Haberler

Turhan Selçuk, 32 Kısım Tekmili Birden!

Tarih: 16 Mart 2010 Kaynak: Wikipedia, Ekşisözlük, Karikatürcüler Derneği Derleyen: Dilek Öztürk

Turhan Selçuk, Abdülcanbaz'ı çizerken...

Türk mizahının önde gelen isimlerinden biri olan Turhan Selçuk'u 11 Mart 2010 tarihinde kaybettik. Türkiye'de "Karikatürcüler Derneği"nin kurucularından olan Selçuk, bir çok karikatür kahramanı yarattı. İlk olarak Akbaba'da çalışmaya başlayan sanatçı, ondan sonra Aydede, Yön, Devrim Örneği gibi dergilerde ve Milliyet, Akşam gibi günlük gazetelerde çalıştı.

Sanatçı yaptığı çalışmalarda, yaşadığı dönemi, hayal ettiği, kurguladığı zamanları kendi üslubuyla kaleme aktarıyordu. Selçuk'un kahramanlarının ve hikayelerinin mekanları ile ilgili olarak da yazmamak olmazdı. Dönemlerin her anlamda yansımasının kaçınılmaz olacağı şehir hayatı, mizaha ve karikatüre direk olarak malzeme veriyor çünkü... Sokaklar, mahalle hayatı, kıyafetler, meydanlar, saraylar, evler, hayatlar...

Sanatçı, en çok Abdülcanbaz karakteriyle tanınıyor. Abdülcanbaz, 1950 sonrasında yaratılmış bir halk kahramanı aslında... Bu kahramanın hikayesi de çok ilginç. Çünkü, en başta Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'ın senaryoları ile, Selçuk'un yarattığı karakterin tam zıttı olarak, kurnaz, açıkgöz bir turist rehberi karşımıza çıktı. Bu karakteri tiyatro ve sinemada da canlandıran Selçuk, 1991 yılında, Abdülcanbaz'ı PTT pulları üzerine de çizdi. Türkiye ve Avrupa'da bir çok müzede karikatürleri sergilenen sanatçı, en son Cumhuriyet gazetesinde çiziyordu. Gazeteci-yazar İlhan Selçuk'un kardeşi olan Turhan Selçuk'un yaptığı "İnsan Hakları" konulu karikatür sergisi Avrupa Konseyi'nin önerisiyle ilk kez Strazburg'da açıldı ve dünyanın birçok ülkesinde sergilendi.

Abdülcanbaz'ın Hikayesi



"Ben Abdülcanbaz'ı kahramanlık ötesi kaba kuvvetten güç alan, yozlaşmış bir çizgiroman türünden ayırıp, arıtmak istedim. Bir roman ya da bir hikâye anlatımının sanat değerini katarak bunu grafik sanatın çizgi gücüyle de besleyerek kişiliğini bulması yolunda çalıştım."

Abdülcanbaz'ın hikayesi ilk olarak 1957 yılında Milliyet gazetesinde başladı. Senaryoları önce Aziz Nesin yazıyordu. Daha sonra kısa bir süreliğine Rıfat Ilgaz yazmaya başladı. O dönemdeki Abdülcanbaz, bir turist rehberi, bir yeşilçam simsarı, bıçkın, kurnaz, açıkgöz bir tipti. Rıfat Ilgaz'ın yazmayı bırakmasıyla Turhan Selçuk yeni bir karakter yaratmaya karar verdi. Selçuk'a göre bu yeni karakter, halktan bir kişi. İyiden, doğrudan, halktan, haktan yana olduğu için de güçlü. Selçuk, "Halkını seven her dürüst ve namuslu kişide az çok Abdülcanbazlık vardır," diye de ekliyor.


Turhan Selçuk'un 2010'a tasviri...

Abdülcanbaz'da hikayeler tarihten, güncel sorunlara geniş bir yelpazeden seçili. Örneğin "Seyahat"i çizerken, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nden esinlendi. "Ramona Karatecinin Aşkı"nda, Selçuk, bir sahafta bulduğu İspanyolca bir kitaptan esinlendi. Bilim Kurgu hikayelerinde ise Jules Verne'nin etkileri görülüyor. Abdülcanbaz'ın en sevilen maceralarından biri olan "Toprak Nihayetlerine Seyahat" ise, İstanbul Küçükçekmece imamının yazdığı küçük bir risaleye dayanıyor. Macerlara, zamanın popüler isimleri, siyasetçiler, sinemadan ve edebiyattan kahramanlar da katılıyor. Bazı hikayelerde, hikayenin konusu hakkında tarihi bilgiler veriliyor. "Tulumbacılar Futbol Takımı"nda futbolun geçmişi, "Tekerleğin Öyküsü"nde tekerleğin gelişimi, "Sahra Kaplanı"nda petrolün tarihçesi veriliyor.

Toplumsal eleştiri Abdülcanbaz'ın her hikayesinde yer buluyor. Abdülcanbaz dini istismar eden, halkı sömüren kişilere karşı savaşıyor. Ayrıca Turhan Selçuk, sosyal sorunlara, güncel konulara sık sık göndermelerde bulunuyor. Abdülcanbaz'ın Mısır'a gittiği bir macerada, zamanın Kıbrıs Rum lideri Makarious birkaç karede görünyor.


Bir Abdülcanbaz Serüveni

Abdülcanbaz ve Mekanlar


İstanbul kent silüetinde, Osmanlı kılıklı insanlar ve bir uzay çarpışması... Abdülcanbaz'ın zaman ve mekan kaygısını ne kadar taşımadığını anlatıyor...

Kahramanımız Abdülcanbaz İstanbul'da kendine kiralık bir ev aramaya başlar. Eski püskü, Osmanlı devrinden kalma bir ev bulur. Bir göz atmak için içeri girer, fakat oracıkta uyuyakalır, ruya alemine dalar. İşte çizgi romanda geçen bütün bu maceralar, Abdülcanbaz'ın o evde gördüğü rüyalardır aslında.

Her şey o evde başlar. Karakterimiz hep bir rüya aleminde olduğu için de, kendini sürekli aynı kıyafetlerle görür. Abdülcanbaz her ne kadar kıyafetleri ve tarzıyla Osmanlı döneminden kalma bir karakter gibi görünse de, maceralarındaki mekanlar daha moderndir. Farklı zamanlarda geçen hikayelerinde, mekan arka plandan rahatlıkla okunabilir. Cami minarelerinden, cumbalı evlerden, o hikayenin İstanbul'da geçtiğini çıkarabiliriz. Bazen de apartmanlar, büyük, cam pencereler, gökdelenler ve çanak antenler kullanır. Bu arka plandan da, zamanın günümüze daha yaklaştığını ve Abdülcanbaz'ın artık kent merkezinde bulunduğu anlaşılabilir.


Arka Planda görülen gökdelen gökdelen ve çanak antenler, kahramanlarla büyük çelişki yaratıyor.


Osmanlı döneminde geçen bir hikaye...

Mekan, hiç kuşkusuz ki, aynı zamanda bir “sınırlandırma”dır. Abdülcanbaz'da da yaşanan serüven etrafında sınırı çekilmiş bir mekan olgusu var. Mekan, bir anlamda denetim altına alınıyor. Arka planda da olsa, mekanın ipuçları olmadan sanki o hikaye havada kalacakmış gibi duruyor... Turhan Selçuk'un da son zamanlarında çizgisi değişti ve daha çok grafik anlatıma yöneldi. Bu durum, karakter ve mekan çizimlerinden anlaşılıyor. Bu tarzı ile, mekansal öğeler de, karikatürlerde daha keskin, detaysız ama daha vurgulu bir şekilde karşımıza çıkıyor. Mesela, sadece gökdelen silüeti ve çanak anten çizerek, bu mekanın önüne her ne kadar pala bıyıklı ve şalvarlı karakterler koysa da, arka plandan kendini oldukça belli eden bu öğeler, bize öncelikli olarak mekanı çağrıştırıyor ve hikayenin geçtiği zamanı düşünmeye başlıyoruz.

Yaratıcısı Turhan Selçuk’un ifadesiyle Abdülcanbaz, “O, her çağda halkın özlemini duyduğu, hayallerinde yaşattığı efsanevi bir tiptir. Bazen masal dünyalarında, bazen günümüzde sürdürür yaşantısını, bazen de uzayı adımlar.” Gerçekten de Abdülcanbaz maceraları zaman ve mekan tanımaz. Kimi buzullarda, kimi yerin yedi kat altında, kimi de uzayda geçer. Abdülcanbaz için Afrika’ya, Ay’a seyahat etmek, milattan önceki dönemlerde gezinmek ya da geleceğe gitmek sorun değildir. Macera neredeyse oradadır. Ancak yaşadığı dönem çoğunlukla Osmanlı’nın son zamanlarıdır.


Berat İlk, Abdülcanbaz Film Projesi Çalışmasından

Günümüzde Abdülcanbaz ve Turhan Selçuk'un hala hatyırlanmasını ve yeni nesillere aktarılmasını sağlayan birtakım çalışmalar var. Bunlardan bir tanesi de Berat İlk'in "Abdülcanbaz'ın uzun metrajlı film" projesi. İlk, aslında profesyonel bir animasyon sanatçısı. Hamurdan, kilden, maketten yarattığı karakterlere, kullandığı bilgisayar programlarını katarak animasyonlar hazırlıyor.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.