Haberler

Dünya'nın En Çirkin Havaalanları

Tarih: 23 Şubat 2010 Kaynak: Travelandleisure Yazan: Karrie Jacobs Çeviren: Betül Tuncer
Havaalanlarının %90'ı -Frankfurt'tan Muscat'a kadar- dünyanın en çirkini ünvanını almak için yarışabilir. Özellikle bazı havaalanları rezalet. Listeyi kısaltmak amacıyla, sık uçanlar arasında yapılan bilimsel olmayan anketleri kullandık ve bazı şeyler netleşti. Öncelikle, en suçlular, gereksinimlerden dolayı değil, seçimler sonucu çirkinler.

İkinci olarak, insanlar en çok kullandıkları havaalanından nefret ederler. New York'lular için bu JFK Havaalanıdır. Modern Sanat Müzesi'nin küratörü Paola Antonelli "Eminim daha kötü havaalanları da vardır ama New York en iyisine sahip olmalı," diyor. Angelenox için en kötü havaalanı LAX, "dağınık, alakazız ve sevimsiz" şeklinde yakınıyor. Silver Lake sakini Maren Levinson. Lizbonlu lezzet yaratıcısı Frederico Duarte, şehrindeki havaalanındaki yapay granit ve dev Martini&Rossi reklamlarını kötülerken, sık sık San Fransisko ile Milano arasında seyahat eden mimar Johanna Grawunder ise Milano'nun Linate Havaalanı'na kalpten bir haykırış seslendiriyor.

Yerel nefret anlaşılabilir. Yolcular sadece dönüş saatlerinden ve kronikleşmiş işlevsizlik ile fazla gelen monotonluktan nefret ederken, başkalarının şehre geldiklerinde ilk gördüklerinden utanıyorlar.

Üçüncü olarak, nefret etmeye bayıldığımız Amerikan havaalanlarının hepsinde kabaca aynı sorun var: 1950 veya 60'larda inşa edilmiş ve sürekli artan yolcu yükünü kaldırabilmek için devalarca genişlemişler. LAX'den fururist Paul Saffo "Orjinal zerafet hastalıklı şekilde benimsenmiş tekrar modelleme korsanları tarafından birbirinin peşi sıra yok edilmiş. Bir zamanlar güzel bir havaalanı olan şiimdi bozulmuş bir mimari korkuya dönüşmüş," diyor.

Yakın geçmişte ya da günümüzde savaş alanında bulunan havaalanlarını bu listeye katmak yanlış göründü bu yüzden Bağdat Havaalanı'nı değerlendirmeye almıyoruz. Üçüncü dünya havaalanlarını değerlendirmeye almamak kolay olurdu ancak adil olmazdı. Her şeye rağmen bazı yolcular için gelişmemiş havaalanlarının çirkinliği otantikliğin belirtisi.

Londra'da yaşayan fotoğrafçı Richar Baker aslında Khartoum veya Kathmandu gibi "uzun ince" tasarlanmış havaalanlarını tercih ediyor. Israrla "Barı havaalanları yanlış anlayanlar," diyor.

John F. Kennedy Uluslararası Havaalanı, New York
JFK önceden, o zamanlar hala Idlewild olarak adlandırılıyordu, çok güzeldi, zamanının en iyi modern mimarisinin bir araya geldiği bir yapıydı. Uluslararası Gelişler Binası'nın kemerli holü mobil Alezander Calder ile dekore edilmiş ve Eero Saarinen'in TWA Terminali cennetten bir parçaydı. Bu 50 yıl önceydi. JFK bugün cehennem gibi. Gelen yolcular sonsuz boş koridorlar ve merdivenlerce karşılanıyor. Modern Sanat Müzesi küratörü Paola Antonelli, "İşlevsel olmamanın ötesinde tamamen çılgınca," diyor. Endüstri ürünleri tasarımcısı David Gresham Delta terminali icin "pis, köhne ve işaretleme ve yön açısından zayıf" diyor.

İyi yanı: Yeni JetBlue terminali son derece işlevsel. 1990'larda inşa edilen Terminal 1 ise çok da kötü değil.

Charles de Gaulle, Paris
Uzun, kemerli, kolonsuz betonarme 2E terminali bir zammanlar zarif bir ek olarak görülüyordu, ta ki bir kısmı 2004 yılında çöküp dört kişinin ölümüne neden olana dek. Bu felaketten ayrı olarak yolcular, CDG'yi Mösyö Hulot'un gördüğü gibi görmeye başladılar: zalimce teknoktratlaşmış, hiçbir şeyin çalışmadığı ve kimsenin umursamadığı bir dünyanın sembolü. "De Gaulle'de, başka hiçbir havaalanında görmediğim kadar kötü yönlendirmeyle karşılaştım," diyor dünyaca ünlü bilim kurgu yazarı ve tasarım eleştirmeni Bruce Sterling. Bir şekilde, modern mimari ile ilintili tüm zalimlik 40 yıllık uçuş rötarının kurbanı gibi De Gaulle'ün içine takılı kalmış. Fransa'da yaşayan İngiliz tasarım gurusu John Thackara çalışanlarını sosyopatlara benzetmiş. Çalışanları yolculara ilettikleri berbat deneyimle empati kuramıyor."

İyi yanı: Havaalanının yeşilliklerinde tavşanlar güzel zamanlar geçiriyor.

Sheremetyevo Uluslararası Havaalanı, Moskova
Shermetyevo'nun 2. Terminal'i 1980 Yaz Olimpiyatları için hazırlanmış, tarihteki herhangi bir etkinliktekinden daha çok kötü mimari ruhu yarattı. Moskova doğumlu, New York merkezli mimar ve tasarımcı Constantin Boym, "Sheremetyevo 70'lerde, 'kahraman' enternasyonel stilde yapılmış ve altıgen bir ızgaraya oturtulmuştu. İçeride dolaşmak bir kabus çünkü tüm duvarlar ve yolcular birbirine 60 derecelik açı yapıyor. Birkaç yıl önce, tozlu tavan ızgarası daha pürüzsüz biriyle değiştirildi anca bu kozmetik değişiklik mekanın çirkinliğinin altını çizmiş oldu."

İyi Yanı: Kasım ayında yeni terminal D açıldı ancak Aeroflot transferleri "hazırlık ve personel" eksikliği yüzünden ertelendi.


Heathrow Havaalanı, Londra
Heathrow'un en önemli özelliği, New York'luların JFK konusunda kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamak. Heathrow aslında neye benzer, bunu tarif etmek zor. Miami Sanat Müzesi'nin eski direktörü ve mimar olan Terry Riley, havaalanını "birbirine sokuşturulmuş dört alışveriş merkezi" şeklinde tanımlıyor. En kötüsü 1961 yılında inşa edilen ve yolcuların uçaklarının kalkış saatlerine kadar güvenlik gişelerinden geçmelerine izin verilmeyen, alçak tavanlı merkezi bir oturma alanı olan 3. Terminal. Malezyalı bir tasarım tüccarı bu terminalle ilgili "Bir imparatorluk kaybetmiş ancak dünyadaki rolünü ya da bunu nasıl bir mimari ile temsil edebileceğini anlamamış bir ülkeninki gibi," diyor.

İyi yanı: 20 yıldır yapım aşamasında olan 5. Terminal 2008 yılında açıldı ve bagaj sistemi şimdilik iyi çalışıyor.

Washington Dulles Uluslararası Havaalanı, Dulles
Dulles, uzaktan harika görünüyor. 1962 yılında Eero Saarinen tarafından tasarlanan orjinal terminal binanın görkemli hamlesi. Sorun şuradaki, ziyaretçilerin çoğu bu görüntüyü göremiyor. Burada transfer olan yolcular, Dulles'u Amerika'daki tüm çirkin havaalanlarının hepsinin biraraya geldiği bir havaalanı olarak görür: alçak tavan, depresif aydınlatma ve koyu renk duvarlar. Havaalanı 1960'lardan 1980'lere kadar orta terminal salonları genişletildi ve yolcuları dışarıdaki binalara ve uçaklara "Uçak Arkadaşları" ve Chrysler tarafından tasarlanan Spiekermann'ın değişiyle "Blade Runner" taklidi "ayaklar üzerinde kamyon" olan Mobil Yolcu Salon"u ile transfer ediyor.

İyi yanı: "Mobil Yolcu Salonu"nun yerini alacak yeni bir tren sistemi Ocak ayında açıldı.

Narita Uluslararası Havaalanı, Tokyo
Narita'daki sorunun bir kısmı, insanın Tokyo'dan çok fazla şey bekliyor olması. Şehirden 73 km uzaklıktaki havaalanı 1960'ların planlamasının ve 1970'lerin stilinin ürünü: soğuk teknokrat ve ruhsuzca verimli. Narita'nın inşaatı arsa haklarında oluşan bir anlaşmazlık sonucu ertelenmiş ve ciddi çatışmalara sebep olmuştu. Hatta bir noktada yerel çiftçiyle, geçiş yollarından birini kapatmak için 60 metrelik çelik kule diktiler. Havaalanı tamamlandıktan sonra uzun bir süre boş durdu ve  9/11 saldırısından bile önce silahlı bekçiler tarafından korundu. Sanki havaalanlarının bu kadar sıkıcı ve olabildiğince nötr yapılmasının nedeni, daha fazla sorunla karşılaşmamak için alınan bir önlem alınmak istenmesi.

İyi yanı: Yorgun yolcuların duş alıp kestirebileceği ufak, günlük temiz oteller var.

Linate Havaalanı, Milano
Dışarıdan bakıldığında, Milano'dan 8 km uzaktaki Linate Havaalanı reklamlarla sıvanmış bir bülten tahtasını andırır. İçeride ise Avrupalılar'ın (İskandinavlar'ın mesela) nasıl yapacaklarını iyi bildiği tarzda hiper-işlevseldir. Ancak buradaki baskın konu estetik metro durağıdır. Sürekli Milano ile San Fransisko arasında uçan aydınlatma tasarımcısı ve mimar Johanna Grawunder'e göre "tavanlar alçak ve çok karanlık. Hatta yer döşemesi bile karanlık ve masalar hasta edici derecede kötü sarı plastik." Daha da ötesi, güvenlikten gelirken yolcular "Wolford çorapcısının içerisine atılıyor. Uçağınıza ulaşmak için mağzaların içinden geçmek zorunda olmanız inanılmaz!" diyor Grawunder.

İyi yanı: Linate, Milano'ya 18 dakika uzaklıkta. Halbu ki Malpensa bir buçuk saat uzakta.

Lynden Pindling Uluslararası Havaalanı, Nassau, Bahamalar
Karayipler sönük, tam gelişmemiş, betonarme, tekil havaalanıyla dolu. Nassau, zamanında gönülsüz çalışmış gibi görünüyor. Belki çirkin mavi halı yeniyken daha güzeldi. Aynısı bekleme salonunun tavanındaki akustik döşeme için ya da ana binada açıkta bırakılmış kafes tavan strüktürü için söylenemez. Önem verilmeyen girişimler atmosfere çok kötü yansıyabiliyor, tıpkı pamuk şeker rengindeki duvar ya da düş kırıklığı yaratan kafe (bulut şeklindeki tabelası ile) gibi. Yolculardan birisi Flickr'a sürekli kalabalık olan bekleme odasının bir fotoğrafını koyup  "Gürültülü. Kalabalık. Sıcak. Ufak. Öf." şeklinde isimlendirmiş. Çok haklı.

İyi yanı: 2009 yılının Temmuz ayında 400 milyon Dolar'lık bir genişleme projesinin temeli atıldı ve proje Amerika uçuşlarını yapan yolcular için çalışacak bir terminalle başlayacak.

Ngurah Rai Uluslararası Havaalanı, Depasar, Bali
Mottosu "Cenete Kaçış" olan havaalanı için şaşırtıcı derecede çirkin. Endonezya'nın başkenti Bali'ye yakın üçüncü en yoğun havaalanı, uzun ve alçak bir bina olup seramik çatı altında bulunur. Dışarıdan o kadar kötü görünmese de içerisi herhangi bir yerde olabilecek çirkin bir bekleme salonuna sahip. "Alçak tavanlar, çok az aydınlatma, her yerde rastgele sandalyeler ve bol miktarda gri," şeklinde anımsıyor Karanlık Nostalji'nin yazarı Eva Hagberg. "Tüm hatırlayabildiğim gri." Ayrıca bir havaalanının en dikkat çeken özelliği McDonald's ise bir problem var demektir.

İyi yanı: Yeni bir havaalanı projesi yolda.

Sofya Uluslararası Havaalanı, Softa, Bulgaristan
Sofya Havaalanı, 1937 döneminin yenilenmiş ve genişletillmiş bir kombinasyonu olarak 1. Terminal ve 2006 yılında açılmış 2. Terminal'den oluşuyor. Tahmin edebileceğiniz gibi eski terminal, stillerin ve eklemelerin bir karışımı. Yeni terminalin, bugünün en iyi havaalanlarının en iyi özelliklerini içeren bir tasarım olması gerekirken, göz kamaştırıcı derecede parlak ancak çözümsüz şekilde de komunizm sonrası mekanlara benziyor. Sanırım konik kolonlar Apollo uzay kapsülünü andırıyor ya da enteresan ana giriş daha çok ikinci sınıf bir kurumsal şirketin ana binasınınkine benziyor. İnşa edilirken, doğru parçalar kullanılmış ancak kurulum direktifleri yanlış okunmuş hissini uyandırıyor.

İyi yanı: Havaalanı kontrol kulesi için bir yarışma açıldı ve inşaat bu yıl başlıyor.


Hartsfield-Jackson Uluslararası Havaalanı, Atlanta
Atlanta Havaalanı dışarıdan nasıl görünüyor? Bir dış cephesi var mı? Bu havaalanına gelen yolcuların çoğu bir Delta uçuşundan diğerine transfer olmak için oradalar ve tek gördükleri metro ve yürüyen bantlar. Önde gelen Aerotropolis'in yazarı Greg Lindsay, "Çirkinler Kralı" olarak nitelendiriyor ve havaalanlarının dikdörtgen bekleme alanlarına karşı çıkıyor. Devasa merkezi alan 80'ler Amerikan alışveriş merkezi havasında. Kullanılan renk paleti de "Bej gezegeni!" şeklinde haykırıyor diyor David Gresham.

İyi yanı: Beklemi salonu B'de Nestle'nin kurabiye arabası var.

El Paso Uluslararası Havaalanı, El Paso, Teksas
El Paso Havaalanını dünya üzerindeki herhangi bir havaalanı ile karıştırma ihtimaliniz yok. Tartışmaya açık olsa da bu iyi bir şey. Terminal, bölgesel stilini (güneybatı adobe benzeri) harmanlama teşebbüsü. Kubbe benzeri bakır çatı tam olarak nereye ait: eski bir tren istasyonu ya da Rum Ortodoks kilisesi..? İçeride fast food alanları ve bilet kontuvarları güneybatı tarzında giydirilmiş. Girişte dünyanın en büyük bronz heykeli var (12 m) ve El Paso'ya adını veren İspanyol fatih Juan de Onate'nin şahlanmış bir at üzerindeki heykeli var. Ancak, de Onates'in asıl yeteneği, yerlileri katletmekti. Bilindiğine göre Acome Mesa'nın 800 yaşayanını katletti. Sonuç olarak politik açıdan sorunlu ve şimdi sadece "Atlı" olarak isimlendiriliyor.

İyi yanı: Benzersiz.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.