata Bertol ise, "Katı Rasyonalizm mi, Biçimsel Gelişigüzellik mi?" başlığı altında genç kuşak mimarların beton malzeme kullanımıyla ilgili eleştirel bir değerlendirme yapıyorlar. Son olarak, Alper Semih Alkan ise Hollanda'da düzenlenen Çağdaş Brezilya sergi dizisi üzerinden Brezilya'nın son dönemdeki kentleşmesinin dışarıdan bir gözle uluslararası ortamda nasıl okunduğunu gözler önüne seriyor.
Brezilya dosyasının yanı sıra, dergide diğer sayılarda olduğu gibi farklı coğrafyalardan çeşitli projelere de yer verildi. Bu projelerden ilki, Herzog & de Meuron'un, tasarımı 1998'de başlayan ve inşaatı 2008'de tamamlanan "Tenerife Espacio de las Artes". Deniz Güner'in kaleme aldığı metin, bu yapı üzerinden Herzog & de Meuron'un genel mimari anlayışlarındaki "derin yüzey" ifadelerini inceliyor. Hintli genç mimarlık ekibi Cadence'in Bangalore'daki Konut projesi, Slovenyalı ekip OFIS Arhitekti'nin Farewell Şapeli ve Amanda Levete Architects'in Spencer Dock Köprüsü de derginin güz sayısında yer alan diğer projeler. Elâ Kaçel ise, Maruf Önal'ın mimari duruşunu Bayramoğlu'nda ailesi için tasarladığı ev üzerinden tartışırken, Bayramoğlu Evi'ni dönemin diğer modernist evleriyle karşılaştırarak "Uluslararası Üslup"un Türkiye'deki yorumlarının genel bir değerlendirmesini yapıyor.
Temmuz ayında İzmir'de gerçekleştirilen 8. Betonart Yaz Okulu'nun sonuç ürünleri moderatörlerin yorumları eşliğinde dergide yayınlanıyor. İstanbul üzerine özel bir sayı hazırlayan Alman Arch+ dergisinin editörü Anh-Linh Ngo ve konuk editörler Şevin Yıldız ve Pelin Tan ile yapılan, İstanbul'un 2000'den sonra yaşadığı kentsel dönüşümün tartışıldığı söyleşi de yine bu sayıda yer alıyor.
BETONART'a seçkin kitabevlerinden ulaşılabilir veya www.pab.com.tr/betonart websitesinden abone olunabilir.