Haberler

Beklenen İstanbul depremi üzerine gerçek bir senaryo

Tarih: 1 Mart 2010 Kaynak: Hürriyet Yazan: Noyan Doğan
Genelde toplumda yaygın kanı, olası bir İstanbul depreminde; taş taş üzerinde kalmayacak, hemen hemen binaların büyük bir çoğunluğu yıkılacak ve ciddi can kaybı yaşanacak.

Nereden biliyorsun diyecek olursanız... Yıllardır zorunlu deprem sigortasını anlatan yazılar yazıp, televizyon programları yaptığım için kamuoyundan edindiğim izlenim bu yönde. Geçenlerde Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik ile sohbetimizde, halkın kafasında oluşan bu senaryonun gerçekleşme ihtimalini sordum. Erdik'in açıklamalarına geçmeden önce, şunu belirteyim. Diğer deprem uzmanları gibi Mustafa Erdik, gerek görsel gerekse de yazılı basında çok fazla çıkıp, sürekli açıklamalar yapan bir isim değil. Şimdi gelelim, konumuza...

30 bin can kaybı olur
"Halktaki bu endişe de olası bir senaryo ama bizim üzerinde durduğumuz konu başka" diyerek başlıyor anlatmaya Mustafa Erdik ve olası bir İstanbul depreminde can kaybının binde 3 olacağını yani, bin kişiden 3 kişinin hayatını kaybedebileceğini söylüyor. Erdik, binalardaki ağır hasar oranının da yüzde 3 olacağının altını çiziyor ve şunları söylüyor: "İstanbul'da kentsel bölgede 10 milyon kişi yaşıyor dersek, böyle bir depremde bizim tahminimiz, 30 bin civarında can kaybı olacağıdır. Elbette ölenleri geri getiremeyiz. Ama öbür taraftan önemli olan depremden sonra sosyo-ekonomik hayatın tesis edilmesidir. Burada da riskin transferi yani, sigorta sistemi, gündeme geliyor. Unutulmaması gereken, Türkiye kalkındıkça can kaybı sayısı azalacak ama diğer taraftan mali kayıplar artacaktır. Bunu da önlemenin yolu riski transfer etmekten geçer."

GSMH'nın yüzde 20'si
Mustafa Erdik, ekonomik kayıp konusunda da ilginç bir tespit yapıyor. İstanbul'da olası büyük bir depremde 40-50 milyar dolar kayıp olacağını vurgulayarak, "Bu kayıp da bizim GSMH'mızın yüzde 20'sinin götürür" diyor. Mustafa Erdik'e, gerek can gerekse de mal kaybını azaltmanın yollarını da soruyorum. Bunun üç yolu olduğunu belirtiyor, Erdik. Birincisi, yapılacak her türlü binanın altyapıyı kurallarına ve şartnameye uygun yapılması. İkincisi, performansı zayıf olan binaları güçlendirmek. Üçüncüsü ise, riskin transfer edilmesi. Mustafa Erdik, bu konuda da 99 depreminde sonra başlayan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) çerçevesinde uygulanan zorunlu deprem sigortasını örnek olarak gösteriyor ve şunları söylüyor: "Türkiye'deki konutların sadece yüzde 25'i depreme karşı sigortalı. Doğu Anadolu'da bu oran yüzde 10'ler seviyesinde. Mühim olan o bölgelerde bu oranı yükseltmek. Zorunlu deprem sigortası çok cüzi fiyata verilen bir sigorta. Bunun alınmaması için hiçbir neden görmüyorum. Bu oranı ne kadar yükseltirsek o kadar iyidir."

Okulların performansı
Mustafa Erdik ile vatandaşın üzerine düşen görevleri de konuştuk. "Öncelikle demokratik baskıyı artırmak gerekir" diyor Erdik ve bugün Meclis'te bekleyen depremle ilgili çok sayıda kanun olduğundan ve bunların bir türlü çıkmadığından yakınıyor. Ardından da ekliyor: "Vatandaşların bu kanunlar niye geçmiyor diye sorup, demokratik haklarını kullanarak, baskı yapmaları gerekir."
Sohbetimizin sonunda Mustafa Erdik, önemli bir konuya da değiniyor. Okulların depreme dayanıklılığı. Söyledikleri kimsenin hoşuna gitmeyecek türden. Erdik'e göre, okullarımız maalesef istenen performansa sahip değil. Bugüne kadar İstanbul'da 300'ün üzerinde okulun güçlendirildiğine dikkat çekiyor Mustafa Erdik ve "Türkiye geneline bakarsan yüzde 50 ihtimalle olası bir depremde, okullar iyi bir performans göstermeyecek. Oysa bu iş çok kolay. Belirli bir plan çerçevesinde güçlendirme yapılabilir" şeklinde konuşuyor.

Zorunlu deprem sigortası
Kandilli Rasathanesi Müdürü Mustafa Erdik ile sohbetimiz böyle. Açıkçası, kendi adıma hiç de iç açıcı bir sohbet olmadığını söylemem gerek. Hoş, bilinmeyen gerçekler değil. Sorun da zaten burada. Vatandaştan, kamu yönetimine kadar herkes; olası bir depremde ciddi can ve mal kaybı yaşanacağını, ekonomik kaybın ise çok büyük olacağını biliyor bilmesine de maalesef icraat yok.
İşin daha ilgincini de söyleyeyim. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde büyük bir deprem olduğunda. Mesela, Haiti'de. Türkiye'de zorunlu deprem sigortası satışı biranda artıyor. Aradan bir sene geçiyor, sigorta yaptıranların neredeyse tamamı sigortasına devam etmiyor. Diyeceğim odur ki... Depremle yaşamaya alışma konusunda halka da büyük görev düşüyor.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.