Haberler

Grafikte ilk 'one man show'

Tarih: 2 Kasım 2009 Kaynak: Radikal Yazan: Nihan Bora
Çizgileriyle, dönemin ilerisindeki anlayışıyla memleketin ilk grafik sanatçısı sayılan İhap Hulusi Görey'in nadide işleri ve eşyaları sergileniyor. Koleksiyoner Ender Merter'le taze Cumhuriyet'i 'afişleyen' adamı konuştuk.

Koleksiyoner ve reklam ajansı sahibi Ender Merter, 15 yıldan fazla bir süredir, Türkiye'nin ilk grafik sanatçısı İhap Hulusi Görey'e ait afişleri ve eşyaları topluyor. 1920'li yılların Milli Piyango, Alfabe Kitabı gibi işleriyle Türkiye'de afiş sanatı ve reklamcılığının ilk temsilcisi olan İhap Hulusi'nin Merter tarafından derlenen ‘Cumhuriyet'i Afişleyen Adam: İhap Hulusi Görey' sergisi 13 Kasım'a kadar İstanbul Flatofis'te...

İhap Hulusi'yle ilgili materyaller toplamaya nasıl başladınız?
Türkiye'deki ilk grafik tasarımcı olmasıyla ilgi alanıma giriyordu. Araştırmaya, kovalamaya başladığınızda bir süre sonra herkes sizi aramaya başlıyor. Bende bu süreç 15 seneyi aştı; altı-yedi kitap var, yaptığım çalışmalar var. Araştırmaya girince kendimle özdeşleşen yanlarını da gördüm.

Neler mesela?
İşe bakış açısı, detaycı oluşu, eskiye merakı, küçük küçük dipnotları çok önemseyişi, konunun görselinden metin yazımına kadar bütün evrelerini bizzat yapması. Hatta bir ara bana İhap Ender demeye başladılar.

Koleksiyondaki eşyaların en değerlisi hangisi?
Bence en değerlisi, Cumhuriyet'in 10. yılında Atatürk'ün Alfabe kapağını yaptığı süreçte vermiş olduğu gümüş saatlerden biri. Bir de kullandığı fotoğraf makinesi çok değerli.

İhap Hulusi'nin özellikle bir dönem yaptığı afişler çok önemli. Bu zamanla kıyaslarsanız nasıl işler bunlar?
Bir kere hepsi bilek gücüyle yapılmış. Hepsi suluboya ve çini çalışmalar. Suluboya dünyanın en zor çalışmalarındandır, çünkü yanlış yaptığınızda geri dönüşü yok. Büyük bir titizlikle önce skeçler halinde çalışıyor, sonra renklendirip büyütüyor. Bu çalışmalar o kadar geniş bir yelpaze ki, o dönemin bütün bankaları, resmi kurumları için yaptıkları, yurtdışına yaptığı işler, hepsi bir araya geldiğinde büyük bir çalışma perspektifi görüyorsunuz. Bunun onda biri kadar iş yapmış sanatçıların müzeleri var. Öğrencilik yıllarından son nefesini verene kadar çalışmış bir insanı ancak bu kadar ön plana çıkarabiliyoruz, hâlâ da çabalıyoruz.

Reklam afişlerini nasıl tasarlıyormuş?
Finans sektörüyse finans sektörüne bir bakıyor. Zaten genç Cumhuriyet'in sanayileşmeye ve Batılılaşmaya dönük zamanı. Çok rahat iletişim kurabiliyor, yurtdışı bağlantıları olduğu için örneklere de bakabiliyor. O zamanlar için bu önemli bir avantaj. Çalışmalarındaki konsepti, günlük hayatın içinden çeken bir yapısı var. Mesela gidiyor bir pastaneye veya bir parka oturuyor ve orada hayal ediyor, çiziyor. O günlük hayattan adamı bankta otururken, bir kafede kahve içerken, yolda yürürken, gemiye binerken, taksiden inerken görebiliyoruz çalışmalarında. Bunların bazılarını derslerde örnek olarak da sunuyorum. Mesela bir Beykoz kunduraları reklamı var. Su geçirmeyen ayakkabılara "Martı gibidir, su geçirmez" diyor. Kullandığı görselde bir martı denize girerken, tüyleri su tutmadan çıkarken görünüyor. Ankara balı için yaptığı ilanda, adam kadını öpüyor, "Ankara balı senden daha tatlı" diyor. Böyle ilginç ve esprili yaklaşımları var; 60-70 yıl öncesine göre bakacak olursanız, hâlâ yeni nesil bile gülerek bakıyor. Çok önemli bir Milli Piyango serisi var. ‘One man show' tarzında çalışıyor ama yurtdışında olması, dört lisan bilmesi, karikatür dergilerinde, gazetelerde çalışması ona çok büyük bir zenginlik katmış.

Yıllar önce İhap Hulusi'yle çat kapı tanışmışsınız...
80'li yıllarda Kınalıada'da otururdu. O dönem biz de okul, iş hayatına gidip gelirken, yazları vapurlarda küçük sohbetler olurdu. Herkesin oturacağı yer belliydi. Genelde arka kısımdakiler gazetecilerdi. Bir sohbette Kınalı'ya yaklaştığımızda "Burada da grafiğin üstadı Yedigün ve Ramiz dergilerinde karikatürleri ve ilanları olan İhap Hulusi oturuyor" dendiğine kulak misafiri olmuştum. Tabii o zaman telefon, mail, hiçbir şey yok. Öyle çat kapı gitmiştim bir hafta sonu. Çok etkilenmiştim hakikaten. Kendisini bir Hollywood yıldızına benzetmiştim; 1.90 boy, manşetli gömlekler, gömleğin üstüne takılı saati, yeleği... Bir pazar günü böyle biriyle karşılaşmak enterasan.

İhap Hulusi'yle ilgili önümüzdeki senelerde yeni projeler var mı?
Evet. Marmara Üniversitesi'nin Sultanahmet'teki rektörlük binasında geçtiğimiz sene Cumhuriyet Müzesi açıldı, ben de koleksiyonumu oraya bağışladım. Orada bir köşemiz olacak. Hem arşivimde duran işler kamuoyuyla tanışmış olacak hem de o dönemi yansıtan çizgilerin sürekli durması orası için de faydalı...

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.