Haberler

Galataport Yarım Kaldı, Tamamlamaya Çalışıyorlar

Tarih: 22 Ocak 2010 Kaynak: Birgün Yazan: Elçin Yıldıral
Galataport ihalesi yeniden hükümetin gündeminde. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın, ‘Galataport ihalesine, 2010'da çıkabilir' açıklaması yaptı. Açıklamanın ardından hükümete yeniden yeşil ışık yakan Royal Caribbean konsorsiyumun lideri İsrailli işadamı Eyal ve Sami Ofer kardeşler ise ihaleye yeniden girmek istediklerini duyurdu. İhaleye açıldığı ilk günlerde tartışmalara yol açmış ve meslek odalarının büyük tepkisi sonucu Danıştay tarafından yürütmesi iptal edilmişti. Ofer, daha önce Galataport ihalesini kazanmış ancak mahkeme kararı ile ihale iptal olmuştu. Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Galataport'a karşı çıkan isimlerin başında yer alıyor. Şener daha önce ihalenin onaylanması için Yüksek Planlama Kurulu'na (YPK) geldiğinde, Başbakan yardımcısı olarak ihaleye onay vermemişti. Şener AKP'den ayrıldı ve Türkiye Partisi'ni kurdu. İhale sürecinin sağlıklı bir süreç olmadığını söyleyen Şener'in ihaleyle ilgili eleştirileri ise devam ediyor.

‘ÖDEMELER 25 YIL SONRASI İÇİN PLANLANDI'
İhale koşullarının Türkiye'nin çıkarlarına uygun olmadığı kanaatiyle YPK'de ihaleyi geri iade ettiklerini açıklayan Şener, "Ödemelerin hemen hemen tamamı ağırlıklı olarak 25 yıldan sonra ödenecek gibi planlanmıştı. Hatta bu koşullar ile ihale edildiği ortaya çıktığında Rahmi Koç, "böyle bir ihale olacağını bilseydim ihaleye girerdim" şeklinde bir açıklama yapmıştı. Hükümetin Galataport projesi, sadece yarım kalan işi tamamlamaya benzemiyor veya yarım kalan işi tamamlamaya benziyor. Buradan kast ettiğim şu: Daha önce onaylanmayan bu adımın gerçekleştirilmesinde kişiye (Sami Ofer) karşı bir yükümlülüklerinin olmadığını umut ederim sadece" diye konuştu.

‘ERDOĞAN İLE OFER'İN HUKUKU GENİŞMİŞ'
Şener, Ofer Şirketi'nin Galataport ihalesine yeniden girebileceği yönündeki açıklamasına ilişkin ise şunları söyledi: "Sayın Başbakan'ın Sami Ofer ile kaç kere görüştüğünü yeniden sormak lazım. O dönemde Başbakan Sami Ofer'i tanımadığını açıklamıştı. Ama durumun kamuoyuna yansıyacağı ile ilgili bir kanaat oluşunca iki kez görüştüğünü ifade etmişti. Buradan en azından şu anlaşılıyor; Sami Ofer ile Başbakan'ın hukuku genişmiş. Kardeşinin Ofer'in firmalarında çalıştığını söylemişti ki burada Başbakan'ın vazgeçemeyeceği bağlantıların kurulmamış olmasını umut ederim."Galataport'un yapılacağı bölgenin önemli bir yer olduğuna dikkat çeken Şener, "Fatih Sultan Mehmet'in gemilerini Haliç'e indirdiği bölgelere yakın" dedi. Bölgede çok sayıda tarihi bina ve yapılaşmanın olduğunu dile getiren Şener, "böylesine radikal bir imar değişikliği ile tarihi dokunun baştan sona tahrip edilmesine yol açacak bir düzenlemenin hukuk sistemimizde mümkün olabileceğini düşünmüyorum."

‘GALATAPORT İÇİN YENİ HUKUK YARATILDI'
Hükümetin Galataport Projesi'ni, "İstanbul'un Küresel Sermayeye satılması için çok ısrarcılar" şeklinde yorumlayan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nden Mücella Yapıcı, bunun için yeni hukukun yaratıldığını söyledi. Galataport Projesi'nin Kıyı Kanunu'na aykırı olduğu için kanuna Kruvaziyer Liman maddesi koyduklarını söyleyen Yapıcı, "Bu maddeye göre; eğer siz bir yere bir kruvaziyer gemi yanaştırıyorsanız ard alanda istediğiniz imar hakkını verebiliyorsunuz. Sorunu bu şekilde aşmaya çalıştılar ancak yapamadılar" dedi. Bunun üzerine 5793 sayılı özelleştirme maddesinin çıkarıldığını belirten Yapıcı, "Buna göre özelleştirme kapsamına alınan yerlerde Eski Eserler Kanunu, Kıyı Kanunu gibi hiçbir kanunun geçerli olmayacağı hükmü getirildi. Mimarlar Odası olarak çok tepki gösterdik, kıyameti kopardık. Ancak bu da yetmedi. Uzmanlar ‘burada kruvaziyer liman olmaz' demesine rağmen İstanbul'un 100 bin ölçekli planında Galataport ve Haydarpaşa kruvaziyer liman olarak işaretlendi. O da yetmedi 1/5000'lik Beyoğlu planları yapıldı ve Galata bölgesini plan dışı bıraktılar" diye konuştu.

‘İNSANİ DEĞERLER PAZARA ÇIKARILIYOR'
Küresel sermaye iradelerinin hukuku belirlemeye başladığına dikkat çeken Yapıcı, şunları kaydetti: "Bu korkunç bir durum. İşe özel kanunlar yapılıyor. Ama hukuk devleti değil. Sanırım Türkiye'deki hukuk yetmezse uluslararası hukuka başvurmak gerekecek. Her türlü doğal, kültürel insani değerler pazara çıkıyor. İstanbul dünya mirası bir kenttir bu kadar kolay harcanamaz." Ofer Brothers şirketinin dünyadaki kruvaziyer turizminde ikinci büyük şirket olduğuna işaret eden Yapıcı, "Ayrıca kruvaziyer turizmi aslında özel kumarhanelerdir" dedi. Yetkililerin bir gemilik dahi olsa Galataport'a kruvaziyer limanı yapmak için elinden geleni yaptığını dile getiren Yapıcı, şu açıklamalarda bulundu: "Boğazın güvenliği açısından, deniz güvenliği kıyı güvenliği açısından ve de kruvaziyer limanlarının kendi işleyiş mantığı açısından Salı Pazarı asla uygun değil. Bölge boğazın başlangıç noktasıdır ve İstanbul'un siluetini çok ciddi etkileyen bir noktasıdır. Orada çok bütünlüklü bir plan çalışması yapılması gerekiyor."
İstanbul Şehir Plancıları Odası: Bütün kurallar alt üst edildi

İstanbul Şehir Plancıları Odası'nın ‘Galataport projesi'ne itirazları ise maddeler şeklinde şöyle:
1- Burası "Tarihi Galata Limanı" ve Beyoğlu Kentsel Sit Alanının ayrılmaz bir parçası. Bunun gerektirdiği korumacı bir planlama ve proje yaklaşımı benimsenmedi. Bu tarihsel ve kentsel özellikler yok gibi davranıldı, yoğun bir yapılaşma ve inşaat önerildi.
2- Burası aynı zamanda kıyı alanı. Kıyıların toplumun eşit kullanımına açık olması, kamu yararına kullanılması ve bunu sağlamak için de devletin hikim ve tasarrufu altında bulunması Anayasal bir zorunluluktur. Sadece Anayasal değil, evrensel kıyı koruma ve kullanma ilkelerinin de gereğidir. Buna uyulmadı. Buradaki kıyı alanları insanların eşit kullanımına kapatılmak istendi.
3- İstanbul kentinin genel durumu ve bu bölgenin koşullarına da hiç uyulmadı. Yani buraya aynı anda binlerce yolcu taşıyan büyük geminin yanaşması halinde, bu yolcuların kentin çarşısına pazarına nasıl gidip geleceği sorusuna da herhangi bir yanıt aranmadı. Ulaşım altyapısı zaten işlemeyen bir alanda yeni bir yoğunluk öngörüldü. Bunlar herhangi bir hesaba kitaba da dayandırılmadı.
4- İstanbul'un kültür turizmine yönelik hedefleri açısından da doğru bir yaklaşım benimsenmedi. Buraya gelecek binlerce turistin kentteki etkinliklerle doğru bir biçimde ilişki kurması amaçlanmadı. Bunun yerine, gemilerle gelen turistlerin çevresinden izole edilmiş liman alanı içindeki alışveriş merkezleri, oteller ve diğer alanları kullanmaları düşünüldü. Oysa bu İstanbul'un turizm potansiyelinin doğru bir kullanımı da değil.
5- Tanımı gereği bir turizm projesi olması beklenen "Galataport", aslında bir alışveriş merkezi ve otel projesi oldu. Yani gemilerden inecek turistlerin çok ötesinde sayıdaki insanlar tarafından kullanılabilecek alışveriş merkezleri ve oteller... "Kruvaziyer liman" lafı sadece bir maske olarak kullanıldı. Normal koşullarda kıyıda inşa edilmesi mümkün olmayan otel ve alışveriş merkezlerinin maskesi olarak...
6- Burada 1980'li yıllardan bugüne varolan uluslararası yolcu limanının geliştirilmesi yerine, buranın bir rant alanı haline getirilmesi düşünüldü. Bunda, tek yetkili kurum olarak Özelleştirme İdaresi'nin belirlenmiş olması da etken oldu. İstanbul kenti, kıyı ve turizm konularıyla ilgili olan İstanbul'daki belediyeler, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı burada tamamen devre dışı kaldı.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.