Haberler

Küreselleştirilen İstanbul

Tarih: 15 Aralık 2009 Yazan: Derya Yazman
İstanbul, senelerdir tartışılan, sorunları ortaya konan ama bir o kadar da bu sorunlara çözüm yolları bulunamayan bir şehir oldu. Çözüme yönelik tartışmaların biri de Osmanlı Bankası Müzesi'nin düzenlemiş olduğu 11 Aralık 2009 Cuma günü gerçekleşen "Küreselleşen İstanbul'da Ekonomi" konulu 2. İstanbul Sempozyumu idi. Katılımın oldukça yoğun olduğu bu konferansta akademisyenler ile İstanbul'un mevcut durumundaki sorunları ve geleceğe yönelik endişeleri masaya yatırıldı. Açılış konuşmasını Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof.Dr. Çağlar Keyder'in yapması ile başlayan konferansta küreselleşmenin İstanbul üzerindeki etkileri, yansımaları ve şu andaki İstanbul'un küresel dünyadaki konumu sorgulandı.

Keyder, İstanbul'un küreselleşme olgusu ile bazı sektörlerde büyümeye neden olarak yeni kültür endüstrilerinin ve bunlara bağlı ikincil yan sektörlerin ortaya çıktığını söyledi. Bu şekilde oluşan gelişme ile de İstanbul'daki istihdamın arttığını vurgulayan Keyder, İstanbul'un 2 parçadan oluştuğunu ifade etti. Bu iki parça: "küresel dinamiklerin bir parçası" ve "diğer bir kısım olan tarihi kökeni."

Keyder, 1990'larda İstanbul'un Bizans şehri mi?, Türk şehri mi?, yoksa İslam şehri mi? olarak satılması konuşulurken, şimdileri "Osmanlı Kenti" olarak satılması ön planda olduğunu vurguladı. Tabii Osmanlı Kenti'nden kastı Avrupa'daki tüm akımların burada yansımış olduğu, Batı'nın hiçbir zaman dışında kalmamış, kendi içinde çok kültürlü bir Osmanlı imajı.

İstanbul'un ekonomik anlamda yaşamış olduğu krizlere değinen Keyder, 2001 yılında yaşanan krizin yerel bir kriz olduğunu, Ankara'daki politikalar düzelince krizin de bittiğini fakat, 2008'de yaşanan krizin ise küresel bir kriz olduğunu söyledi. İstanbul'unda bu krizin önemli yansımalarının yaşandığı bir kentin olması nedeniyle de küresel dinamiklerin bir parçası olduğunu vurguladı. Küresel dinamiklerin etkisi ile kentin fiziksel anlamda da değişime uğradığını ifade eden Keyder, inşaat sektörünün gelişimi ve emlak kredilerinin artması ile gayrimenkullerin arttığını ve bu şekilde de kentin büyüdüğünü vurguladı. 3. Köprü ile de küresel dinamiklerin kenti kuzeye taşıyacağına da dikkat çekti.

Keyder konuşmasını sonlandırırken İstanbul'un 3 coğrafyasını tanımladı:

1)Merkezi İstanbul (Kültür Endüstrilerinin yoğun, soylulaştırmanın fazla olduğu, turistik bölge)
2)Eski Gecekondulaşan Mahallerin Oluşturduğu Bölge-1970'lerde (Şimdileri ise apartmanlaşan bölgeler)
3)Yeni Açılan Bölgeler (Gökdelenleri barındıran ve "Gated Comminity" diye adlandırılan konut alanları (TOKİ, Göktürk Evleri gibi).

TOKİ ile hazine toprağının özelleştirilerek toprağın metalaştığını söyleyen Keyder, bu sistem ile "Toprak Mülkiyeti Düzenleme" politikasının da ortaya çıktığını ekledi.


1.Oturumun Konuşmacıları: Prof.Dr.Ayşe Öncü, Dr. Eda Yücesoy,
Yrd.Doç.Dr. Asu Aksoy
Fotoğraflar: Osmanlı Bankası Müzesi Arşivi

Daha sonra konuşmaya Sabancı Üniversitesi'nden Prof.Dr.Ayşe Öncü devam ederek, İstanbul'un kurgularını Küreselleşme ve Neo-liberal olgular açısından vurguladıkları dinamikleri karşılaştırarak ifade etti.

Öncü, küreselleşme kurgularının mega kentler hiyerarşisi öngördüğünü ve küreselleşmenin giderek daha muhafazakar ve tutucu hale geldiğini vurguladı. 1990'larda çok daha fazla konuşulan "Küreselleşme'de İstanbul'un Konumu" konuları artık eskidiğini ve yerini daha farklı bir boyut aldığını söyleyerek, zenginlik ve yoksulluk sınırlarının arttığını ve giderek kutuplaşmaya doğru gidildiğini açıkladı.

Diğer bir konuşmacı olan ve Prof.Dr.Murat Güvenç ile İstanbul hakkında bir çalışma gerçekleştiren Dr. Eda Yücesoy konuşmasında, İstanbul'un 1990-2000 yılları arasındaki 10 yıllık süreç içerisindeki değişimi ortaya koyarak, Türkiye'deki istihdam ve iller bazında işgücü profillerindeki farklılaşmayı görsel malzemeler (harita, grafik, vb.) ile açıkladı. Yücesoy, kentteki fiziksel yapılanmanın 3'de 2'sinin 2000 yılından sonra gerçekleştiğini haritalar üzerinde göstererek konuşmasını sonlandırdı.

"Toplumsal Değişimin Ekonomi Politiği" başlıklı 1. oturumun son konuşmacısı olan İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Yrd.Doç.Dr. Asu Aksoy, kentsel dönüşüm politikaları ile kentin kalitesinin arttırılmaya çalışılarak "marka kent" olma çabalarının gündemde olduğunu vurguladı. Aksoy, şu an İstanbul'un içinde bulunduğu sorunlara dikkat çekti. Bunlar:

- Ankara'nın şu an dâhil olduğu süreci yönetememesi. Sermaye var, fakat harcanamıyor. Yönetim sorunu söz konusu.

- AKP'nin kendine oy veren tabanı karşısına alması,

- AKP'nin kendi kazdığı kuyuya düşmesi: rant üzerinden kentin pazarlanması söz konusu.

- Seçilmiş kurumların kamusal alanı hızla terk ediyor olması. Kamusallık krizi ortaya çıkıyor.

- Kent homojenleşerek, özgünlüğünü yitiriyor (Yapılan tasarımların hep aynı olması).

- Pahalı projeler ile sürdürülebilirlik endişesi ortaya çıkıyor.


2. Oturumun Konuşmacıları: Yrd.Doç.Dr. Erbatur Çavuşoğlu, Doç.Dr.Biray Kolluoğlu, Doç.Dr. Özlem Öz

"İktidar, Mekan ve Toplum" başlıklı 2.oturumun ilk konuşmacısı olan Mimar Sinan Üniversitesi'nden Yrd.Doç.Dr. Erbatur Çavuşoğlu, İstanbul ve küreselleşme hakkında bir takım savlara dikkat çekerek, 2009'da onaylanan 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı'na eleştirel bir açıdan baktı. Planın öngördüğü kararlara ve fiziksel bölgelere (10 Bölge) değinerek her bir bölgenin planın 2023 senesi için öngördüğü hedeflerini aktardı. Tüm bu kararlar doğrultusunda hedeflerin gerçekleşmesinin zor olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, kentin giderek ekolojik bir yıkıma mahkum olacağını ve kimliksizleşeceğini ifade etti. Konuşmasını bitirirken, tüm bu gelişmeler ve plan kararları doğrultusunda kenti gelecek nesillerinde nasıl bir "kentsellik" ve "toplumsallık" beklediğini sorarak herkesin zihninde bir soru işareti oluşturdu.

Bu oturumun diğer bir konuşmacısı olan Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç.Dr.Biray Kolluoğlu'nun konuşmasında ise, İstanbul'da yaşanan tüm ekonomik ve fiziksel değişimlerin sosyal açıdan yarattığı sorunlar üzerinde durdu. Yeni zenginlik ve yoksulluk süreçlerinin ortaya çıktığını söyleyen Kolluoğlu, yeni inşa edilen mekânlar (İstinye Park, Sapphire gibi lüks mekânlar, TOKİ'nin ürettiği Bezirganbahçe gibi) ile toplumsal ayrışmaların ortaya çıktığını ifade etti. Kolluoğlu, tüm bu ayrışmalarında "gecekondulaşmayı" ortaya çıkardığını söyleyerek konuşmasını bitirdi.

Oturumun son konuşmacısı olan Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç.Dr. Özlem Öz ise farklı bir bakış açısı getirerek "İstanbul Dönüşürken: Semt Pazarları" adlı çalışmasını tanımladı. Kadıköy Salı Pazarı örneğini vererek pazarların yer değiştirme nedenlerinin rant elde etme olduğunu vurgulayan Öz, yerleri değiştirilen pazar yerlerinin genellikle otopark alanı olarak kullanıldığını ya da devasal alışveriş merkezleri yapmak üzere yerlerinden edildiğini ifade etti.


3. Oturumun Konuşmacıları: Ali Artun, Prof.Dr. Aydın Uğur, Han Tümertekin

Katılımcıların soruları ile devam eden sempozyumun "Kültür Endüstrileri" konulu 3. ve günün son oturumunda ise, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi'nden Ali Artun, "Küreselleşen İstanbul'un Sanatsal Ekonomisi" konulu konuşmasını gerçekleştirdi. Konuşmasında, sanatsal etkinlikler aracılığı ile kentlerin pazarlamasına dikkat çeken Artun, sanatın finans mekanizmalarına tabi kılındığını vurguladı. Müzeler, bienaller hakkında konuşan Artun, müze sayılarının arttığı kadar izleyicilerin artmadığına dikkat çekti. Bu şekilde sanatın anlamının değiştiğini ve müzayedeleşmenin söz konusu olduğunu söyledi.

Daha sonra konuşmaya Prof.Dr. Aydın Uğur devam etti. Uğur, "Türk Medyası ve Kültürel Uygulamaları Ne Ölçüde Küresel?" konulu konuşmasında kültür endüstrilerini karşılaştırarak uygulamalarının ne ölçüde küresel olduklarını tanımladı.

Oturumun son konuşmacısı olan Mimar Han Tümertekin, kendi proje çalışmaları ile "Ekonominin Dönüştürdüğü Mimari" konulu konuşmasını yaptı. Ekonomik faaliyetlerin değişimi ile insanların beklentilerinde de değişimler olduğunu ve yaptıkları mimari projelerin de bu yönde değiştiğini söyleyen Tümertekin, projelerinin resimlerini göstererek tasarım kriterlerini açıkladı.

Tartışmaların en çarpıcı ve hararetli geçen kısmı ise, konuşmalar sonrasında izleyicilerden Han Tümertekin'e yönelik gelen Tarlabaşı ile ilgili soruların olduğu bölümdü. İzleyicilerin bir kısmı ile fikir çatışması yaşayan Tümertekin, konuya yönelik fikirlerini ifade etmeye çalışırken, tartışma sonlandırıldı.

Konuyla İlgili Linkler
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.