Sonuçta değerinin çok çok yüzde 40'ına satılmış oldu. CHP'nin, Şehir Plancıları Odası'nın ya da "Hayalim bu bölgenin park olmasıdır" diyen mimar Doğan Hasol gibi İstanbulseverlerin satışa itirazları fayda etmedi. Mecidiyeköy malum İstanbul'da trafiğin en çok kilitlendiği alanlardan... Bir deprem durumunda halkın sığınacağı ender boş alanlardan... TOKİ'ye bu sakıncalar da anımsatıldı. Ama işe yaramadı. İstanbul Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş arazinin kamu yararına kullanılmasına değil peşkeş çekilmesine çanak tuttu. İstanbul maalesef çoktandır kentteki her boş arsayı insanların mutluluğu için bir ortak alan değil tanıdık müteahhitlere ikram edilecek "hazine" olarak gören bir zihniyet tarafından yönetiliyor.
Mecidiyeköy'deki alan kamuya aitti. Kamunun yararına kullanılmalıydı. Ancak bir müteahhidin veyla gurubun zengin edilmesinde kullanılacak. Tabii ki bu alanın betona dönüştürülmesinde emeği geçecek bürokratlara gereken teşekkürler sunulacak. Odalar ve CHP muhtemelen arazinin bu şekilde yapılanmasına karşı dava açacak. Ama davalar karara bağlanıncaya kadar gökdelenler göğü delmiş olacak. Atı alan Üsküdar'ı geçecek. Her şeye rağmen yargı yolu denenmeli... Bu kent cinayetine karşı gereken hukuki mücadele yapılmalı... Çünkü yağmalanan halkın malıdır.