Geçtiğimiz hafta, İl Özel İdaresi'nin Konak'taki Tekel tütün deposunu satmayı planladığı haberleri basına yansıyınca, paçam tutuşmuş halde soluğu bilgisayarın başında aldım. Bildiğiniz gibi o devasa binanın küçük bir bölümü, prova çalışmalarını yapmak üzere yıllardır Devlet Opera ve Balesi sanatçılarına ayrılmıştır. Haliyle o yapının elden çıkarılması demek, temsillerine orada hazırlanan bale sanatçılarının bir anda kapının önüne konması anlamına geliyordu. İşte iki gün önce, 'Bale sanatçıları sokağa mı atılacak' diyerek kaleme aldığım yazıdaki telaşım bu yüzdendi.
Yazımda Devlet Opera ve Balesi'nin daha önceleri de tütün deposundan çıkarılma girişimine maruz kaldığını, artık böylesi bir tersliğe karşı önlem alınma zamanının geldiğini vurguladım. Çünkü İl Özel İdaresi, belediyelere ve meslek odalarına başvuruda bulunarak teklif beklediklerini duyurmuştu. Yani istedikleri bedeli ödeyen bir alıcı çıktığı anda, bale sanatçıları açıkta kalabilirdi. Senelerdir süren bu riske karşılık Opera Bale Genel Müdürlüğü'nün de bir 'B Planı' olmalıydı. Ayrıca harabe görüntüsündeki tütün deposunun fiziki koşulları da balecileri hiç mutlu etmediği için, Genel Müdürlük sanatçılarına sahip çıkarak yeni bir yer arayışına gitmeliydi...
Özetle bunları dile getirdiğim yazımın çıktığı sabah, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen beni aradı. Yazdıklarıma alınmış olmasına rağmen, her zamanki kibar üslubuyla önemli açıklamalarda bulundu. En büyük sitemi, yazımda İzmir'e karşı ilgisiz kaldığı imajının ortaya çıkmasınaydı. Meğer kendisi bir ay önce İzmir'e geldiğinde Tekel binasını ziyaret etmiş ve koşulların iyileştirilmesi amacıyla önemli değişiklikler yaptırmış. Sanatçıların çalıştıkları mekanlar o eski mezbelelikten kurtarılmış. Şimdi çok daha sağlıklı ve olumlu şartların hazırlandığı tütün deposunda balecilerin şikayetleri kalmamış.
Elbette bunlar çok güzel gelişmeler ama basına hiç çıtlatılmadığı için bir ay önce gerçekleştirilen bu yenilemeden haberimiz olmamış. En yakın zamanda, uzun süredir sanatçıların büyük fedakarlıklar gösterdikleri sorunların ne ölçüde ortadan kaldırıldığını gözlerimle görmek istiyorum. Rengim Bey, balenin oradan çıkarılması durumunda sıkıntı çekeceklerini kabul ederek, ''Ne yazık ki sanat mekanları konusunda İzmir istediğimiz düzeyde değil. Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Bey, şimdi yeni bir opera binası yaptırıyor. Ama keşke daha önceki yönetimler aynı duyarlılığı gösterseydi ve bugün kimseye bağlı kalmasaydık. Bu konuda İzmirliler de beklentilerini daha güçlü bir sesle dile getirmeliydiler. O zaman yerel yönetimlerin, ısrarlı talepler karşısındaki hizmet anlayışı daha değişik olurdu'' dedi.
Rengim Bey işletme giderleri yönünden en yüksek rakamı İzmir'e harcadıklarını da belirterek, ''Toplamda yıllık 750 bin lira kira bedeli ödemek zorunda kalıyoruz. Bu parayla neler yapılmaz? Şartlarımızı ne kadar iyileştirsek de, opera binasının tamamlanmasıyla sorunlarımızdan tamamen kurtulabileceğiz. Şu anda İstanbul'dan sonra salon sıkıntısı yaşadığımız ikinci ilimiz İzmir. Bu yüzden Aziz Bey'in yaptığı çok önemli bir iştir'' açıklamasında bulundu.
Ayrıca dün konuştuğum İzmir Devlet Opera ve Balesi Müdürü Aytül Büyüksaraç da, Rengim Bey'in son dönemde Tekel binasındaki mekanlarına önemli yatırımlar yaptığını vurguladı. Bale çalışmaları için şu anda en uygun yerde bulunduklarını belirten Aytül Hanım, ''Fiziki yönden bale sanatçılarımızın çalışabileceği kapasitede başka bir mekan bulmak kolay değil. Burada kalmak zorundayız. Balecilerimiz çalışmalarından sonra sahne provasına geçmek için terleri kurumadan Elhamra'ya yetişmek zorunda kalıyorlar. Tütün deposunun, salonumuza yakın olması da en büyük avantajımız'' diyerek Tekel binasında kendilerine tahsis edilen bölümün korunması gerektiğini ifade etti.
Anlaşılan yapılacak tek şey var. Koskoca Tekel binasında çok küçük bir yeri kapsayan ve Rengim Bey'in bütçeden hatırı sayılır pay ayırarak adam ettiği balecilerin çalışma alanı, her türlü gelişmeye rağmen korunmak durumunda. Opera binası hizmete girene kadar, Valiliğin gereken desteği sağlayacağını umuyorum.