Haberler

Müzecilik de geleceğin trend mesleği

Tarih: 23 Kasım 2009 Kaynak: Vatan Yazan: Destan Harmancı
Sakıp Sabancı Müzesi dün, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesinin açılışını yaptı.

Sakıp Sabancı Müzesi dün, "Osmanlı Döneminde Venedik ve İstanbul; Nam-ı Diğer Aşk" adlı sergiyle İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesinin açılışını yaptı. Bu vesileyle bir araya geldiğimiz Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer ile Burhan Doğançay'ın rekor fiyata satılan "Mavi Senfoni" adlı eserinden günümüzde müzelerin durumuna, Kültür Başkenti organizasyonundan İlber Ortaylı ile yaşadığı tartışmaya kadar birçok şeyi konuştuk.

Sakıp Sabancı Müzesi'nde 2010 yılında hangi sergiler var?
Picasso, Dali gibi bir sergi yok ama başka büyük bir sergi var. O zaten 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti organizasyonuna sunduğumuz bir proje. "Bizans'tan İstanbul'a..." Çok büyük bir Bizans sergisi bu. Şehrin kuruluş anından başlayıp Bizans'a geliyor... O dönemin mirasçısıyız biz. Bu dönemin yeteri kadar bilindiğini düşünmüyorum, onun için bunu büyük bir sergi çerçevesinde ziyaretçilerimize göstereceğiz.

Eserler nerelerden geliyor?
İstanbul Arkeoloji Müzesi çok büyük bir kaynak, oradan eserler olacak. Onun dışında birçok eser yurt dışındaki koleksiyonlardan geliyor. Özellikle Bizans'la ilgili kısım yurt dışından geliyor.

Tarihi belli mi serginin?

Herhalde 2010'un ilk altı ayı için bu sergiyi gerçekleştireceğiz. Bahar girişi gibi olacak.

2010 projesi için büyük imkanlar yaratıldı ama insanlar kalıcı şeyler bekliyor


2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti projesinde birçok tartışma çıktı, ödenekler konuşuldu, yapamadılar denildi. Sizce biz bu projeyi yapmayı becerebildik mi?

Bu projenin içinde yer almadık, o tartışmalarda olmadık. Organizasyon heyetinde de yoktuk. Müzelerle ilgili pek çok restorasyon projesi sunuldu. Bunlar gerekliydi. Çünkü 2010 gibi büyük bir kutlamanın gerisinde kalıcı şeyler bekliyor insanlar. Şenlikler, fener alayları, konserler vs... Tabii bunlar hoş, güzel ama bize ne kalıyor. Büyük imkanlar yaratıldı bu iş için, büyük bir para ortaya konduğunu sanıyorum. Ama emin olun her böyle büyük organizasyonlarda bizdekine benzer tartışmalar yaşanıyor.

Yurt dışında da böyle sıkıntılar oluyor mu?

Selanik kültür başkentiyken biz oraya bir sergi götürmüştük. Programda kimlerin çalıştığına, organizasyonun nasıl olduğuna bir ölçüde şahit oldum. Orada bir sürü iş yapıldı. Bizans kültürü müzesi o vesileyle açılabildi. Şehrin alt yapısı tamamlandı, sahil şeridi sanat eserleri ile doldu. Ama o arada bile tartışmalar eksik olmuyordu, suçlamalar, dedikodular hiç bitmiyordu. Galiba büyük meblağların ortaya konduğu ve herkesin "Bu projede ben de yer almalıyım, ben de buradan bir kazanç sağlamalıyım" düşüncesi ortaya çıkınca bu tür tartışmalar da oluyor.

Bu projede Arkeoloji Müzesi'nin ortaya çıkması, ihtiyaçlarının karşılanması gerekir


Peki Türkiye'de neden sıkıntılar oluyor?

Türkiye'de tabii epey önce yola çıkılmasına rağmen bir görev değişikliği yaşandı, görevden ayrılmalar oldu. Sebeplerini hiç bilemiyorum. Eski grupta yer alanları tanıyordum, yeni gruptakilerle de bir iki vesileyle birlikte oldum. Herkesin iyi bir şeyler yapmak istediğini biliyorum. Şu anda görevdeki ekibin işi çok geç alma gibi bir şanssızlığı var.

Yani bu dönemden sonra artık ne kurtarılırsa kurtarılacak. Ama eminim ki bu Türkiye için büyük bir şans...

2010 projesi Türkiye için olumlu mu olacak?

Yapılamazsa yazık olur. Sadece birtakım belediyelerin zamanı kaldırım düzeltmeyle, yol açmayla geçmemeli. Bir şeyler kalmalı. Mesela Arkeoloji Müzesi'nin böyle bir projede ortaya çıkması gerekir. O müzenin bir hale yola girmesi, ihtiyaçlarının karşılanması belki birinci proje olmalıydı. Ya da Türk İslam Eserleri Müzesi'nin ihtiyaçları. Bunlar odak noktası yerler.

İstanbul demode, köhnemiş Avrupa başkentlerinden daha önde giden bir şehir


İstanbul nasıl bir sanat kenti haline gelir?
İstanbul'un aslında 20-25 yılda, hele son 10 yılda çok geliştiğini görüyorum. Müthiş bir dinamik sanat ortamı oluşmaya başladı, çağdaş sanat gündemde. Sadece tarih değil, çağdaş, güncel sanat çok önemli. Eskiden herkes zavallı birkaç galeriye giderdi. Şimdi o kadar çok şey var ki zaman yetmiyor. Dünya değişiyor, sanata, müzeye ulaşmak kolaylaştı. İstanbul dünyada moda oldu artık, bu şansı kullanmalıyız. Çağın gerisinde kaldığımızı düşünmüyorum tam tersine, İstanbul demode, köhnemiş Avrupa başkentlerinden daha önde giden bir şehir.

İlber Ortaylı ile yaşadığınız taht kavgası nedir, ne oldu?

Bir bardak suda fırtınadır. Konuşmaya değmez. İnsanları üzen ve yanlış yansıtan bir olay oldu. Zaten dosyada öyle bir malzeme yer almadı.

Sanatçının resimlerinin sirkülasyonu büyük rakamlara satılmasını açıklıyor
.
Burhan Doğançay'ın Mavi Senfoni adlı eseri 2.2 milyon TL'ye satıldı. Bu konuşulan rakamlar çok yüksek.

Bu tabii ki çok güzel, sevindirici bir şey. Ama müzayedelerdeki varılan rakamları biraz ihtiyatla karşılamak lazım. Yani durulduğu zaman da piyasada o rakamın devamlılığı gerçek çizgiyi verir. Müzayede biraz da çekişmedir çünkü. Bir sanat eserinin değeri ona biçilen rakamla ne kadar ölçülebilir onu da kendime soruyorum. Sanatçının eserlerinin sirkülasyonu biraz da bu rakamlara satılmasını yanıtlıyor.

Galiba sanatçının çok resim yapıyor olması, adının sürekli söyleniyor olması da önemli...
Evet... Mesela Avni Lifij'in eserleri uzun yıllar sadece Resim-Heykel Müzesi'ndeydi. Çünkü çok genç yaşta ölmüş bir isim. Ve eşi müthiş bir aşk ve kıskançlıkla yaşamayan eşinin "Bari eserlerine sarılayım" gibi bir duyguyla bütün koleksiyonu elinde tuttu. Yıllar sonra eşi epeyi yaşlıydı, Mehmet Güleryüz sanırım onu bir ölçüde razı etti ve ilk defa 70'li yıllarda sergilendi bu resimler. Bu aslında bir sanatçıya yapılan iyilik mi, kötülük mü onu da bilemiyorum. Ama bugün Avni Lifij'in bu söylenen rakamlara varacağı şüphelidir. Nedir bunun değeri, "Nadir olmak mı, elde edilmesi zor olmak mı, küçüklüğü, büyüklüğü mü, sanatçının onu baş eseri gibi addedmesi ve onun da öyle görülmüş olması mı" bilemiyorum. Pek çok nokta var bir eseri eşsiz kılan. Bir eser kişisel de bir tercihtir. Satın alan insan da o eseri inşallah, metrekaresi ya da revaçta olduğu için değil sevdiği için almıştır.

Devrim Erbil, Burhan Doğançay gibi isimler şu dönemin popüler ressamları galiba...

Bilemiyorum, dışarıdan öyle görünüyor. Tabii ki bu isimler dönem dönem değişecektir. Her sanatçı yerini bulacaktır ama Türk resminin o noktaya gelmesi ve bu kadar beğenilerek alınıp satılması önemli, iyi bir aşamadır. Ama umarım ki kamuyla paylaşılacak bir yerde sergilenir. Yani özel evlere giden resimleri ben biraz haksızlık yapılır gibi görürüm. Sadece dar bir cemaatin onu seyretmesi de başka türlü bir kıskançlıktır.

Devlet müzesinin elini kolunu bağlayan çok şey var, Türkiye artık kabuğunu kırmak zorunda.

Müzecilik geleceğin trend mesleği. Çünkü müzeler değişti. Daha güleryüzlü, neşeli yerler oldular. Artık müzelerden korkulmuyor. Türkiye de bunu izlemek zorunda. Ama "Özel müzeler kuruldu da, yapıldı da Türkiye'de müzeler değişti" diye bir şey yok. Bir devlet müzesinin, devlet kurumunun elini kolunu bağlayan çok faktör var. Devlet müzesindeki görevli sizinle benim konuştuğum gibi konuşamaz, beyanat, demeç vermesi yasaktır. Ne kadar anlatacağı şeyi olsa konuşamaz. Bilgisayar daha 10 yıl önce girdi Türkiye'deki müzelere. Pek çok şey değişti, biz de pek çok şeyi değiştirdik. Bunu bir misyon gibi düşünüyorum. Eskiden müzelerde herkes çatık kaşlı devlet memuru gibiydi. Ama dediğim gibi değişecek hepsi... Türkiye değişmek zorunda. Türkiye ve bizim meslek arkadaşlarımız artık kabuğunu kırmak zorunda.

İstanbul 2010 Kültür Başkenti'nin ilk etkinliği

Sabancı Müzesi, "Osmanlı Döneminde Venedik ve İstanbul; Nam-ı Diğer Aşk" adlı sergiye ev sahipliği yapıyor. 15'inci yüzyıldan 20'nci yüzyıla uzanan dönemde, Venedik ve İstanbul arasındaki etkileşimi ve tarihsel birlikteliği sanatseverlerle paylaşacak olan müze, İstanbul 2010 Kültür Başkenti projesine de başlatmış oldu. Organizasyonun ilk etkinliği olan sergide, dönemin kitapları, halıları, kumaşları, paraları, seramikleri ve resimleri yer alıyor. 28 Şubat 2010'a kadar devam edecek olan sergideki eserler Venedik şehir müzeleri, Topkapı Sarayı Müzesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Pera Müzesi ve Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi'nden seçildi.

 

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.