Haberler

Eskişehir: Dönüşen kent

Tarih: 15 Şubat 2010 Kaynak: Dünya Gazetesi Yazan: Feridun Andaç
Geçen hafta, EGEV'in daveti üzerine, bir konferans için Eskişehir'e gitmiştim. Daha yola çıkmadan, giderek dönüşen bir kentle buluşmanın sevincindeydim. Dahası, yıllardır, her gelişimine adım adım izlediğim bir kentin dönüşerek nerelere geldiğini merak ediyordum. Öyle ki, yaratılan kentlilik bilincinde görünenler bir kenti nasıl biçimlendirmek gerektiğini de sık sık hatırlatıyordu bizlere Eskişehir.

Anadolu'yu gezince, anlatılanları dinleyince, Anadolu kentlerinde bir baştan bir başa nasıl bir değişimin yaşandığını gözlüyorsunuz. Daha geçen gün, Nezih Demirkent'i anma toplantısında, kenti Elazığ'ı anlatan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Şekerdağ'ın verdiği bilgilerin yan sıra izlettiği kentin tanıtım filminde gördüklerimiz şaşırtıcıydı. Bir kentin ekonomik varlığı, üretime katkısı, yatırım alanlarının gelişmişliği kentlilik bilincini var eden en temel yapılanmaları da getiriyordu. Eğitim, sağlık, kültür sanat alanında atılan her adım çağdaş kentin kuruluşunu biçimlerken insanın dönüşümüne de katkıda bulunuyordu.

Anadolu kentlerine yolculukları severim. Trenle ya da otobüsle yapılan yolculuklar ise çekim odağımdadır. Bu kez, Eskişehir'e giderken, ikisinin yerine otomobili seçtim. Yağmurla, soğukla gelen doğadaki değişimini gözlemekti niyetim. Öyle de oldu. Eğer sürücü koltuğunda değilseniz bu gözlemleriniz daha yoğundur.

Anadolu kentlerine yolculukları bir de bundan severim: Sürekli devinim içindedirler, değişmektedirler, kendi değerleriyle varlıklarını kanıtlamaktadırlar. Oralara gitme düşüncesi bu nedenle beni kendine çeker hep. Merkez'den ayrılma. Yani İstanbul'un ötesine geçme sizi bambaşka dünyalarla yüzleştirir.

Eskişehir'deki değişimin öyküsü bundan on yıl öncesine uzanır. Prof. Dr. Yılmaz Büşükerşen'in Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçilmesiyle başlayan bir süreçtir bu. Daha ilk adımda bir "arama konferansı" düzenleyen Büyükerşen'in, o günlerde bazılarınca "hayal"/"ütopya" denilen birçok şeyi bugün gerçekleştirmiş olması şaşırtıcıydı!

Kente adım attıktan birkaç saat sonra, dostumuz Tepebaşı Belediye Başkanı Dr. Ahmet Ataç'ın davetiyle Opera Binası'ndaki Türk Sanat Müziği konserine gitmemiz, Eskişehir'deki değişimin birçok yanını anlatıyordu aslında. Güzelim salon tümüyle doluydu. Karşımızda ise kentin Türk Sanat Müziği korosu ilk konserini veriyordu. Arada solo şarkılarla renklenen konserin iki de konuk sanatçısı vardı: Ali Şenozan ve Ruhi Güçlüer.

Konser sona erdiğinde Büyükerşen kentine yeni bir muştuyu veriyordu: Türk Sanat Müziği Topluluğu'muz kurulmuştur, bundan böyle çalışmalarını bu çatı altında sürdürecektir. İlk adımda tiyatro, sonra senfoni orkestrası, opera. Ve şimdi de Türk sanat müziği. Ardından da Türk halk müziği gelecektir eminim.

Kentin, kentlilik bilincinin gelişmesinde sanatın varlığı yadsınamaz. Büyükerşen bu düşünceden hareketle kenti âdeta yeniden biçimliyor. Var olan ruhunu renklendiren, insanının gelişmesine, kentte kendini iyi hissetmesine dönük birçok "ilk"i gerçekleştiriyor. Hatta diyebilirim ki; "model kent" kuruyor. Parkları, alanları, müzeleriyle birbirini tümlüyor. Kentin değişen görünümü bunu anlattığı gibi, insanın ruhuna işleyen bir çabayı da en temel amaçlardan biri kılıyor Büyükerşen. Oyun alanı gördüğü kenti, bir çocuk sevinciyle oyun müzesine dönüştürme heyecanı içinde bilge biri. Dokunduğu her şeyi ütopyadan gerçeğe dönüştürecek denli kararlı, çağının çağdaşı bir bilge.

Yolunuzu Eskişehir'e düşürün sevgili okurum, gidin mutlaka görün; kentin nasıl uygarlık arenası olduğunu bir kez daha düşünün derim.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.