Haberler

"Hayatın Çok Kuzeyi"

Tarih: 21 Aralık 2009 Kaynak: Wikipedia, ArchDaily, Monster Design Derleyen: Dilek Öztürk
Bugün 21 Aralık. Kuzey Yarımküre'de en uzun gecenin yaşanacağı gün. Bugün Dünya'da kuzeye gidildikçe geceler uzar ve havanın kararma süresi artar. Güneş ışınları, bu tarihte Kuzey Yarımküre'ye en eğik açılarla gelir ve bu yüzden, özellikle Kuzey Arktik Çemberi'ne yakın İskandinav şehirlerinde 24 saatlik geceler yaşanır. Gecelerin uzun sürdüğü, güneş ışınlarının sadece günde birkaç saat göründüğü şehirlerde yaşam, biz Akdeniz ülkeleri için sıradışı gelmiştir hep. Sokağa iki sandalye ve şemsiye atıp, öğlenleri en az iki saat dükkanlarını kapatıp "siesta" yapan, bu yüzden herşeyi telaşla tamamlayıp, bitirmeye çalışan insan manzaraları sunan ve havanın kararmasıyla artık saatin geç olduğunu algılayan kültürlere kıyasla çok daha farklı ve düzenli bir hayat var kuzeyde.. Belki de bu yüzden Dünya'nın refah seviyesi en yüksek ülkeleri burada...

İklimin bu şehirler üzerindeki etkisi büyük. Yaşam alanları, giyim tarzları, şehircilik anlayışları, mimarlık ve tasarım anlayışları, kullandıkları malzemeler ve aldıkları tedbirlerde, bulundukları coğrafyanın büyük ölçüde etkisi görülüyor. Herşeyden önce yaşadıkları bu sert ve soğuk ortamda, yaşam koşullarını nasıl düzenleyip, dünyanın imrenilen ülkeleri arasına girdikleri merak edilir. Bu noktada "Hygge" kavramından bahsedelim. Hygge, "sessizlik, sakinlik, mutlak rahatlama, üzücü hiçbir şeyin olmaması, duygusal anlamda huzuru bulma ve küçük, sade şeylerden zevk alma" anlamına gelir. Bu kavram tim İskandinav ülkeleri için geçerlidir. Kültürlerinde, çok eski zamanlardan beri varolan bu kavram, yaşamlarında her alana yansıyor.

Yaşam, devletin de sağladığı sosyal yardımlarla, daha refah bir seviyeye ulaşırken, daha yaratıcı olurken, bir yandan da depresyon ve intihar oranı da artıyor. Sakinliği ve sadeliği temsil eden, iklimin farklı yaşam tarzlarını doğuduğu şehirler, böyle bir ikilemi de yaşıyor aynı zamanda...

Helsinki


Helsinki

Finlandiyalı bir yazar Helsinki için "hayatın çok kuzeyi" yakıştırmasını yapmış. Avrupa'nın en kuzey enlemli başkentinde yaşam biraz yavaş tempolu, fakat gittikçe gelişiyor. Helsinki'de özellikle sanayi son yıllarda ülke için önemli bir yer etti.

Dünyanın en büyük kruvaziyer ve buzkıran gemilerinin inşa edildiği tersaneler, Baltık kıyısında uzaıyor. Baltık Denizi'nin az tuzlu, bulanık ve hep soğuk suları insanda fazla yüzme isteği uyanırmayabilir ama ülkedeki 2 milyon saunadan birinden ter içinde fırlayıp, huş ağaçları ve iğne yaprakllarla çevrili 188.000 gölden birine dalmak kolay unutulmayacak bir tecrübe olabilir.

Helsinki limanında, Viking Line ve Silja Line'a ait feribotlar, her gün Talinn'e, Gdansk'a, St.Petersburg'a ve Stockholm'e gitmek için bekliyor.

1800'lü yıllarda Carl Engel tarafından tasarlanan Senato Meydanı şehrin en çok ziyaret edilen yeri. Meydana yukarıdan bakan Protestan Katedrali'nin neo-klasik mimarisine, limana yakın başka bir tepede, Rus-Ortodoks Uspenskiy (Meryem'in göğe yükselişi) Katedrali tipik Rus mimarisiyle eşlik ediyor.

Stockholm


Stockholm

Stockholm'e 30.000 adadan oluşan adalar topluluğu (archipelago) içinden geçerek ulaşılıyor. 14 ada üzerine oturan yaklaşık 2 milyon nüfuslu İsveç başkenti, Kopenhag ile beraber İskandinav şehirlerinin en canlısı. Dar sokaklarındaki 17. ve 18. yüzyıldan kalma bitişik nizamlı, dar cepheli, üçgen alınlıklı yapılarıyla Gamla Stan (Eski şehir) aynı zamanda 608 odalı Kraliyet Sarayı'na da ev sahipliği yapıyor. Stor Torget (Büyük Meydan) üzerinde Nobel Akademisi var.

Djurgården adası turistik çekim merkezi. Adaya adını veren Hayvanat Bahçesi yoğun ziyaretçi alıyor. Tarihi füniküler ile çıkılan yakınlardaki bir tepe, ülkenin değişik köy ve kasabalarından getirilmiş kırsal yapıların otantik yaşam unsurları ile birlikte sergilendiği folklor köyü Skansen'a ziyaret için ideal başlangıç yeri.

Oslo


Oslo

Finlandiya ve İsveç'in geneline hakim düzlükler ve göller coğrafyası Norveç'te tamamen değişiyor. Fiyordlar ülkesinin kuzey ucunda kurulmuş Oslo, ülkenin yaklaşık dokuzda birini barındıran 540.000 nüfuslu başkenti. Petrol ihraç eden ülkelerin en yenilerinden biri olan Norveç 1972'den bu yana bu zenginliği kullanıyor. Dünyanın (Suudi Arabistan ve Rusya'dan sonra) 3. büyük petrol ihracatçısı durumundaki ülke, petrol fonlarında kötü günler için 150 milyar Dolar saklıyor. Yalnızca sosyal hizmetlerin halka sunumu ve geliştirilmesinde kullanılan bu fonlar, ülkenin olası zor günler için garantisi olarak görülüyor. Petrol zenginliğine rağmen Norveç dünyanın en pahalı ülkelerinden biri .

Mimarları Arneberg ve Poulsson'un 1950'de tamamladığı Oslo Belediye Sarayı (Rådhuset), kızıl-kahverengi tuğla yapısıyla, kimilerine göre liman kıyısında yanyana duran iki büyük dilim kahverengi Norveç peynirini andırıyor.

Belediye Sarayı önünden başlayan kordon boyunda modern eğlence ve yeme-içme mekanlarıyla gece hayatının merkezi Aker Brygge uzanıyor. Buradan kalkan dolmuş tekneleri 20 dakikada yolcularını limanın karşı tarafındaki Bygday Adası'na bırakıyor.

Bergen


Bergen

Bergen, UNESCO Dünya Mirası Listesin'de yerini alıyor. Kıyı boyunca dizilmiş rengarenk sıra evleri küçük limana masalsı bir görünüm veriyor. Ortaçağda Alman Hansa Birliği şehirlerinden biri olan Bergen'de kıyı boyu yapıları defalarca yanıp yenilenmiş.

Kopenhag


Kopenhag

Danimarka kültürü, gündelik hayatın karakteristik özellikleriyle besleniyor. Yaşam stillerinde "eşitlik" en önemli kavram. Kültür ve sanatın gelişmesi, ülkede devlet tarafından yapılan sosyal yardımlarla doğru orantılı olarak gelişiyor. Böylece kişisel ve kollektif insiyatifler, ülkede kendilerini göstermekte pek zorlanmıyor.

Danimarka mimarisi köklerini Viking Dönemi'nden alyor, fakat Orta çağ'da kendini belli ediyor. Rönesans Dönemi boyunca Danimarkalı mimar ve tasarımcılar, kraliyet saraylarında çalıştılar. 20. yüzyıl başlarında Danimarkalı mimarlar, kendi geliştirdikleri, "fonksiyonalizm" akımı ile adlarını duyurdular. Bu durum, Johan Otto von Spreckelsen ve Jorn Utzon gibi mimarların ortaya çıkmasını sağladı

Mimarlık ve Tasarım
İskandinav ülkeleri, buzul çağ, bronz çağ, german çeğlerı ve viking dönemlerinden beri zanaat ve arkeolojik objelere karşı ilgili olmuşlardır. Bu dönemlerde, hayvan formlarını dinamik bir geometri ile tasarım anlayışı getirdiler.

Geleneksel ve bölgesel formların yaratıcı bir şekilde kullanılması, 20. yüzyılda, Klint, Ragnar Ostberg, Sigfrid Ericsson, Eliel Saarinen ve Alvar Aalto'ya ilham verdi. Bu durum, İskandinavya'da yeni mimarlık kavramını doğurdu. Modern tasarım anlayışı metal, cam, seramik ve ahşapın birlikte, en sade biçimde kullanılmasını öngörüyrdu. Bu sadelik anlayışı mimarlık, tasarım, hatta moda alanlarında görmek mümkün. Malzemenin en saf haliyle kullanımı, İskandinav stilini ortaya çıkardı.

Alvar Aalto


Academic Bookshop, Helsinki, Finlandiya, 1969

Finlandiyalı mimar Alvar Aalto 20. yy'ın en önemli mimarlarından birisi. En büyük katkısı Bauhaus'un ve uluslararası üslubun çeşitli türevlerinin katı mimarlık öğelerini insanileştirmiş olmasıdır. İnancını kısaca şöyle özetler: "Yaşama daha kişisel bir yapı kazandırmak mimarın görevidir".


Kültür Evi, Helsinki, Finlandiya, 1958

Aalto kendine özgü mimarlık üslubunu, konferans salonundaki akustik dalgalı tavanıyla ünlü Viipuri kütüphanesinde (1927) ve basım odasındaki koni biçiminde sütunlarıyla ilgi çeken Turun Sanomat gazetesi binasında (1927-1930) geliştirdi. 2. Dünya Savaşı'nın Finlandiya'da yol açtığı yıkım, ülke boyutunda bir yeniden yapılanma ve kentleşme planı geerektirince söz konusu plan (özellikle Helsinki kent merkezinin düzenlenmesi), Aalto'nun başkanlığı altında bir komisyon tarafından tasarlandı. Bir adada yer alan Saynatsalo kasabası için de, çevredeki göl ve ormanlarının manzaralarını vurgulayan bir belediye merkezi yapan Aalto'nun sonraki yıllardaki yapıları daha sadedir. Ancak anıtsal Kongre Evi'nde (1962-1975) ve Helsinki Kültür Merkezi'nde de sanatın insancıl boyutlarını ortaya koymuştur.

İskandinavya ve Rusya'nın kuzey rüzgârlarına açık bölgelerinde, doğa, burada yaşayanların hayatında önemli izler bıraktı. İskandinavya'da ahşap inşaatı kesintisiz devam eden bir gelenek ve insanların kendi özeleştirilerinin bir parçası. Vikingler
zamanında yapılan çok sayıda blok yapılar, orman kiliseleri, tamamıyla ahşaptan yapılmış büyük şehirler günümüze kadar ulaşabildi.

Bugün, orman ve kereste, kuzeyin yaşam stilinin bir parçası ve bir yerde doğaya dönüş ile ileri teknoloji arasında, ahşap mimari içinde kendi ifadesini buluyor. Bu diyalektik sadece evlerde değil, aynı zamanda daha büyük havaalanı binaları, olimpik stadyum, parlamento binaları, konser salonları ve spor tesisleri gibi ve çok katlı ahşap binalardan meydana gelen konut alanlarında bile görülebiliyor.

Modern İskandinav Mimarisi'ne örnek olarak Tham & Videgard Hansson Arkitekter tarafından tasarlanan Nora House verilebilir.


Nora House

İsveç'te konuşlanan yapı, cepheleri sayesinde dışarıdan merak uyandırıyor. Gri ve mavi renkte katı yüzeylere sahip. İç mekan tasarım, insanı şaşırtıyor. Çünkü zemin katta yaratıcı bir açık alan konsepti kullanışmış ve evin tamamı, 4 farklı yaşam ünitesi ile organize edilmiş. Oturma, dinlenme ve çalışma alanları... Aslında bir komşuluk grubunda bulunan bu yapı, sanki millerce mesafede tek yapının kendisi olduğu, minimalist ve net çizgileri, ahşap malzeme ve doğal manzarasıyla sükunet sunuyor.

Tasarım


Erik Joergensen


İskandinav ülkelerinde tasarımcılara ilham veren bir hava, bir pus, bir ışık olmalı ki, son yıllarda bütün iyi butikleri Kuzeyli objeler dolduruyor. Teknolojiyle estetiği, kendilerine has "demokrasi" kavramı ile birleştiriyorlar. İskandinav tasarımcıların çoğu, "elitist olmayan, eşitlikçi objeler" fikrinden yola çıktıklarını söylüyor. Ama tabii sonuçta bu "eşitliğe yönelik" tasarımlar bazen öyle tutuluyor ki, üst gelir grubuna hitap eden objeler olarak sonlanıyor.


Jacop Jensen


Karl Andersson & Söner


Harri Koskinen

"İskandinav tasarımı" diye bir kavram durup dururken ortaya çıkmıyor tabii. Kuzeyliler, iklim koşulları yüzünden soğukla mücadele eden ama basit, ahşap objeler yaratmış. Ardından bu tarzı "kurumsallaştırarak" 1950'lerde Amerikan tasarım sahnesine İsveç, Danimarka ve Finlandiya ülkeleri olarak çıkmaları, "İskandinav stili" diye bir kavramın varolduğunu bütün dünyaya teyit etmiş.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.