Güvendir, çeşitliliktir, hoşgörüdür, uygardır İzmir.. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nca başlatılan "Kültür Çalıştayı"nın üzerinden üç ay geçti. Hemen hepsi kendi alanlarında değer olan katılımcılar, kendi gözleriyle İzmir'i yorumladılar. Görüşlerini aktardılar, önerilerde bulundular.

Amaç, İzmir'in ulusal ve uluslararası kültürel vizyonunu harekete geçirmek, kentin kültür ve sanat alanında sahip olduğu değerleri ortaya çıkartarak tanıtmak.

İzmir, tarihi boyunca birçok inanç ve kültürü, karşılıklı saygı temelinde birbiriyle kaynaştıran medeni bir kent olmuştur. İzmir halkı, farklı kültürlerin bir arada oluşunu ve kaynaşmasını zenginlik olarak algılar, çünkü farklılıklardan doğan dinamizm ve yaratıcılığın değerini çok iyi bilir. Herkesin tercih ettiği yaşam tarzı ve kültürüyle yaşamasına zemin oluşturan çağdaş anlayış, gerçek demokrasi anlayışına sahiptir, İzmir'de yaşayanlar.

Kültür açılımında, İzmir'in tarihine sahip çıkmak ve kültürel mirasının korunarak geliştirilmesine çalışmak, İzmir'in Türkiye'de ve Akdeniz'de kültür-sanat imajının güçlendirilmesine yönelik projeler öncelikli olmalı. Başlatılan bu çalışmaların sadece "Çalıştay"da kalmaması ciddi engellerle karşılaşılmadan hayata geçirilmesi elbette en önemlisidir. Önceliklerin doğru saptanması ve gerçekçi önerilerin ele alınması, amaca ulaşılmasında etken olacaktır.

Tarihi Havagazı Fabrikası'nın nitelikli ve işlevsel bir yapı olarak yeniden kullanıma kazandırılması, ülkemizin en nitelikli konser mekanı Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nin işlevselliği, Doğal Yaşam Parkı gibi projelerin İzmir'e nasıl bir zenginlik kattığını hepimiz görüyor, yaşıyoruz.

Ve Karşıyaka'da deniz kıyısında, 24 bin metrekarelik bir alanda opera binasının yapımının başlaması.

İzmir'in açılımı ve gelişmesi yönünde kültür turizmine uygun olarak atılan olumlu adımlar bunlar.

İzmir kökenli olup uzun yıllardır İzmir'de yaşamayan veya İzmir ile hiçbir bağı olmadan dışarıdan katılan değerli şahsiyetlerin katkılarıyla başlatılan İzmir Çalıştayı'nda sunulan öneriler üzerine görüşlerimi sürdürerek paylaşma isteğindeyim sizlerle.

Kültür ve sanata adanmış bir yaşam
Kültür ve sanata adanmış bir duayeni kaybettik, onu yakından tanımaya hiç gerek yok arkasından üzülmek için. Kültür ve Sanat yaşamına katkılarını bilmeyen yok. O yaşadığı topluma unutulmaz bir zenginlik, kültürel miras bıraktı ardında. Son olarak açılışını kendisi göremese de Şişhane'deki Deniz Palas'ı halka açık bir kültür ve sanat merkezi olarak İstanbul'a kazandırdı. Geride iş dünyasındaki başarılarından daha çok, ülkenin kültür ve sanat yaşamına katkılarıyla anılacak. Şakir Eczacıbaşı'nın gözleriyle görmeyi, sanat ruhuyla hissetmeyi onun hayalleri doğrultusunda Türkiye'de sanata değer vermeyi ilke edinmeli;

"Türkiye'de sanatın boynunu bükük bırakmamalıyız."