
Yeni Bir Dilin Doğuşu
1. Dünya Savaşı'nın ardından askerler şehre dönmüş, bunun da ötesinde hepsi ya yaralı ya da işsizdi. Şehirde insanlar açlıkla boğuşurken, yoksulluk ve yaşamak için konut imkanları sınırlıydı.
Yaşamanın tek yolu şehrin dışında kendi evini inşa etmek ve kendi yiyeceğini yetiştirmekti. Şehrin merkezi toplanma ve eşyaları değiş tokuş etme yeriydi. Berlin, hızlı bir şekilde büyürken ve Neurath modern bir metropolün gelişimini izledi. Halk yeni teknolijilere hoşgeldin derken serbest piyasa ve kapitalizmin etkisiyle daha bireysel hale geliyordu.
Hem savaş sırasında hem de sonrasında insanların kendi yaptıkları yerleşim yerlerinde nasıl yaşadıklarını gözlemledi. Kendi kendilerini yönetiyorlardı, ekonomi ise daha çok değiş tokuşa dayanıyordu. Kısmen bu grupları ve daha sonra bütün dünyayı desteklemek için çeşitli yayınlar, topluluklar, birlikler ve enstitüler düşündü. Başlangıçta, toplu olarak sebze yetiştirmek ve 5 aşamalı "inşa kiti" gibi daha pratik uygulamalar ile ilgilendi. Bunlardan birisi mimar Margarete Lihotzky tarafından tasarlanan model konuttu. Konut, 1923 yılında 200.000 kişinin katıldığı fuarda sunuldu. Fakat ekonomi daha yeni kendine geldiği için ev arayanlar yeni sosyal konutlar ile ilgileniyordu. Neurath'ın kendi kendine örgütlenen yaşam tarzı ilgi çekmedi.
Durum karşısında morali bozuldu, bitmeyen heyecanını, çalışanların özgürleşmesi üzerine çevirdi. 1918 yılında Leipzig Savaş Ekonomisi Müzesi ve 1919-1924 yılları arasında Viyana Kent Planlaması Müzesi'ni yöneten Neurath, 1925 yılında belediyeden aldığı fonla Halk ve Ekonomi Müzesi'ni kurdu. Bu müze 20. yy'ın en yaratıcı kültürel deneyimlerinden biriydi. Müzenin misyonu alışılmamıştı. Bu misyon: sosyal ve ekonomik olayları kitlelere aktarmak, çalışan kesimin farkındalığını arttırmak, modern kapitalizmin "nesne" fetişizmini kırmaktı. Müzede insan eliyle yapılmış şeyler değil olaylar, yeniden üretilebilen, şeffaf, olağan, merak uyandırıcı ve garip şeyler sergileniyordu.
Önceleri "Viyana Tasviri İstatistik Metodu" olarak sonraları "International System of Typographic Education" kısaca "ISOTYPE" olarak adlandırılan grafik çalışma müzenin esas keşfi oldu. Bu çalışmanın esas amacı tasviri grafikler kullanarak sosyal ve bilimsel olayları popüler hale getirerek aktarmaktı. Neurath'ın ISOTYPE grafiklerini okumak sayı saymak kadar kolaydı.
Bir şeyi tam olarak anlayabildikleri zaman halkın değişebileceğine inanıyordu. Soyut bilgileri, hiç kelime kullanılmadan bir bakışta anlaşılabilecek görsellere dönüştürdü. New York, Londra, Moskova ve Lahey'de kurulan departmanlar bu bilgiyi yaymak için çalışmaya başladılar. Bu grafik dilin gücü tasarımcısına da dayanıyordu. Alman grafik tasarımcı Gerd Arntz uluslararası olarak anlaşılabilecek 4.000 adet sembol çizdi.
Neurath'ın grafik dilinin uygulandığı esas alanlardan bir tanesi kent planlamasıydı. 1920'li yıllarda Viyana'da sosyal konutların, stratejik kent planlama inisiyatifleri destekleniyordu. Bu da kentsel dokunun güçlendirilebileceği ve ekonomik konutların yapılabileceği anlamına geliyordu. Halkın eğitimi bu projenin temelini oluşturuyordu. Sosyal planlamayı merkeze alırken büyük kentsel yenileme inisiyatiflerini desteklemeye yardımcı oldu. Neurath'a göre sosyalist bir devlette çalışan kesimin entelektüel ve kültürel olarak toplumsallaşması için günlük yaşamda politik ve mimari dönüşümüne öncelik verilmeliydi.
Gerd Arntz'in yaptığı 4.000 çizimden 3 adeti
Halk ve Ekonomi Müzesi'nin yöneticisi olarak çalışmasının eğitim anlamındaki reformunu göstermek için pek çok işbirliği gerçekleştirdi. "Avrupa Bahçe Şehir "hareketinin esas kuruluşu olan Kent Planlama Kongresi ile Uluslararası Mimarlık Kongresi (CIAM)'ne katılmak bu işbirliklerine örnek olabilir. 1928 yılından kurulduğundan beri CIAM modern mimarlığın ve kentleşmenin sesi olmuştu. Yıllık olarak yapılan toplantılarda sosyal konutun yaygınlaşmasından rasyonel şehir planlamasına, minimum konut gereksinmelerinden sosyal ve fiziksel hijyene kadar konular tartışılıyodu. Neurath ile olan işbilrlikleri 1931-1935 yılları arasında bir dönemde gerçekleşti. Ülkeler arası ölçekte kent planlamasının dilinin standartize edilmesinde ilk sistematik hareketti.
1931 yılında Sovyet yetkililer, ülkedeki tasarımcılara ve teknikerlere Viyana Metodu'nu öğretmeleri için Otto Neurath, Marie Reidemeister ve Gerd Arntz'ı davet ettiler. Yukarıdaki görsel, 1932 yılında basılan "Pictorial Statistics and the Vienna Method" başlıklı kitabın kapağını gösteriyor.
Neurath'ın kamusal mekanın demokratikleştirilmesi konusundaki fikirleri Paul Otlet, Cornelik Van Esteren ve Le Corbusier gibi döneminin öncü isimlerini ve günümüzün mimarlık ve kentsel tasarım anlamında düşünce şeklini etkiledi.
Semboller kullanılarak hazırlanan harita. Avrupa'da çıkarılan madenler, yetiştirilen hayvanları, bitkileri ve sebzeleri gösteriyor.
1935 yılında Avusturyalı faşistler tarafından Viyana'dan sürüldüler. Ardından karısı Marie Reidemeister ve çizimleri yapan Gerd Arntz ile Lahey'e, oradan da İngiltere'ye taşındılar.
Bu grafik dilin en önemli özelliği kültürler ve diller arasındaki bariyerleri kaldırması. Bu sistem günümüzde infographic olarak adlandırılan şekliyle devam ediyor. Bu sistemin 50 sembolü özellikle havalimanları ile birlikte diğer ulaşım ağları ve büyük uluslararası etkinliklerde kullanılıyor.
Uluslararası olarak kabul görmüş sembollerden 3 tanesi. Herhangi bir dil bilmeye ihtiyaç duymadan kolaylıkla iletişim kurmayı sağlıyor.