Haberler

Hayal-et Yapılar

Tarih: 18 Şubat 2010 Derleyen: Derya Yazman
Tarih ve Yıkım / Hayalet Yapılar, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından desteklenen, Prof.Dr. Turgut Saner, Cem Kozar ve Işıl Ünal'dan oluşan bir ekip ile yürütülen bir proje. Bu proje, İstanbul'un tarih boyunca geçirdiği yıkımları ve yeniden yapılmaları, seçilmiş olan 12 yapı üzerinden tartışmaya açıyor. Seçilen 12 yapı şu şekilde sıralanıyor: (1) Sultanahmet'deki Antiochos Sarayı, (2) Saraçhane'deki Polyeuktos Kilisesi, (3) Galata Surları, (4) Saraçhane'deki Çandarlı Hamamı, (5) Sarayburnu'ndaki İncili Köşk, (6) Saraçhane'deki Direklerarası, (7) Kağıthane'deki Sadabad Sarayı, (8) Taksim Kışlası, (9) Eski Çırağan Sarayı, (10) Sultanahmet'deki Darülfünun, (11) Yeşilköy'deki Ayastefanos Anıtı ve (12) Levent'teki Squibb Binası.


Yapıların Yerleri

Günümüzde bu yapıların hiçbiri yok. Bu proje ile bu yapılar yıkılmış olmasaydı günümüzde çevrelerine nasıl bir etkide bulunacaklarına dair bir ışık tutmak hedefleniyor. Proje belirli aşamalardan oluşuyor: tarihsel araştırma ve mimari çizim, yapıların 3D modellemeleri aşaması, kentsel araştırma, araştırmaların sentezi ve kentsel senaryolar. Tüm bu çalışmaların sonucunda 2010 yılının sonlarına doğru ortaya çıkan ürünlerin sergilenmesi hedefleniyor.

Arkitera Mimarlık Merkezi olarak proje ekip üyelerinden Cem Kozar ile "Hayalet Yapılar" projeleri hakkında kısa bir söyleşi yaptık:

Hayal-et Yapılar projeniz nasıl ortaya çıktı? Projeniz ile ulaşmak istediğiniz temel hedef nedir?
Yıkım kavramı kentte her zaman güncel kalan bir konu, hızla gelişen bütün kentlerde olduğu gibi İstanbul'da da bunun gerilimi hissedilir. Önce kıyametler kopar, kavgalar yaşanır, tepkiler verilir... Çoğu zaman bunlar erk sahipleri tarafında görmezden gelinir, yıkımlar gerçekleşir ve aradan 10 yıl geçtikten sonra kimse bunları hatırlamaz bile. Oysa kentin belleğinde bunların önemli bir kısmının izlerini görmek hala mümkün: Bir duvar parçasında, bir taşın üzerinde, eskilerden kalmış küçük bir yazıda, sokak isimlerinde... Kentlinin belleğinden ise yıkımlar ve bunların yok ettikleri çoktan silinmiştir.

Projemiz de bu noktadan çıktı aslında. Evet, yıkım kentin ayrılmaz bir parçasıdır. Hatta varoluş biçimlerinden birisidir, ancak yıkımı ve yıkılanı hafızalardan silmek de kenti öldürmekle eşdeğerdir. Çünkü kent onu oluşturan tüm küçük hikayelerin toplamıdır.

İTÜ'den Prof. Dr. Turgut Saner ve Işıl Ünal ile birlikte 2007 yılında bu konuyu tüm kentliler ile paylaşabileceğimiz bir sergiye dönüştürme kararı aldık ve İstanbul 2010 Kültür Başkenti'ne bir proje önerisi sunduk. Aralık 2009'da ise İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ile protokol imzaladık ve çalışmalara başladık.

Projedeki amacımız, kentin yapımları kadar yıkımlarının da güncel kalmasını sağlamak. Yıkım kavramını tartışmaya açmak ve yıkılanı kentlinin belleğine geri çağırmak. Bunu yaparken geçmişe dair bir nostalji üretmek yerine, tüm bu yıkımlara günümüz çerçevesinden bakmaya çalışacağız.

Projeniz ile "koruma" anlayışının öneminin vurgulanmak istendiğini söyleyebilir miyiz?
Başta da belirttiğim gibi, yıkım aslında kentin var oluş biçimlerinden birisi, kenti cam bir fanusa koyarak koruyamayız. Çünkü doğası gereği dinamik olan kentin varlığını sürdürebilmesi için değişime ihtiyacı var. Hep aynı kalsın denilerek korunmaya çalışılan birçok kent nüfusunu kaybedip, çözülmeye başlamıştır. Önemli olan korumanın, yıkımın, yenilemenin bir dengesini sağlamaktır. 1950-1960 yılları arasında yol yapılacak diye yıkılıp sonra aslında yıkılmasa da yol yapılabileceği ortaya çıkan birçok yapı var. Aklıma ilk Raimondo d'Aronco'nun Karaköy'deki camisi geliyor mesela... Bizim seçtiğimiz yapılar arasında bulunan Çandarlı Hamamı da aynı kaderi paylaşanlardan... Bunlar tamamen bilimsellikten ve sağduyudan uzak hoyrat yaklaşımlar ile yok edilmiş. Günümüzde de aynı anlayış devam ediyor. Olduğu gibi korumak mümkün olmasa bile en azından mimari bütünlüğünü bozmadan dönüştürebilmek gerekiyor sanırım. Bunun da ötesinde vurgulamak istediğimiz şey yıkımı ve yıkılanı belleklerde taze tutmak ve kentlilerde kültür tarihine ve yıkıma karşı bir duyarlılık oluşturmak.

Proje kapsamında seçilen 12 bina neye göre seçildi? Binaların konumu açısından mı yoksa bina bazında sahip olduğu bir öneme göre mi belirlendi?
İstanbul'da özellikle son 50-60 yılda birçok yapı yok olmuştur. En önemli kriterimiz İstanbul'un farklı tarih dönemlerinden ve farklı yıkım öykülerine sahip yapıları seçerek geniş bir tarih ve yıkım yelpazesi yakalamaktı. Çoğu zaman bırakın rölövesinin alınmasını, yani hassas biçimde belgelenmesini, yıkılmadan önce fotoğrafı bile çekilmemiş birçok yapı var. Bu yüzden yapıları seçerken hakkında biraz olsun bilgi bulunabilecek yapılar seçmeye de özen gösterdik. Bu 12 yapı arasında önemli anıtsal yapılar olduğu gibi çok fazla bilinmeyen küçük yapılar da var.

Şu an projenizin hangi aşamasındasınız ve bu projenin oluşumu ne kadarlık bir süreçten oluşacak?
Şu anda yapılar ile ilgili mimarlık tarihi araştırmaları yapılıyor, eski fotoğrafları ve arşivleri karıştırıyoruz. Bir yandan da yapıların bilgisayar ortamında canlandırmaları yapılıyor. Bu çalışmalar ile paralel olarak bahar aylarında yapıların bulundukları çevre ile ilgili hikayeler toplamaya başlayacağız. Yapılar ayakta iken onların içinde geçen hikayelere de ulaşmaya çalışacağız.

Proje kapsamında yapacağınız araştırmalar ne tür analizlerden oluşacak?
Öncelikle ciddi bir mimarlık tarihi araştırması kısmı var. Bu kısımda yapılar ile ilgili tez yapmış ya da araştırmaların içinde yer almış kişilerden katkı alıyoruz. Bunun dışında daha önce bahsettiğim gibi kentsel çevrenin bir analizi olacak. Ancak bu daha çok hikayeler toplamak, kentte geçmişe dair izler aramak ve yıkımların kentsel çevreyi nasıl etkilediği üzerine fikirler üretmek şeklinde olacak. Yapılar yıkılmasa idi o çevre nasıl etkilenirdi sorusuna cevaplar aramak üzerine olacak. Bir de tarih içinde İstanbul'un doğal ve insan eliyle geçirdiği yıkımların onu nasıl etkilediği araştırılacak.

Kentsel senaryoların oluşum sürecine gönüllü olarak katılım olabilecek mi?
Her türlü gönüllü katılıma açığız. Aslında senaryolar ile ilgili birkaç toplantı ya da workshop yapılabilir diye düşünüyoruz. Bunlarla ilgili gelişmeler web sitemizden (www.hayal-et.org) ve blogdan takip edilebilir.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.