Millennium Deneyimi, dönüşün ve ölçeğin zaferiydi. "İngiltere'nin en gurur verici eseri" olarak methedildi. Bu, çadırın içinde, çatısı olabildiğine büyük ve sert bir evdi. Binanın tümü yaklaşık 1 milyar Pound'a malolacakken, 40 milyon Pound'a maloldu.
Burj Dubai, Dubai ekonomisi sallantıda olmasına rağmen kapılarını açmaya hazırlanıyor. Empire State Binası'nın da kriz döneminde tamamlandığı doğru ve şimdi dünyanın en ünlü binası konumunda. Burj Dubai'nin şaşırtıcı hırsı bir anda kibire dönüşüyor.
2000'li yıllar finansal tahminlere ve yaygın tüketime bağımlıydı. Mimarlık da bu duruma uyum sağladı (Mies van der Rohe'nin söylediği gibi: "Mimarlık taşa ya da çeliğe, titanyuma dönüşümde çağın arzusudur."). 1997'de Bilbao'daki Guggenheim Müzesi'nin açılmasıyla bu 10 yıllık sürecin başladığını söyleyebiliriz. Bu mükemmel galeri Zaha Hadid, Rem Koolhaas, Daniel Libeskind ve Norman Foster ile birlikte 2000'li yılların starlarından biri olan Frank Gehry tarafından tasarlandı. Burada turisti çeken mıknatısa benzeyen bir mimarlık var. Turizm acentaları haftasonları Bilbao'ya gelip, Gehry'nin bu eşsiz eserini görmeleri için tavsiyede bulunuyor. İngiliz politikacılar "Bilbao Etkisi" sloganını söylemeye başladı. Bu da şu demek oluyor: "Müthiş birşey!"
Mimar Alastair Lansley bana, Ebbsfleet'deki yeni Eurostar İstasyonu'nda neden "Bilbao Etkisi" olmadığı sorulduğunu söyledi. Fakat Kent, hayret verici bir finansör değildi. Lansley, beton ve cam malzemesi kullanarak modern bir metro istasyonu tasarlamıştı. O, pof poflanmak istemedi. Fakat bakanlık da bu durumu hiç umursamadı.
Gehry'nin tasarımlarında fantastik yeni binalar dalgasını takiben, bilimkurgu yapılarına benzer esnek görünüme sahip yapılar yer aldı. Yapım teknolojisindeki, malzemelerdeki ve bilgisayar yazılımındaki avantajları ile müşterilerin arzu ettiği müze, sanat galerisi, ofis ya da çarşı gibi fonksiyonlara dönüşebiliyor.
Hadid'in Wolfsburg'daki Phaeno Bilim Merkezi, Koolhaas'ın Porto'daki Casa de Musica, Foster'ın Londra'daki 30 St Mary Axe, Birmingham'daki Future Systems'ın Selfridges'i, Enric Miralles ve Benedetta Tagliabue'nun İskoç Parlemanto Binası gibi tasarımları dönemin göze çarpan önemli örnekleri.
Viyanalı Coop Himmelb(l)au çalışmalarından BMW Dünyası'nın korkutucu yeteğine şahit oldum. Burada ziyaretçilere "BMW Deneyimi" verilerek bir çeşit film setinde geziniyorlarmış gibi bir his yaratıyorlar. Fakat tüm bunlar ne için? Kaliteli arabalara yönelik... Eğer bir yetenek, tasarım okulları, hastaneler ve kamusal alanlarla bağlantı içindeyse tabii...
"Sürdürülebilirlik" vaazları verilirken, İngiliz Hükümeti, kente yayılmış küçük fakat yerel işler, okullar, kreşler, gençlik kampları ya da kamusal ulaşım için tasarlanmamış fakir evleri yönetti. Bu çevresel farkındalığın 10 yıllık süreci olabilir. İngiltere havaalanı terminal binaları, süpermarketleri ve Bluewater ve Westfield gibi büyük alışveriş merkezlerini korudu.
Bu aşırılığın kültürü, kendi kültürünü doğurdu. En güçlü yandaşı, Dünya Ticaret Merkezi'ne yönelik jetlerden birini uçuran Mısırlı Mohamed Atta'ydı. Atta, Kahire'de bir mimar, Hamburg'da ise bir şehir plancısı gibi eğitilmişti. New York'a saldırdığında, onun bu hırçın mücadelesi, gökdelenlere olduğu kadar batı değerlerine ve ABD'ye karşıydı.
Gökdelenler terör çağından kurtulabilir mi? Bir fark varsa, saldırı karşı koyma kültüründen beslendi: Orta Doğu şehirleri hızla büyüdü ve Burj Dubai öncekinden çok daha yüksek.
Bu aşırılığın tümü değildi. En hareketli yeni yapıların bazıları çok basitti. Dorset Holton Lee'deki The Faith House derince düşünceye yönelik çok sessiz bir mekan. Tony Fretton tarafından hayırsever kurumu olarak tasarlanan bina, Poole Limanı'nın manzarasına yönelik inşa edildi. "Fakir Köy Kilisesi" olarak anıldı. Sedir ağaç, cam ve huş ağacı yapımı bina, 150.000 Pound'a maloldu ve değişen dünyada modern bir tapınak örneği oldu. Tasarımcısı, "Kendi portrem gibi mimarlıktan kaçınmak için bir süreliğine gitmek isterim," dedi.
İngiltere'nin en karanlık yeri Northumberland'ın Kielder Ormanı'nda, Charles Barclay enfes, sade bir gözlem evi tasarladı. Ziyaretçiler yıldızlara, gezegenlere, meteorlara ve uydulara doğru çam ağacından ve Barclay'ın iskele yapısından gözlerini dikebilirler. Bilim adamları ve amatör yıldız bakıcıları için inşa edildi. Bu yapı, tantanasız, evrene karşı sözsüz bir bina gibi.
Kaydadeğer diğer bir örnek ise Hebridean Adası'ndaki An Turas feribot barınağı. Sutherland Hussey mimarları tarafından tasarlanan yapı, 100.000 Pound'a maloldu. Bir grup sanatçı ile tasarlanan bu yapı mimarlık sanatının bir parçası olarak nitelendirilir. İlgi çeken kısmı, cam ve ağaç yapı iskeleti ve adayı ve insanları tekrar çevirmesi ile denizin unutulması güç, çoşkulu olması.
Onların konumları gereği bu gösterişsiz binalar, hayalin mucizelerine yönelik bir vasiyetname. Onların hayalleri, "Wow!"dan çok "Ahh" diyerek mimarlığın çok farklı tipi olarak bilgilendirildi. Bu, şehirlerin mimarisinde küçük bir çılgınlık ve enerji için bir yer yok demek değil. Fakat, bu standart olmaya başladığında aşırı geri tepmeler olması mümkün.
2000'li yıllar inşaat mühendisliği yapıları ile desteklendi. Bunların çoğu da mimarları kapsadı. Liste oldukça uzun, fakat benim favorilerim Fransa'nın Millau Viyadüğü, Wilkinson Eyre tarafından tasarlanan Gateshead'deki Winking Eye Bridge, Marks Barfield tarafından tasarlanan London Eye ve Norman Foster, Arup ve Anthony Caro'nun tasarladığı Millennium Bridge.
Aşırı lüks, sona erer mi? Yeni tasarrufluk taşa dönüştürülecek mi? Bu hafta, London Bridge'de yürüken, yeni London Bridge Tower'daki "Shard of Glass"ın ilk fiziksel kanıtını gördüm. Renzo Piano tarafından tasarlanan bu yapı, İngiltere'nin ilk zirve binası olacak. Yaklaşık 300 m yüksekliğindeki bu yapı 2012'de tamamlanacak. Bu gökdelen yeni bir 10 yıllık döneme ev sahipliği yapar mı? Yoksa, 2000'li yılların son heyecan uyandırıcı ürünü mü olur? 10 yıllık bir süreç içerisinde sizlere bunun cevabını verebilmek için geri döneceğim.
Son 10 Yılın En İyi Binaları
Milenyum Dome
Milenyum Dome
Richard Rogers Ortaklığı ile mühendis Buro Happold tarafından 45 milyon Pound'a gerçekleştirilen, politik nedenlerle ortaya çıkmış bir ahmaklıktır. Sıklıkla Greenwich yarımadasına vurmuş bir deniz anasına benzetilir, bugün dev çadır başarılı O2 olarak tekrar doğdu. 365 metrelik çapı ve 100 metrelik yüksekliği ile titanik ölçüsü etkileyici.
Blur, Expo 2002
Blur, Expo 2002
Bu sansasyonel pavyon New York merkezli Diller + Scofidio mimarları tarafından tasarlanıp, İsviçre Exposu 2002'nin yıldızı olmuştu. Germe çelikten, kedi kızağı misali 20 metre yüksek ve 100 metre uzunluğundaki yapı, uçlarında Neuchatel Gölü üzerine cam ve çelik strüktür ile uzanıp genişliyor. İçeride ise misafirler 30.000 su jeti tarafından yaratılan bulut içinden defalarca geçebiliyorlar.
Serpentine Pavyonu, Londra, 2002
Serpentine Pavyonu, Londra, 2002
Mimar Toyo Ito ve mühendis Cecil Balmond tarafından geliştirilen şiirsel pavyon, duvar, yer, tavan, iç ve dış arasındaki sınırların eridiği geleceğin mimarisini öneriyor. Abartıların çağında, kusursuzluk ve sadelik sergiliyor.
30 St Mary Axe, Londra, 2003
30 St Mary Axe, Londra, 2003
Norman Foster'ın Gherkin'i hem imrenildi hem küçümsendi. Bazıları ofis kulesine saygı duydu, bazıları ise şehrin ukala hırsını sembolize ettiğini düşündü. Bu bina en çok içinde bulunanlara keyif veriyor: gökyüzü bahçeleri etkileyici ve restoranları ise dünyanın en nefes kesici mekanları.
Avrupa Güney Gözlem Oteli, Paranal, Şili, 2003
Avrupa Güney Gözlem Oteli, Paranal, Şili, 2003
Auer ve Weber mimarları ile Mary ve Ludescher mühendislik tarafından gerçekleştirilen bu "otel", Atacama Çölü'nde çalışan gökbilimciler için çalışıyor ve mimari ile peyzajın mükemmel füzyonu. Serinkanlılıkla dizilen geometrik kırmızı beton duvarlar manastır benzeri bir avlu yaratıyor. Bu avlu, düzenli şekilde sıralanmış odaların arkasında bulunuyor. Gösteriş ise cennete bırakılmış.
Pekin Ulusal Stadyum, Pekin 2008
Pekin Ulusal Stadyum, Pekin 2008
Mimar Herzog and de Meuron ile Çinli sanatçı Ai Weiwei tarafından tasarlanan 80,000 koltuklu dikkat çekici stadyum 2008 yılı Olimpiyatları'nın önemli bir parçasıydı. Birbiri ile iç içe girmiş iki binadan oluşuyor: kırmızı betonarme yapı oturma alanı olup etrafını çevreleyen çelik yapı ise "kuş kafesi". Olimpiyatlardan beri karizmatik bina büyük ölçüde gereksiz hale geldi.
St Pancras İstasyonu, Londra, 2007
St Pancras İstasyonu, Londra, 2007
Viktoryan Gotik tren istasyonunun muhteşem canlanışı, şimdi dünyanın en güzel istasyonlarından birine dönüştü. Alastair Lansley ve ekibi, 19.yy mimarisini ve akıl kaçırtan mühendisliği 21.yy trenlerine uyması için dönüştürmek üzere on yıl boyunca çalıştı. Otel ve kral dairesi ise henüz tamamlanmadı.
Millau Viyadüğü, Aveyron, 2004
Millau Viyadüğü, Aveyron, 2004
Saygı uyandıran köprü, A75 otoyolunu güney Fransa'da Tarn Vadisi'nin geçiyor. Mühendis Michel Virlogeux ile Norman Foster tarafından tasarlanan köprü en iyi vadi kenarından özellikle, Eyfel Kulesi yüksekliğindeki çelik direkleri, yaz bulutlarını zıpkınladığında görünüyor.
Neues Müzesi, Berlin, 2009
Neues Müzesi, Berlin, 2009
10 yıl süren sancılı inşaat süreci sonrası, 1939 yılında kapanan kültür taşıyıcısı popüler ve eleştirel sahiplenme için tekrar açıldı. Kompleks ve zeki tasarım, David Chipperfield tarafından geliştirildi ve eski binanın ihtiyacı olan tüm yeni teknolojiyi içerip yine de nefes alması sağlandı.
Burj Dubai
Burj Dubai
Dubai'nin ekonomisi, dünyanın en yüksek yapısı olan Burj Dubai'nin kapılarını açmaya hazırlandığı şu günlerde sallanıyor. Emipre State Binası üzerine Chrysler Binası'nın koyulmasına denk bir bina. Adrian Smith ve Bill Baker tarafından tasarlanan Burj, 160 katlı olup, otel odaları, Armani stili daireleri ve ofisleri barındırıyor.