Haberler

Çevre direnişlerinde ‘birlik’ arayışı

Tarih: 1 Temmuz 2010 Kaynak: Evrensel
TMMOB Ankara İKK tarafından gerçekleştirilen "Çevre Direnişleri Buluşuyor" etkinliği sona erdi. Ülkenin dört bir yanında yaşayan ve yaşam alanlarında çeşitli çevresel sorunlarla boğuşan yurttaşlar iki gün boyunca sorunlarını, sıkıntılarını, mücadelelerini ve önerilerini paylaştılar.

Genel olarak bakıldığında çevresel sorunların 4 ana başlık altında toplandığı görüldü. Çoğu altın işletmeciliği olan madenciliğin ortaya çıkardığı çevresel ve toplumsal sorunlar, HES'ler, termik ve nükleer santraller. Bu dört ana başlığın dışında etkinlikte çimento fabrikaları, katı atık sorunları, nehirlerde yaşanan kirlilik vb. konular da kendisine yer buldu.

TARTIŞMALARDA ORTAYA ÇIKAN TABLO
Yapılan sunumlarda ve tartışmalarda genel hatlarıyla ortaya şöyle bir tablo çıktı denebilir; Bergama ile başlayan siyanürlü altın işletmeciliği ve karşı verilen mücadele gündemdeki yerini koruyor. Bergama'da Koza Altın Şirketi, birçok yeni altın arama sahasını kapatmış durumda. Bu sahalar içerisinde yer alan Kozak Yaylalarında açılacak altın madenleri hali hazırda Ovacık'ta bulunan tesislerde siyanür liçi ile ayrıştırılacak. Şirket bunun yanında halen Havran Küçükdere'den kamyonlarla cevheri getirip Bergama Ovacık'ta siyanürle ayrıştırıyor.

Bergama'da altın madenciliğine karşı verilen mücadele yargı kararlarının uygulanmaması ve devlet destekli şirketin yürüttüğü kamuoyu çalışması nedeniyle gerilemiş durumda. Buna karşın Kozak Yaylası'nda yapılmak istenen altın madenciliğine karşı tepkiler sürüyor.

Bergama'da Eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın'ın ardından iş başına gelen belediyelerin altıncı şirket yanlısı tavır takınmaları, madene karşı verilen mücadeleyi zayıflatan unsurlardan birisi. Son seçimlerde başa gelen Mehmet Gönenç belediyenin altın işletmeciliği karşısındaki pozisyonunu Sefa Taşkın dönemindeki konumuna sokma düşüncesini ortaya koyarken, işin başında köylülerin olması gerektiğini ileri sürmekte. Bu anlamda "İşin içine siyaset bulaştırmamak" gibi altıncılar tarafından da şiddetle desteklenen yaklaşımlarla çevre hareketlerinin uzağında duran Kozaklılar bir anlamda kendi kendilerini yalnızlaştırıyorlar. Kozaklıların bu anlayışı altın madencilerinin kendileri için çizdiği sınırın dışına çıkmamak olarak da tanımlanabilir.

Niğde Ulukışla'da Gümüştaş Altın Şirketi'ne karşı verilen mücadele de ise kısmi bir başarı söz konusu. Özellikle Hasangazi ve Porsuk köylülerinin kararlı direnişlerini aşamayan şirket maden işletmelerini bu köylerin yakınına kurmaktan vazgeçmiş görünüyor.

Kışladağ'da TÜPRAG'ın kıyımı sürüyor. Altıncı şirket gece gündüz altın işletmeciliğini sürdürürken, en vahşi yöntem olarak adlandırılan siyanür yığın liçi yönteminin yöredeki etkisi her gün yeni bir olayla ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz haftalarda madene komşu Bekişli köyünde onlarca hayvan ölümleri yaşandı. Benzer ölümler ve sakat doğumlar İnay köyünde ve başka köylerde de yaşanmıştı. İnay köylülerinin maden karşıtı direnişi devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Eşme Kilim Festivali'nde Zülfü Livaneli Konseri için TÜPRAG şirketinin sponsor olması bu direniş sayesinde engellendi.

Çevre Direnişleri Buluşuyor etkinliğinde Erzincan Kemaliye ve Eskişehir Kaymaz'da devam eden altın işletmeciliği ile ilgili ses çıkmadı. Buralardaki durum da diğerlerinden farklı olmamakla beraber, mücadelenin bu bölgelerde henüz yeterli güce erişemediği ortaya çıktı.

HES'LERE KARŞI MÜCADELE ÖNE ÇIKIYOR
HES'lere karşı verilen mücadele de son yıllarda en öne çıkan direnişler halini aldı. Karadeniz'de yoğunlaşan mücadele ülkenin birçok yerinde yapılmak istenen HES projelerine karşı yayılma gösteriyor. Artvin, Rize, Giresun, Muğla, Hatay vb, onlarca değişik yörede binlerce HES projesi uygulama aşamasında. Belli bir Kwh'ın altında kaldığı için ÇED raporunun bile istenmediği 20 bine yakın HES projesinin gündemde olduğu etkinlikte ortaya konan bir başka gerçeklik oldu. HES'lere karşı verilen mücadelelerde bazı bölgelerde başarı kazanılsa da genel anlamda bu yoğun saldırı karşısında bir dağınıklık olduğu gözlerden kaçmıyor. HES'çiler Prof. Dr. Beyza Üstün'ün belirttiği gibi kapitalizmin ve onun kurumlarının politikaları gereği ülkenin dört bir yanındaki sulara el koymak için azgınca saldırıyor. Termik santraller ve nükleer santral dayatmalarında da durum pek farklı değil.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.