Haberler

"Bir Toplumun Gelişmişlik Düzeyi Kaldırımlarının Yüksekliği ile Ters Orantılıdır"

Tarih: 20 Nisan 2010 Yazan: Dilek Öztürk


Düşler Akademisi ve Alternatif Yaşam Derneği'nin düzenlediği "Herkes İçin Kentsel Tasarım" seminerinde, engelsiz kentlerin tasarımları ve yönetim metodları üzerine bir sunum yapıldı ve konuyla ilgili Barselona'dan örnekler verildi.

Engelsiz bir kent tasarımı, genelde, engelli haklarını garanti altına almak ve buna göre engelliye uygun mekanlar üretmekten geçiyor. Bazen mekanlardaki yönlendirici işaretler, sadece engelliler için kullanılmaz. Bu, aslında bir ihtiyaç.

Toplumların gelişmişlik düzeyi ile ilgili sürekli karşılaştırmalar yapılır. Bu karşılaştırma kriterlerinden belki de en önemlisi, "engelsiz kent tasarımı". Bu durum aslında çok ironik. Çünkü, bazen refah seviyesi çok yüksek olan bir şehirde, engelliler için yaşam alanları kısıtlanmış, hareket özgürlüğü minimum sınıra indirgenmiştir.

"Bir Toplumun Gelişmişlik Düzeyi Kaldırımlarının Yüksekliği ile Ters Orantılıdır"
Yüksek kaldırımlar, gereksiz merdivenler, düşünülmeden yapılmış üstgeçitler, dar kapılar, olmayan tuvaletler, yetersiz toplu taşıma araçları ve bir de bunların hepsi, toplumsal dışlama ile birleşince, ortaya gerçekten de yüz kızartıcı bir durum ortaya çıkıyor.

Otellerdeki engelliler için yapılmış odalar, bir odadan çok, bir hastaneye benziyor. Bu, toplumun genelinde, engelsiz tasarım için ortak bir görüş maalesef...

Emniyetli ve güvenilir bir toplu taşımacılık, doğru konumlanmış otobüs durakları, eğimli rampalar, asansörlü geçitler, merdivensiz bina geçişleri, sinyalizasyon sistemi ve doğru konumlandırılmış açık mekanlar, tuvaletler... Engelsiz bir kentin olmazsa olmazları olarak karşımıza çıkıyor.

Yeni Bir Şehirleşme Süreci
Sokakların aynı düzlemde olduğu, kaldırımların olmadığı bir şehir düşünün... Her mekana rahatça ulaşıldığını... Özellikle ticari nitelik taşıyan sokak ve caddeler için bu bir avantaj. Çünkü, ulaşılabilirliğin aslında ticari bir getirisi de var.


Sokakların yeniden tasarlanmasıyla ilgili bir örnek.
Düz, eğimsiz ve kaldırımsız sokaklar, güvenliği ve erişilebilirliği arttırıyor.


İnşaat iskelelerinin güvenli kullanımı...

Erişilebilirlik, sadece engellilerin değil, herkesin yaşam kalitesini arttırıyor... Bisiklet, paten, bebek arabası kullanırken, karşı karşıya geçtiğimizde, kaldırımın sonlanması ve yerini rampaya bırakması bizim de şehirde günlük yaşamımızı sürdürmemizde kolaylık sağlıyor.

Bu noktada durup şunu sormak lazım. Engelli kim? Sadece vücudunda belilrli işlevleri yerine getiremeyen kişi mi? Biz, maalesef ki engelli teriminden bunu anlıyoruz. Kentsel tasarımda, şehirlerin daha da yaşanabilir mekanlar olması, her şeyden önce, sakinlerine erişim ve ulaşılabilirlik sağlaması çok önemli. Fiziksel ve resmi anlamda engelli olmayabiliriz, fakat kentsel kullanım alanında, pek çok engelle karşılaştığımız durumlar var... İnsan güvenliğini ve sağlığını göz önünde bulunduran bir kente sahip olmak hakkı, anayasada insanlara verilen hak ve özgürlükler dahilinde.

Barselona Örneği
Barselona'da belediye, bu konuda çok hassas davranmış ve neredeyse kentin tamamı için bir "erişilebilirlik planı" yapmış. Planı, coğrafi bilgi sistemleri kullanarak yapmışlar ve ilk etapta, ulaşılabilir ve ulaşılamayan sokakları ve binaları belirlemişler. Bu ilk aşamadan sonra yapılan kent planında birçok değişiklik meydana gelmiş. Bu plandan sonra daha çok sokak ve cade ulaşılabilir hale gelmiş ve binalar da buna göre tasarlanmış.


Barselona Planı'nın Gelişim Süreci

Sokak ve meydanlarda detaylı çalışan ekipler, sokaklarda asfaltları %100 seviyede değil, %97 seviyede tutmuşlar ve böylece kalan %3'lük kısma kaldırım yapabilmişler. Barselona sokaklarında kaldırımlar yüksek değil, bu sayede çok alçak. Bunun sışında, trafik ışıklarının bulunduğu alanlarda geniş rampalar yapmışlar. Bu rampalar sayesinde, tekerlekli sandalye, bisilet, bebek arabası kullananlar, rahatça karşıya geçebiliyor. Her rampanın yanına bir de çöp kovası koymuşlar. Aslında bu da güvenliği sağlıyor. Çünkü, sokakların bu köşesi, tehlikeli alan olarak tanımlanıyor ve çöp kovası da bu mekana bir sınır çekiyor. Ayrıca, trafik ışıklarında beklerkern ceplerinizi karıştırıp çöpünüzü atabiliyorsunuz.

Şehirdeki tarihi binalar için de bir strateji geliştirilmiş. Yapıldığı dönemde tuvaleti ve elektriği olmayan binalar, aynen bırakılmış. Döneminde elektriği ve tuvaleti olan tarihi binlaarda ise, engelliller için müdahaleler yapılmış. Hükümet de bu planları desteklediğinden, resmi anlamda, bu müdahaleler uygulanırken bir sorunla karşılaşılmamış.

Türkiye
Ülkemiz ise bu konuda, diğer ülkelere kıyasla çok geride kalıyor. Türkiye dışında İspanya ve Avrupa ülkelerinin çoğu, ECA (European Concept For Accessibility - Erişilebilirlik İçin Avrupa Konsepti) birliğine üye. Engelsiz kentler için, belirli koşullar belirlemişler ve uygulama kısmında danışmanlık da verebiliyorlar. Erişilebilirlik tasarımının nerdeyse hiç olmadığı, gelişemediği ülkemizde, bu, örnek bir oluşum olabilir aslında. Sonuçta, biz hala, hiçbir fiziksel engelimiz olmadığı halde metro asansörlerini, engelli tuvaletlerini kullanıyoruz. Engelliler için yapılmış olan kısıtlı da olsa birkaç hizmeti işgal ediyor, onlara yaşama alanı bırakmıyoruz.

Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.